Radyo Televizyon Sinema ve Youtube Bölümü

Masumiyet Karinesi
Türkçe Yayın
Published in
3 min readApr 8, 2019

Günümüzde araçların farklı alanlarda hizmet etmesine, artık aşinayız. Robot kavramını hayatında, mutfak robotu başlığı ile deneyimlemiş bir insan ırkıyız. Sonrasında, ki bu yaklaşık 15–20 yıllık bir serüvendir; robot kavramını her yerde görmeye başladık. Özellikle sanayi ve ilgili branşlar dahil her alanda.

Radyo Televizyon ve Sinema da böyle bir alan. Sayısallaştırılmış görüntü veya reklamcı tabiriyle içerik artık kral. Bence bir adım daha ötesi. O artık bir; Tanrı…

Yaratıcı kavramını kendi öznelimden açıyorum. Her şeyi gören ve gösteren manasını çok sık kullanırım. Eski Mısır’daki kavramı içselleştiriyorum. Yoksa inandığım yaratıcıdan, berî’dir. Burada ufak bir hikâye ile olayı resimleştirmek istiyorum.

Vakıâ o ki;

Eski Mısır’da Firavunlar halkı gözetlemek için, bir teknoloji icat etmişlerdi. Bu teknolojinin o zamanın dünyasında bir karşılığı vardı. Piramitlerin ve sütunların tepesine altından yansıtıcı plakalar yerleştirilirmiş. Eski Mısır’da piramitlerin konik üçgen şekilde yapılmasının bir realitesi var. Altın plakaların üçgen formda yerleştirilmesi ile Firavunlar, halkı bu yansıtıcılar sayesinde takip etmeye başlamışlar. Yani o yerleştirilen altın plakalar sayesinde, civarda yer alan insanlar bu sayede takip ediliyor, ve bir denetliyici tarafından cezalandırabiliyordu. Aslında zamanının kamerası olduğunu söyleyebilirim.

Bir iki anektod daha ekleyeceğim; o zaman kullanılan ve piramit, sütun gibi fiziki eşyaların üzerine yerleştirilen bu teknik takip cihazının günümüzde de görmek mümkün.

Dolar üzerindeki piramit simgesi

Piramitin tepesindeki göz ve parlaklığı gördüğünüzü var sayıyorum. Arketipteki hikâyeyi yukarıda anlattım. Şimdi oturmuş olabilir. Buradan illuminati meselelerine bağlamazsanız sevinirim. Sadece aktarımsal olarak gelen bir hikâyeyi kamera üzerinden kullanmak istiyorum.

Mısırdan orjinal olarak getirilen tek bir parça olduğunu biliyorum. O da bu konu ile alakalıdır. Benzer bir sütun, zamanın Roma Hükümdarı tarafından İstanbul’a da benzer sistemi yerleştirmiştir. Bu teknolojinin gelişi ile Mısır’daki teknik takibi İstanbul’da da gerçekleştirmişlerdir. Sonrasında o altın plakalar sökülüyor, parlak altın benzeri bir metal ile kaplanıyor. Ondan sonra da yanlış hatırlamıyorsam, haçlı istilasında -altın zannedilerek- sökülerek başka yerlere taşınıyor. Altın zannedilme kısmı gerçekten önemli. Çünkü hikâyenin başında bahsettiğim gibi ilk çıkış noktası altın plakalar ile bunu sağlıyorlar. Bir nebze olsa da bu benim hikâyemi güçlendirmektedir.

Bunu tarihi dokümanlar yardımı ile anlatmam elbette zor. Ancak bu devinimsel bir hikâye olarak benim hatırımdayken size de aktarmış oldum.

Ve en nihayet yazı, radyo, kamera ve daha beklenen teknolojiler sırasıyla kendisine alan açmaktadır. Hep birbirinden kopya ve gelişerek süreç devam etmektedir.

Dijitalleşen kamera artık, hayatın her alanını süslüyor. Sinema, Sosyal Medya ve bireysel hayatlarımızı da katarsak ilerleyişi sürüyor. Bazı noktalarda ise artık suların birbirine karıştığını görüyoruz. Sinema artık youtube’laşıyor. Tabi şuan aşılamaz engeller var. Bu aşılamaz engelleri de Dünya genelinde aşmaya çalışan yapılar yok değil. Youtube serüvenine başlamış bir genci düşünün. İçerik üretmeye ve platformda tutunmaya başladığı an, bir yapımcı tarafından ilk yapılacak iş olan sinema kapısı aralanıyor.

Bunun canlı örneklerinin Youtube’da içerik takip eden her birey görebilir. Milyonlarca fan’ı olan insan üzerinden gişe çıkarma çabasına dönüşmektedir.

Sonra bu youtube fenomeni arkadaşlar birbirlerine yaptıkları filmlerden yüklenme merasimine kayar. Peki bunun sonucu nereye varıyor? Gündelik dilimizde bile yeterince konuşmayı becerememiş insanlar olarak, senaryolar yazmaya ve onlardan ticari bir beklentiye kaydık, kayıyoruz. En nihayetinde aklı bir noktada düzeylemeye çalışmak için bir çaba var.

Youtube, bir müddet sonra sinema üzerinde çok rahat baskı kuracaktır. Bu baskı gerçekleştiğinde her şey hepimize normal gelecek. İyi içerikler üretenleri durumdan tenzih ediyorum. Ancak bu iyi içerikten kastımız, %10'luk bir dilim dahi değildir.

Dünya genelinde bir içerik sorunu var. Sadece bizim sinemamızda değil. Ancak Youtube ve belirli platformlar sayesinde, ezici üstünlük ele geçince işler biraz daha karışacak. Tıpkı sosyal mecralarda olduğu gibi, içeriğin tıynetine bakılmayacak. Çünkü zihinlerimiz buna alışmış olacak. Sonrasında da Radyo’nun üzerine attığımız toprak gibi, bir toprak da Sinema üzerine atacağız.

Başlıktaki yeni akademik bölümü, hayatlarınızda hissettiğinizde iş işten geçmiş olacak.

Sadece özümdeki sıkıntıyı anlattım. Genişletmek sizin elinizde…

Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor

--

--