Pandeminin Tanıştırdığı O Duygu: Languishing

Bilge Zagli
Türkçe Yayın
Published in
4 min readMar 28, 2022

Bundan iki yıl önce, küresel salgının tüm dünyayı sarmasıyla, hiç beklemediğimiz bir anda, daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir hayat tarzının ortasında bulduk kendimizi.

Belirsizlikten başka bir şey yoktu önümüzde. Korku ve çaresizlikten başka duygu da hissedemedik uzunca bir süre.

Sıkışıp kaldığımız duvarlar ardında tek hayal ettiğimiz şehrin kaldırımlarında yeniden rahatça yürüyebilmek, korkmadan sevdiklerimize sarılabilmekti.

Ve o duvarlar ardında sorgulamaya başladık birçok şeyi, hayatlarımızı gözden geçirdik, vicdanımızla savaştık bazen de.

O zamana kadar çok önemsediğimiz şeyler küçülmeye başladı gözümüzde. Hiç önemsemediklerimizin değerini de anlamaya başladık aynı zamanda.

Ayrıca bir takım şeylerden umudu kestik.

Bir şekilde o süreçle baş etmeye çalışırken, bir savunma mekanizması geliştirdik aslında.

O süreç bize bir de bir ruh hali hediye etti. ‘’Alın, kullanırsınız’’ dedi.

Bugün birçoğumuzun yaşadığı ama adlandıramadığı o ruh halinin adı ise ‘’languishing’’

Languishing Nedir?

Languishing’i, Türkçeye çevirecek olursak durgunluk, tatsızlık, halsizlik gibi anlamlara geliyor. Henüz Türkçe’de pek de karşılığını bulamamış bir kelime olsa da, dünyaya baktığımızda hakkında birçok araştırma yapılmaya başlandı bile.

Başta kulağa depresyon gibi gelse de durum biraz farklı.

Kendimizi boşlukta hissettiğimiz, enerjimiz olmasına rağmen canımızın bir şey yapmak istemediği, eskiden keyif veren aktivitelerin şimdi vermediği, hayatın bir amacı yokmuş gibi hissedilen ruh hali languishing ile tanımlanıyor.

Kendinizi şunları söylerken bulduğunuz bir duygu durumu Languishing:

Canım sıkılıyor, canım bir şey yapmak istemiyor” ya da “Canım bir şeyler yapmak istiyor ama ne olduğunu bilmiyorum…”, “Çok tuhaf bir huzursuzluk hissediyorum.

Kendimden örnek vereyim: Pandemi öncesinde arkadaşlarımla sosyalleşmek, yeni yerler keşfetmek, sinemaya veya konsere gitmek beni gerçekten motive eden şeylerdi.

Sonrasında bunlar ne o eski tadı veriyordu ne de motive ediyordu. Hissizleşmiş, hayattan ve insanlardan kopmuştum sanki. Hiç kendim hissetmiyordum. Ve bu durum beni korkutmuyor değildi.

‘’Benim sorunum ne?’’, ‘’Artık böyle bir insan mı olacağım?’’, ‘’Bu şekilde nasıl yaşayacağım?’’ gibi düşünceler yiyip duruyordu beynimi.

Neyse ki adını koyamadığım bu ruh haliyle tanışmak beni rahatlattı. Çünkü ancak tanıyarak, farkına vararak ve bunun birçok insanın yaşadığı bir duygu olduğunu bilerek, yalnız olmadığımızı hissederek üstesinden daha kolay gelebiliyoruz bazı sıkıcı ruh hallerinin..

‘’Tükenmişlik değildi, hala enerjimiz vardı. Depresyon değildi, umutsuz hissetmedik. Sadece biraz neşesiz ve amaçsız hissettik. Bunu tanımlayan bir kavram olduğu ortaya çıktı: Languishing. Languishing, bir durgunluk ve boşlukta hissetme duygusudur. Sisli bir ön camdan hayatınıza bakarak günlerinizi bulandırıyormuşsunuz gibi gelir. Ve pandemi döneminin en baskın duygusu olabilir.’’ Adam Grant

Languishing ile Nasıl Başa Çıkabiliriz?

İşimize odaklanmamızı engelleyen, üretkenliğimizi ve motivasyonumuzu düşüren Languishing ile başa çıkmak için neler yapabiliriz gelin inceleyelim.

1.Akışta Yaşamak

Akışta olma hali, languishing için bir panzehir olarak tanımlanıyor.

Akış, bir görevde yer ve benlik duygunuzun eriyip gittiği, anlaşılması zor bir özümseme halidir.

Pandeminin ilk günlerinde, sakin kalmanın en iyi unsuru iyimserlik veya farkındalık değildi, akıştı. İşlerine, projelerine kendini daha çok kaptıran insanlar, bitkinlik halinden kurtulmayı başardılar ve pandemi öncesi refahlarını sürdürdüler.

Bu yüzden ne iş yapıyor olursanız olun, odaklanmanızı engelleyecek tüm dikkat dağıtıcılardan uzaklaşmanız gerek. İnsan veya eşya fark etmez, akışta olacağınız zaman sadece kendinizle kalmaya dikkat edin.

2. Anlamlı Hedefler Koymak

Akışa giden en net yollardan biri, becerilerinizi geliştiren ve kararlılığınızı arttıran, daha da önemlisi hayatınıza anlam katan işlerle ilgilenmektir. Bir nevi misyon edinmek de diyebiliriz.

Bu ilginç bir proje de olabilir, değerli bir hedef de olabilir, anlamlı bir konuşma da. Tüm bu pandemi sürecinde kaybettiğiniz enerjinin ve coşkunun bir kısmını yeniden kazanmanız için bir adım olacaktır.

Son zamanlarda kendi mesleklerinin yanında bir de yaratacılık ekonomisinden faydalanarak yan işler kuran çok sayıda kişiyle karşılaştım.

Her biri tutku duyduğu alanı bir şekilde yan işe dönüştürmeye başlamıştı. Ve bu kişilerde gözlemlediğim ortak özellik, her birinin umutlu, motive ve iyimser olmasıydı. Üstelik çoğu bu işlerinden henüz gelir bile elde etmiyordu.

3. Bulunduğunuz Ortamı Değiştirmek

Bazen fiziksel çevremiz de nasıl hissettiğimizi etkiliyor.

Evinizin veya iş ortamınızın languishing duygusunu arttırdığını düşünüyorsanız, bir değişiklik düşünmenin zamanı gelmiş olabilir.

Bu değişiklikler, yatak odanızın duvarlarının rengini değiştirmek veya masanıza taze çiçekler eklemek gibi küçük ve aşamalı olabilir.

Ayrıca dijital ortamlarınızdan çıkıp bir arkadaşınızla yürüyüş yapmayı veya bir tür fiziksel aktiviteye katılmayı da ihmal etmeyin. Bu aktiviteler endorfinleri serbest bırakır ve ruh halinizi güçlendirir. Bu da motivasyonunuzun ve üretkenliğinizin artmasına katkıda bulunur.

Şu an sadece bezginlik ve tatsızlık olarak yaşadığınız bu duygu, gelecekte fiziksel ya da zihinsel ciddi rahatsızlıklara dönüşerek hayatınıza yerleşebilirler. Sonuçta kaynağı stres olan bir ruh hali.

O yüzden, gelecekte dönüp geriye baktığınızda kendinize teşekkür edeceğiniz bir hayat olsun istiyorsanız, şimdiden bu sorunun farkına varıp onunla başa çıkmak için adım atmakta büyük fayda var.

Ne dersiniz?

--

--