Obsesif Kompulsif Bozukluk ve İstenmeyen Girici Düşünceler

Gökçe Akın
Türkçe Yayın
Published in
3 min readApr 29, 2020

--

Aşağıyı okumadan önce bir tahminde bulunmanızı istiyorum. Sizce aklımıza günde kaç düşünce geliyordur? 500? 1000? 7000?

Aklımıza günde toplam 10000 düşünce geliyor ve geçiyor. Bazen onların farkında bile olmuyoruz, bazen gelip geçişlerini izliyoruz, bazen de uzun süre bir düşünceye odaklanıp onun gidişine izin vermiyoruz.

Öncelikle obsesif kompulsif bozukluktan (OKB) bahsetmek istiyorum. Obsesif kompulsif bozukluk; obsesyonlar ve kompulsiyonların hakim olduğu bir mental bozukluktur. İstenmeden geliyor gibi yaşanılan, bireyde sıkıntıya yol açan, tekrarlı ve sürekli şekilde gelen düşüncelere ve imgelere obsesyon, obsesyonların oluşturduğu kaygıyı azaltmak için katı bir şekilde uyulması gereken düşünce ve eylemlere ise kompulsiyon diyoruz. Bu yazımızda birlikte obsesyonları inceleyelim.

Obsesyonları içeriklerine göre kategorilendirebiliriz.

Bulaş ve temizlik obsesyonu; kir, mikrop, kimyasal, beden salgısının bulaşacağına dair girici ve tekrarlayıcı düşüncelerdir.

Patolojik şüphe obsesyonu; bireyin elektrikli cihazları prizden çekip çekmediğine dair girici düşünceleri vardır. Buna ek olarak, başkalarına zarar vereceği veya kötü sözler söyleyeceği ile ilgili tekrarlayıcı düşünceler de bu kategoriye aittir.

Simetri/düzen obsesyonları; nesnelerin simetrik ve düzenli olması gerektiğine dair girici düşünceler bulunur.

Cinsel ve dini içerikli obsesyonları ise ‘diğer’ kategorisine alabiliriz.

Bireyler bahsettiğimiz obsesyonların verdiği kaygıları gidermek için kompulsif davranışlarda bulunurlar. Örneğin temizlik obsesyonuna sahip biri, ellerinin temiz olduğundan emin olmak için ellerini bir tören şeklinde bir saatte yıkıyor olabilir.

Gün içinde aklımıza 10000 düşünce geldiğinden bahsetmiştik. Aklımıza gelen düşüncelerin içeriğinde birine zarar verme ve öldürme isteği, aniden çıldırabileceği düşüncesi, günah ya da yasak sözlerin düşünülmesi, belirli bir düşünceyi zihinden atamama, çocuğuna zarar verme, hayvanlara saldırmak, olağan dışı cinsel eylemlerde bulunmak gibi istenmeyen girici düşünceler bulunabilir! Rachman ve De Silva tarafından yapılan araştırmada obsesif kompulsif bozukluğa sahip olmayan insanlar ile çalışılmıştır. İstenmeyen girici düşüncelerin toplumun %80'inde bulunduğunu bulmuşlardır. Aslında düşünce içeriği olarak incelediğimizde OKB’si olan ve olmayan bireyler arasında içerik olarak fark olmadığını görüyoruz. Bundan dolayı, OKB’nin nedeninin obsesyonlar olmadığını söyleyebiliriz. İstenmeyen girici düşünceler evrensel olarak tüm insanlarda bulunabilir. Peki istenmeyen girici düşünceler açısından baktığımızda, neden OKB oluşuyor? OKB’si olmayan insanların da aklına olumsuz düşünceler geliyor. Ancak bu bireyler bu düşünceler ile ilgili yorumda bulunmuyorlar ve harekete geçmiyorlar. Düşüncenin gelip gitmesine izin veriyorlar. OKB’si olan insanlar ise ‘aklıma böyle bir düşünce geliyorsa, böyle bir olasılık vardır! Buna engel olmalıyım!’ şeklinde düşünüp harekete geçiyorlar.

Bu açıdan baktığımızda OKB’de karşımıza çıkan bazı inanç hatalarını görmemiz mümkün. İnanç hatalarını düşüncelerin aşırı önemsenmesi, düşüncelerin kontrolü, tehlikenin aşırı abartılması, belirsizliğe tahammülsüzlük, sorumluluk ve mükemmeliyetçilik başlıkları altında inceleyebiliriz. Düşüncelerin aşırı önemsenmesine göre, bir olayın düşünülmesi ve eyleme geçilmesinin aynı şey olduğu düşüncesi hakimdir. Düşüncelerin aşırı önemsenmesi ile birlikte, birey düşüncelerini kontrol etmeye çalışır. Ancak size pembe fili düşünmemenizi söylesem, aklınıza gelecek olan şey pembe fil olur! Diğer bir inanç hatası ise tehlikenin abartılmasıdır. Birey tehlikeyi olduğundan büyük görür ve tehlikede olmadığını garanti altına almak için kalıplaşmış davranışlar sergileyebilir. Belirsizliğe tahammülsüzlük de OKB’de hakim olan bir inanç hatasıdır. Bireyler belirsizliğe katlanamayıp durumlardan tamamen emin olmak isterler ve belirli durumları kontrol edebileceklerini düşünürler. Ancak dünyada belirsizliğe tahammül ederek yaşıyoruz. Örneğin bir dakika sonra bir doğal afetle karşılaşıp karşılaşmayacağımızı bilmiyoruz ancak buna tahammül ediyoruz. Birey istenmeyen durumlara engel olabileceğini düşündüğünde ise sorumluluk devreye girer. Kötü sonuca engel olmanın kendi elinde olduğunu düşünür ve buna göre davranır. Bahsedeceğimiz son inanç hatası ise mükemmeliyetçilik. Birey mükemmeliyetçilik çabası ile birlikte her soruna bir çözüm bulmanın mümkün olduğunu düşünür. Ancak mükemmel olma çabası ile birlikte kendi sorumluluklarını ihmal eder hale gelebilir. Bahsettiğimiz inanç hataları, OKB’si olan insanların gün içinde akıllarına gelen düşünceleri yorumlamalarına ve düşünceleri kontrol etmek için eyleme geçmelerine neden olabiliyor,

Bazen kendimizi etiketleme potansiyelimiz oluyor. Belki siz de bu yazıyı okurken ‘bazen ben de böyle düşünüyorum’ gibi düşünmüş olabilirsiniz. Ancak Rachman ve De Silva’nın bulduğu gibi olumsuz girici düşünceler toplumun %80'inde bulunuyor. Bazen onları akvaryumda yüzen balıklar gibi izleyip, gelip gidişlerine izin verebiliriz.

Kaynakça:

Rachman, S., & de Silva, P. (1978). Abnormal and normal obsessions. Behaviour research and therapy, 16(4), 233–248.

--

--