Sıfır Noktasındaki Kadın

Buket
Türkçe Yayın
Published in
2 min readMay 5, 2020

--

Neval El-Seddavi’nin, “Woman at Point Zero- Sıfır Noktasındaki Kadın” kitabı benim için tam olarak hakikatin kitabı. Gerçek bir öykü olması üzerinizde bıraktığı etkiyi oldukça arttırıyor. Ne var ki hiçbir gerçeklik payı olmasa tamamen bir kurgu üzerine yazılmış bir kitap olsa dahi okuyan her insana mutlaka bilindik gelen tarafları çok fazla olacaktır. Hepimizin hayatında yakından veya uzaktan bir şekilde şahit olduğu veya yaşadığı sahneler olduğu hissi ve duygusu kitabın her sayfasında kendini hissettirecektir. Mısırlı feminist ve psikiyatrist yazar, Kanatır Cezaevi’nde sürdürdüğü araştırma sırasında idama mahkum edilmiş fahişe Firdevs’in biyografisi ile bizleri derin anlamların olduğu bir yolcuğa çıkarıyor.

Berrak olmayan ve cesaretin en güçlü izlerini bırakan Firdevs ile tanışmak ve hayat hikayesini dinleyebilmek için çabalayan yazarımız ilk başta bir netice alamamıştır. Yoğun çabaları sonrası idamına saatler kalan Firdevs bu görüşmeyi kabul etmiştir. Aslında idama mahkum edildi olarak belirtmek doğru bir anlatım olmayacaktır. Çünkü Firdevs’e bir af dilekçesi ile idam cezasının müebbete çevrilmesi seçeneği tanınmıştı ama bunu kabul etmemişti. Böyle bir şansı demeyeceğim çünkü yaşamak her zaman ve herkes için bir şans olmayabiliyor ve bu gidişata ölümle yön verecek kadar cesaretli olabiliyor bazıları Firdevs gibi. Bu seçeneği kabul etmediği için cesaret ve reddediş bu denli tezahür eder. Çocuk yaşlarda anne -baba sevgisiyle tanışamamak bir yana dursun amcanız tarafından taciz edildiğinizi düşünün ve o amcanız tarafından yaşlı bir adamla evlendirildiğinizi…Bu Firdevs’in bu hayata daha başlarken yaşadıkları sadece oysa ki…

Ailesi, kocası, aşık olduğu adam, zengin -fakir, inançlı- inançsız fark etmeksizin karşısında çıkan her erkek her insan tarafından acı, tezlil, tahakküm gördüğü binlerce duygu ile yürüdüğü yolda yaşadıklarının sorumlusu kimdi?

Sahi kim Firdevs’in sebebi? İnsanlar mı yoksa beraberlerindeki iğrenç zihniyetleri mi? Yaşadığı ve doğduğu topraklar mı yoksa toplumların hala kurtulamadığı gelenekler mi? Yoksa farkında olmadan hepimiz bir sebep miyiz?

Bu soruları sorup duruyor insan okudukça, hepimizin farklı bir cevap bulacağı bu kitabı acıyarak değil saygı duyarak ve anlayarak okumanız temennisiyle tavsiye ederim.

--

--