Raskolnikov’un Felsefesi

Plaktaçalankelimeler
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJul 14, 2021
  • kitap hakkında spoiler içerir-

“Herkesi öldürüyoruz sevgili dostum, kimini kurşunlarla, kimini sözlerle, kimini yaptıklarımızla ve kimini de şu ana kadar yapmadıklarımızla.”

Suç ve Ceza, uzun zaman boyunca okumaya korktuğum sonunda okuduğumda ise beni kendine hayran bırakan kitaplardan biri olmuştur. Uzun süre etkisinden çıkamadım hatta. Bugün de baş karakter Raskolnikov’dan bahsetmek istiyorum.

Kitabı okuyan ya da okumayan herkes bu meşhur ismi duymuştur. Meşhur Raskolnikov.

Suç ve Ceza bize Raskolnikov’un katil olmadan önceki hayatını ve katil olduktan sonra ki hayatını anlatıyor. Onu katil olmaya iten kendince sebepleri vardı. Yine de birini soğukkanlı bir şekilde öldürmek -karşıda ki kişi her ne kadar kötü olursa olsa- aynı zamanda bunu toplumun yararı için de iyi olduğunu düşünmek Raskolnikov’u masum kılar mı?

Raskolnikov, kötü bir kadını, herkesin nefret ettiği bir tefeciyi öldürmeye karar verir. Öldürdükten sonra çalacağı para ile de kendi hayatını ve ailesinin hayatını yoluna koymayı düşünür. Her şeyi en ince detayına kadar planlar. Soğukkanlı bir şekilde tefeci kadının evine gider ve baltayla öldürür derken beklenmedik biri çıkar ortaya tefecinin kız kardeşi Lizateva… Ve Raskolnikov onu da öldürür.

Olaylar bundan sonra başlar. Raskolnikov’un hayatı amaçladığı gibi gitmez. Hatta o parayı bile harcamaz. Raskolnikov, bunalıma girer, kabuslar görür, ne yapacağını bilmeyen, diken üstünde yaşayan birine dönüşür. Hani mutlu olacaktı? Burada aslında üstünde durmamız gereken nokta Raskolnikov’un tefeci kadını öldürdüğü için vicdan azabı çekmesi değil -ki onu öldürdüğü için üzülmüyordu zaten, tefeci kadın planlanmış bir cinayetti.- İşin içinde olmayan masum birini öldürdüğü için pişmanlık çekiyordu.

Raskolnikov kötü birini öldürmekle birlikte bir devrim yapacağını düşünüyordu, kendini üst insan olarak sayıyordu. Ancak işler sarpa sarınca, masum birine de zarar verince olağanüstü biri olmadığının farkına vardı. Yaşadığı şeylerin sebebi bundandı. Ayrıca kendi dünyasında kurduğu gibi büyük bir değişim de yaratamamıştı.

Raskolnikov’un atladığı konu şu idi; kötüleri yok ettiği yolda, o yola çıkan iyiler de yok olursa? Bu nelere sebep olurdu? Raskolnikov, nelere sebep olduğunun bedelini çok ağır biçimde yaşıyordu. Kabuslar, nevrotik krizler, kaçışlar, suçunu itiraf etme isteği…

Raskolnikov, insanları ikiye ayırıyordu. Sıradan insanlar ve olağanüstü insanlar şeklinde. Hatta savunduğu düşünce şöyleydi; Newton, keşiflerini yaparken onu engelleyen, zarar veren kötü insanlar olacaksa onları öldürmesinde bir sakınca yoktur çünkü yapacağı keşifler insanlığın yararınaydı. Kendini de olağanüstü biri olarak görüyordu, tefeci kadını öldürmeden önce kendince mantıklı bir çerçeve oluşturmuştu. Ne de olsa topluma yararı olacaktı. Kendini mahvetmesinin sebebi işlediği cinayetler miydi yoksa olağanüstü bir insan olmadığını fark etmesi miydi? Bence sıradan biri olduğunu fark edince dünyası başına yıkıldı.

Sonuç olarak Raskolnikov bir katil. Kötü insanı öldürmek onu iyi biri yapmadı. Ve her katil bedel ödemeye mahkumdur.

Vicdanı olan, hatasının da bilincindeyse, varsın acı çeksin.

Okuduğunuz için teşekkürler.

--

--