Obama 2.0 ?
Pete Buttigieg’in hızlı yükselişi, 12 yıl önce herkese umut vadeden başka bir “seçilmesi imkansız” genç politikacıyı hatırlatıyor. Trump’ın panzehiri 37 yaşında eşcinsel bir belediye başkanı olabilir mi?
ABD’deki 2020 başkanlık seçimleri için Demokrat Parti’nin içinde hiç görülmemiş bir adaylık trafiği yaşanıyor. En son saydığımda başkanlığa adaylığını ilan edenlerin sayısı yirmiye yaklaşıyordu. Daha bir o kadar da potansiyel adayın ismi ortalıkta telaffuz ediliyor. Çoğunun adını pek çok Amerikalının bile daha önce duymadığı bu adaylar arasından bir tanesi, belki de en sürpriz ismi, son zamanlarda bütün dengeleri alt üst etmeye başladı. Amerikalı demokratların yeni aşkı Pete Buttigieg.
Bir ay öncesine kadar kimse adının nasıl telaffuz edileceğini bile bilmiyordu (Türkçe fonetiğiyle buu-te-cec). ABD’nin cumhuriyetçi orta batı eyaletlerinden Indiana’nın, yaklaşık yüz bin nüfuslu South Bend şehrinin 37 yaşındaki demokrat belediye başkanı Harvard ve Oxford mezunu. Afganistan’da görev almış eski bir asker. Yedi yabancı dil biliyor, senfoni orkestrasına eşlik edebilecek düzeyde piyano çalıyor, İrlanda başbakanı ile Twitter üzerinden Ulysses tartışıyor. Eşcinsel, evli ve iki köpek babası.
İnsanların Belediye Başkanı Pete ile ilk gerçek tanışmaları bir ay önce CNN’de yayınlanan bir halk toplantısında oldu. Kendinden emin, sakin, ses tonunu son derece iyi kontrol eden (böğürmeden konuşmayı becerebilen) tarzı, sevimli bir şekilde sorulan sorulara verdiği net cevaplarıyla bir anda insanların ilgisini yakaladı. Bir belediye başkanının nasıl olup da ülkeyi yönetecek deneyimi olur sorusuna, mevcut başkanın tek deneyiminin ‘reality show’ sunuculuğu olduğu, başkan yardımcısı Mike Pence’ten de daha fazla yöneticilik deneyimine, baba Bush’tan beri de en fazla askeri deneyime sahip başkan adayı olduğu cevabını veriyor. Sürekli olarak, kendisinin şu andaki başkanın yaşına ancak 2054 yılında ulaşacağının altını çizerek, küresel ısınma ve otomasyondan kaynaklı iş kayıplarının kendi geleceğini etkilediğini, bu sorunların kendisi için kişisel kaygılar olduğunu anlatıyor.
Buttigieg konuşmalarında özgürlük kavramı ve toplumsal değerleri öne çıkarıp, bu kavramların cumhuriyetçilerin tekelinden kurtarılması gerektiğini söylüyor. Silah sahibi olma özgürlüğünün karşısına sağlık sigortasını yitirmeden çalıştığı şirketten ayrılıp kendi işini kurabilme özgürlüğünü koyuyor. Kişinin sevdiği insanla evlenebilme özgürlüğünden bahsederken, kocası Chasten’ın kendisini nasıl daha iyi bir insan yaptığını anlatıyor.
Konuşmalarda Trump’ın adını çok fazla anmıyor. Diğer demokratların aksine bir kişiye karşı değil, geleceğe yönelik mesajlar veren bir kampanya yürütüyor. Ancak geçenlerde LGBT örgütü Victory Fund’ın düzenlediği bir toplantıda, bir eşcinsel olarak yaşadığı zorlukları anlatırken kendi eyaletinin eski valisi, şimdinin başkan yardımcısı (ve bizim muhafazakâr politikacılarımızla karşılaştırıldığında bile sıkı yobaz) Pence’e salladığı yumruklar internette viral olmuş durumda:
Gençken eşcinsel olmamak için her şeyi yapabilirdim. Eğer zamanında bana, beni heteroseksüel yapacak bir hap verebilmiş olsaydınız, bir bardak su vermenizi dahi beklemeden onu yutardım. Hayatımın öyle zamanları vardı ki, içimde tam olarak hangi parçanın beni eşcinsel yaptığını söyleyebilseydiniz, o parçayı bıçakla kesip atardım. Tanrıya şükür öyle bir hap yok. Tanrıya şükür öyle bir bıçak yok.
Eğer eşcinsel olmak bir seçimse, o seçim benim çok üstümde bir makamda yapılmış. Bu dünyanın Mike Pence’lerinin anlamasını dilerim ki, benim kim olduğumla ilgili bir derdiniz varsa, sizin derdiniz benimle değil. Sizin kavganız bayım, benim yaratıcımladır.
Buttigieg bir ay içerisinde kendine çok hızlı bir hayran kitlesi yaratmış gözüküyor. Tanışma toplantılarında insanlar mekanlardan taşıyor. Her gün başka bir televizyon programında karşınıza çıkıyor. Başkan olduğu zaman neler yapacağı, hangi politikaları tam olarak uygulayacağı bile çok önemli değil şu anda. Amerikalı demokratlar, aynı 2008 seçimleri öncesi Obama’da olduğu gibi, ilk kez aşık olmuş ergenler gibi davranıyor, yerlerinde duramıyor.
Bu heyecan yavaş yavaş rakamlara da yansımaya başladı. Daha bir ay, dalga geçmiyorum, bir ay öncesine kadar neredeyse kimsenin adını duymadığı bu genç adam, önseçimin ilk yapılacağı Iowa ve New Hampshire’dan sonra şimdi de ulusal düzeyde yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, isim tanınırlığı çok yüksek olan ve favoriler arasında gösterilen Elizabeth Warren, Kamala Harris, Beto O’Rourke gibi adayları çoktan sollamış, Vermont Senatörü Bernie Sanders ve Obama’nın Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın arkasından üçüncü sırada. Ve hiç de orada kalacakmış gibi gözükmüyor. Kuşkusuz, bu başarıda kendisi kadar, şu anda insanlarda adeta bir Michelle Obama etkisi yaratan, bir anda Twitter’da fenomen haline gelen kocası Chasten’in de büyük payı var.
Daha şimdiden pek çok tanınmış demokrat, Buttigieg’e doğru yönelim sinyalleri vermeye başladı. Obama ve Clinton kampanyalarında çalışmış pek çok politik operatör de Buttigieg kampanyasında yer almak için kendilerini öne atmış durumda. Halktan kampanya için gönüllü olarak toplanan bağış miktarı 8 milyon doları aştı. En ilginci de, ne “artık beyaz bir erkek istemiyoruz” diyen demokratlar, ne de diğer tüm demokrat adaylarla dalga geçen cumhuriyetçiler, eşcinsel bir adaya karşı tepki toplamadan nasıl muhalefet edebileceklerini çözmüş değiller. Trump’ın Belediye Başkanı Pete hakkındaki devam eden sessizliği de buna alamet.
Daha önseçimlerin başlamasına on ay, başkanlık seçimlerine ise bir buçuk sene var. O sürede neler olur bilinmez. Ama şunu diyebiliriz ki, sonuçlar ne olursa olsun hem Demokrat Parti’nin, hem de Amerikan ve dünya politikasının geleceğini etkileyecek yeni bir yıldız doğuyor. Sevin, sevmeyin, bu adamın adını telaffuz etmeyi öğrenmekte fayda var. Pete Buttigieg, buu-ta-cec diye okunuyor, herkes ona Belediye Başkanı Pete diyor. Ve çok yakında ABD’nin ilk eşcinsel başkanı olabilir.
Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor
