Yeni Çağın Hastalığı: Alışveriş

Arzu Akinci Akgun
Türkçe Yayın
Published in
3 min readSep 21, 2021

Alışveriş yapma hastalığı yani ‘Oniomania’ son zamanlarda tipik bir davranış bozukluğu olarak ‘kompulsif alışveriş’ şeklinde tanımlanıyor. Kontrolsüz, ihtiyaç olmaksızın aşırı miktarda alışveriş yapma isteği ve alışveriş bağımlılığı olarak kendini gösteriyor.

Alışveriş sırasında alınan haz, yaşanılan doyum ve rahatlama, alışverişin ardından kendini suçluluk duygusuna bırakıyor. Kişilerin yaşadığı duygusal boşluk ve gerilim hissi ancak bir şeyler satın alındığında bastırılabiliyor. Vücut, bu depresif duyguları uzaklaştırmak ve ihtiyacı olan mutluluğu bulabilmek için yani seratonin seviyesini artırmak için yarınlar yokmuş gibi alışveriş yapmak istiyor. Sosyal medya paylaşımları, kaydırmalı linklerin kaydırakları, ‘aaa bak bu giymiş çok güzel, ben de giymeliyim’ cileri bu değersizlik hissini daha da tetikliyor. Alışveriş merkezlerinin yansıttığı ‘taksit’ illüzyonları da cabası…

Abarttılar ya böyle bir hastalık mı var, ‘oni.. ney, nasıl bir hastalık ismi bu diye düşünenler varsa, böyle bir hastalık var, eminim…Nereden mi biliyorum, babamdan…

Babam, herhangi bir markette herhangi bir şey indirime girdiyse üç beş tane alırdı. Aklınıza ne gelirse…Temizlik malzemesi mi, evet kilolarca…Kuru gıda mı, evet paketlerce…Hele ki tuvalet kağıdı ve kağıt peçete konusuna girmiyorum, koyacak yer kalmadığı için dolap ve tavan arasında kalan boşluklara sıkıştırırdık.

Babamın tetikçisi ‘indirim’ yazılarıydı. Sanki bilinçaltına gönderilen bir kod gibiydi, koşullanmış bir şekilde, gider ve o indirimde olan şeyi satın alırdı. Bunu kendi aleyhimde kullanmadım değil tabi, özellikle de tam bir özenti balonu olduğum ergenlik çağlarımda. Kıyafet, okul eşyası ne ihtiyacım varsa ‘babacım bu indirimde’ dediğim an, istediğimi aldırmak işten bile değildi. İlerleyen yaşlarımda, babam ben olmadan da benim için alışveriş yapmaya başlayınca işin çığırından çıktığını fark ettik tabii ki…

Bozulmayacak eşyaları kontrol ediyorduk da, taze gıda biraz sıkıntılıydı, en çok da annem için…Yarım kilo sebze için pazarcının yanına gidemeyen babam, kilolarca pazar harcıyla eve geldiğinde, annem bir sonraki semt pazarı gününe kadar gelenleri değerlendirmeye çalışırdı. Konservesi, turşusu, buzluğa atılanı, yemeği pişeni, pişmesine sıra gelmeyip bozulanı…Yapılan pazar harçları bozulmasın diye, bir derin dondurucu ve büyük boy bir buzdolabının yanına ek olarak alınan yeni bir buzdolabı…

Doktorlar teşhis koyamadı, babamın alışveriş yapmasını engelleyemedi. İlaç aldığında çok asabi ve sinirli oluyordu ya da bütün gün uyuyordu. Alışveriş babam için bir nevi terapiydi; mutlu olur, enerji bulurdu.

Alışveriş babam için bastırılmış çocukluğunun tatmini, dışarı vurmak istemediği üzüntü ve sıkıntıları üstünden atış yöntemiydi. Küçük yaşlarında yokluk çekmiş, ailenin en ilgi alamadan büyümüş ortanca evladı. Tüm aile bireyleri için kendini paralamış ama yine de yaranamamış bir evlat…Evlendiğinde mutluluğu yakalamış, karısından ilgi görmüş ama yetinmemiş bir eş. Emekli olduğunda ise yapacak tek faaliyeti ‘alışveriş’ olan bir insan…Sadece ailesi rahat etsin, yokluk hissetmesin diye düşünen, her alışverişini evi için yapan bir baba…Kızı için ped alan ve ‘yanlış almayayım, bana istediğin damla sayısını yaz’ diye tembih eden bir baba…

O zamanlar babama çok sinirlenir, alışveriş yapmasını engellemeye çalışırdım, boş yere ihtiyaç olmadan aldığı için ve aldıklarını istiflediği için kızardım. Babamın rahatsızlığı Oniomania mıydı bilmiyorum, fakat bu rahatsızlık belirli bir yaştan sonra ne yapsanız da düzelmiyor, geçmişin gölgesinde, derinlerde yaşıyor ve her ‘indirim’ yazısında kendini gösteriyor. Bu alışveriş isteğinin erken keşfedilmesi ve profesyonel bir yardım alınması, hem kişinin kendisi hem de sevdikleri için yüksek önem taşıyor. Artık çocukluğunuza mi inmek gerekir, telkin mi yapılır, hipnoz mu bilemem ama çanlar çalıyorsa bir kulak vermelisiniz.

Babam ebediyete göçeli iki buçuk yıl oldu. Bu süreden beri bir kere bakliyat veya temizlik malzemesi satın almadım, sanırım önümüzdeki bir yıl daha almayacağım…

Babamın anısına saygıyla…

--

--