Sıfır Noktasındaki Kadın- Neval El Seddavi

Meryem Tatar
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJan 1, 2021

Bir ekim günü Ankara’ya yolum düşmüş ve çok sevdiğim Dost Kitabevi’ne gitmiştim. Burayı düzeninden dolayı seviyordum. Yeni kitapları merak etmek için fırsat tanıyordu. Bu anlardan birinde bir çift gözle denk geldik. Tuhaf bakışları olan bir kadındı bu. Hiçliğin en üst mertebesinden ruhunda olup bitenleri anlayan bir tavırla sakince bakıyordu. Ben de ona yönelttim bakışlarımı. İçimizde bir şeyler birbirini tanır gibiydi… İşte böyle başladı Sıfır Noktasındaki Kadın ile tanışıklığımız.

Mısır edebiyatına dair hiç bir tecrübem yoktur. Bu edebiyata ait ilk okuduğum eser olması bakımından da benim için önemlidir. Kitabın kapağındaki kadının gözlerinde başlayan gerçeklik ilk sayfayı açtığınızda karşınıza çıkan 1 numarasıyla birlikte devam ediyor. Sıradan bir kitabı bölümlendirme şekli ancak bu kitapta sayfaların arasında farklı bir boyut yaşıyorsunuz. Bölümler arasında karşılaştığınız rakamlar sanki bir ceza evindeki hücrelerin numaraları gibi. Hatta kulağınızda kapanan ağır demir kapıların sesleri çınlıyor.

Mısır'daki kadın yaşamının detaylı ve gerçekçi bir örneği olan kitap yazarının üslubu ve anlatımıyla sizi adeta içine hapsediyor. Hücredeki kadının, bu noktaya gelene kadar çevresindeki tüm insanlar tarafından nasıl sıfırlandığını gözlerinizle görüyor ve hissediyorsunuz. Firdevs, bana göre sıfır noktasından hiçlik mertebesine ulaşmış biridir. O, aslında özellikle Orta Doğu'daki tüm kadın ruhların daha doğmadan çizilen kaderlerinin kurbanlarından biridir. Henüz çocukken tanıdığı ilk erkek olan babası, amcası ve daha sonra tanıyacağı tüm erkeklerin ortak kurbanıdır. Kendi benliklerini bulamamış, aslında kocaman bir aldatmacanın içinde yaşayan erkek egosunun kurbanı olan nice kadınların var olduğunu bilmek bu kitabı okumak için zorlanmanıza sebep oluyor. Ara ara molalar vermeseydim sanırım erkek varlığına karşı olan itimadım sıfırlanacaktı. Lakin ne feminizm ne de radikal diğer görüşler bu sorunun bir çaresi olabilir.

Neval El Seddavi
Neval El Seddavi

Eserin yazarı, Neval El Seddavi’yi araştırınca kendisininde tıpkı Firdevs gibi kadın olmaya ve kadınları savunma yolunda verdiği mücadeleden dolayı cezaevlerinde yattığını öğrendim. Mısırlı feminist yazar, aktivist ve psikiyatrist başarılı bir kadın. Eserlerinde, Arap toplumunda kadının konumlanılışını eleştirel bir dille ele almış ve kalemiyle bu yolda mücadele vermiştir. “Bir kalem alıp yazmaya başladığımdan beri tehlike hayatımın bir parçası oldu. Yalan söylenen bir dünyada hiçbir şey gerçekten daha tehlikeli değildir.” diyerek hem yaşamının hem de dünyanın acımasızlığını göstermiştir.

Sıfır Noktasındaki Kadın yani Firdevsle Mısır’daki Kanatır Cezaevi’nde tanışmışlardır. Onu yalnızca bir kere dinleme imkanı olmuştur. Çünkü Firdevs’in bu dünyadaki süresinin bir ip ile sıfırlanmasına az kalmıştır. Neval, kendisinin de bir gün o hücrelerde bulunacağını bilmeden sonsuz bir acı ile Firdevs’i dinlemiştir. Mısır’daki ve daha birçok yerdeki kadın zulümlerini tüm gerçekliğiyle kavramamız için bu eser çok önemli bir yere sahiptir.

Başta kadın sünnetlerinin, sonrasında kadının toplum ve aile hayatı içindeki hiçlik derecesindeki konumu, kadınların her bakımdan köle olarak görülmesi, sadece iş yapmaya yarayan varlıklar olan tanımlanması ve cinsel bir varlık olarak görülüp muamele edilmesi eserin ele aldığı başlıca konulardan biridir. Ailedeki erkeklerden görülen taciz ve şiddetle başlayan bir zulüm döngüsü nihayetinde bir kadını hayat kadını olarak tabir ettiğimiz mesleğe itmesi…Firdevs’in bu mesleği yapması onun suçu mu yoksa çevresindeki erkeklerin ve sessiz kalan kadınların suçu mu? diye sormaya dahi lüzum görmüyorum. Zira bu hayatı bırakıp memur olmaya çalışan ve aslında saygınlık kazanmayı amaçlayan Firdevs’in bu defada dışarıdan dava ve makam sahibi olan erkeklerden gördüğü muamele ile gerçek suçlunun kim olduğunu anlıyoruz.

Ne acı ki bu gerçekler benim topraklarımın da gerçeği… Ne zaman İslam’ı gerçek manada anlayıp kavrayacağız, ne zaman kadınları gerçek varlıklarıyla görmeye başlayacağız bilmiyorum lakin öldürenler, zulüm edenler, tecavüz edenler Allah'ın var ettiği bir mucizeye kirli ve çirkin ellerini, gözlerini dikerek aydınlıkları karanlığa boyayacaklar.

Biz yine de Allah'ın adaletine ve O’nun kadın kalplerimize verdiği kuvvetle Firdevs’in dediği gibi karanlık dünyayı aydınlatmak için mücadele edeceğiz.

“Çünkü gelecek, istediğim renklerle boyamak üzere hala benimdi. Özgürce karar vermek, istersem değiştirmek üzere hâlâ benim…”

Yüreği cesaretle atan tüm kadınlara selâm olsun…

Göçüp giden tüm masum yüreklere rahmet olsun…

Firdevslere selâm olsun…

--

--