Sıkıcı Olma !

“Mor İnek” Kitap İncelemesi

Başak Gül
Türkçe Yayın
5 min readJan 28, 2024

--

Üniversite son sınıfta çok sevdiğim bir hocam, mezun olmadan önce mutlaka okuman gereken kitaplar listesi hazırlamıştı. Listeyi elime alır almaz kitaplardan birinin adı hemen dikkatimi çekmişti: “Mor İnek”. İlk işim o kitabı araştırmak ve okumak olmuştu. Kitabın adı kadar kapak tasarımı da çok ilgi çekiciydi. Yakın zamanda bir arkadaşımın hediyesi ile tekrar okuma fırsatı buldum ve öğrendiklerimi unutmamak için aldığım notları sizinle de paylaşmak istiyorum.

İşe yarar bilgiler veren, girişimcilerin muhakkak okuması gereken, pazarlama ve satış stratejileriyle ilgili bilgileri, örnekleri, kıyaslamaları ve tespitleri bizlere aktaran bu kitapta genel olarak verilmek istenen mesaj okur tarafından anlaşılabilecek tarzda. Yer yer tekrara düşsede örneklerin çokluğuyla ilginizi tekrar çekmeyi başarıyor. Şirketler ile ilgili verdiği bilgiler, örnekler için bile olsa okumaya değer. Kısacası yazar bu kitapla okuruna; farklı olmanın nasılını, niçinini anlatmaya çalışıyor, klasik olan pazarlama mantığının değiştiğini, tüketicilerin reklamlara eskisi kadar önem vermediğini, genel pazarlama yollarının tıkandığını ifade ediyor. Yazara göre oynamaktan amacınız kazanmaksa, farklı olmadan kazanamazsınız. Farklıysanız çok mükemmel şeyler yapmanıza gerek yoktur. Bir şeyi farklı yapıyorsanız mutlaka kazanırsınız. Mor İnek değilseniz görünmez olursunuz!

Kitabın İsmi Neden Mor İnek?

Bara Studio

Bunun iki sebebi var:

Pazarlamacılar, yıllardır pazarlamanın 5 P’sinden bahsedip dururlar. (Aslında 5'ten daha fazla sayıda P vardır ama herkes bunlar arasından kendi favori 5 P’sini seçer). Bazıları şunlardır : Ürün (Production), Fiyatlandırma (Pricing), Promosyon (Promotion), Konumlandırma (Positioning), Bilinir olma (Publicity), Ambalaj (Packaging), İzin alma (Permission) ve Yeni P ‘Mor İnek’ tir. (Mor İneğin İngilizcesi “Purple Cow” P harfi ile başladığı için seçilmiştir.)

İkinci sebep tamamen kitabın felsefesinde yatmaktadır. Herhangi bir çevre yolunda gördüğünüz üç inek umurunuzda bile olmazken dördüncünün mor olması durumunda işlerin nasıl farklılaşacağını düşünün. Godin böylelikle bize ilk nedende teorik olarak pazarlama dersi verirken ‘mor inek’ ismi ve kapağınının sıradışı bir şekilde dizaynı ile (aynı zamanda Milka ile bir bağlantısı var mı acaba hissi) merak uyandırarak kitabı farklılaştırmış ve güzel bir pazarlama dersi vermiştir.

Kitabın Benim İçin Dikkat Çeken Kısımları

“OTAKU” Kavramı

Japonca’da bir şeye normal insanlardan daha fazla ilgisi olan ve onun için fedakarlık yapıp emek veren kişilere “Otaku” denir. 1987’de anılmaya başlanan bu kavram önceleri anime — manga severler veya bilgisayar oyunu tutkunları için kullanılsa da, zamanla her kavramın fanatiği insanları betimlemek için de kullanılmaya başlandı. Örneğin, bir yemek için kilometrelerce yol gitmeye üşenmeyen insanlar ya da bir grubu tutkuyla seven kişiler otaku sahipleridir. Dolayısıyla Seth Godin, pazarlamacıların aslında bu insanlara ulaşmaya çalışması gerektiğini ve ürün ya da hizmet pazarlamasında otakusu olan insanların bunu yaymada büyük katkısı olacağından bahsediyor. Biri arkadaşına söyler ve fikirler yayılır… Günümüzde sosyal medyada markaların pazarlama çalışmalarında fenomenler ile işbirliği yapmalarını da bu şekilde düşünebiliriz.

Muhteşem bir fikriniz var, ama bunu dikkat çekici bir şekilde yayamıyorsanız o fikrin kaderi çöpe gitmekten ötesi olamayacaktır.

“Lideri takip etmek zordur, çünkü; lider çarpıcı bir şey yakaladığı için liderdir. Ve bu çarpıcı şey artık yapılmıştır. Dolayısıyla siz aynı şeyi yaptığınızda çarpıcı olmayacaktır.” Buna en güzel örnek pek çok kullanıcı Apple’ın Macintosh yazılımının Microsoft’un yazılımından daha iyi olduğunu söyler ama pazarı ele geçiren Microsoft’tur. Eğer görülmek, dikkat çekmek istiyorsan ürününle mor bir inek yaratmalısın.

Pazarlamanın Yeni Dünyası

Reading Graphics

Günümüz dünyasında insanların seçebileceği seçenekler her zamankinden daha fazla. Aynı zamanda insanların bu seçimleri değerlendirmek ve aralarında bir tercih yapmak için zamanı çok az.

Eski pazarlama yöntemi basitti ve şöyle bir şeydi: Ortalama güvenli bir ürün yarat, TV ve gazete reklamları satın al, daha fazla dağıtım yap, daha fazla ürün sat, daha fazla para kazan, kazandığın karla daha fazla reklam satın al, işlemi defalarca tekrarla.

Bu strateji işe yaradı çünkü seçim yapılabilecek çok fazla seçenek yoktu; piyasa ortalama ürünleri ortalama insanlara (The Masses) satmaya dayalıydı ve bu strateji yıllarca işe yaradı. Ancak pazarın sıradan sıkıcı ürünlere doymasıyla o günler geride kaldı.

Yeni pazarlama yöntemi, şirketlerin dikkat çekici ürünler veya hizmetler yaratarak risk almasını ve ardından bu ürünleri çok spesifik ve hedeflenen bir grup insana akıllıca pazarlamasını gerektiriyor. Pazarlamanın yeni hedefi fark edilmek; birinin dikkatini çekmek, ineklerle dolu bir tarlada Mor İnek olmaktı!

Fikir Dağılım Eğrisi

Eski pazarlama yöntemiyle, ürün veya hizmetlerinizi pazarlamak için en büyük grup olan çoğunluğu hedefleyebilirdiniz, ancak artık bunu yapamazsınız. Şimdi, çoğunluğun sizi fark edemeyeceğini bilir bunun yerine İlk Benimseyenler’e odaklanmalısınız çünkü sunduğunuz yeni bir ürün veya hizmeti benimsediklerinde, onu Erken Ve Geç Çoğunluk Dönemi’ne anlatır ve satarlar. İlk Benimseyenler’e Mor bir İnek vermelisiniz!

Hapşırıp Duranlar, Fikirvirüslerin Ana Yayıcısıdır.

Her pazarın kendi hapşırıkçıları vardır diyor Godin. Bunların da ilk benimseyenler kategorisinde yer aldığını ve bu hapşırıkçıları bulmanın ve ikna etmenin hayati önem taşıdığını ekliyor.

Eğer Hapşıranlar fikrinizi, ürününüzü veya hizmetinizi severse onu dinlemeye istekli herkese satarlar. Hapşıranlar, fikirvirüsünüzü yaymanın anahtarıdır.

Dikkat çekici bir şey inşa etmeye çalıştığınızda alay konusu olabilirsiniz. Fark yaratma arzusu ile belki işe yaramayan şeyler üretmeniz çok normal. Fark yaratmak için hata yapmaya mahkumuz. Yoksa nasıl fark yaratacağız? Yapmak istediklerini ertlemeyi bırak, yeterince iyi olmadığını düşünmeyi bırak. Sadece yap çünkü başarılı olmak için daha fazla kötü fikre ihtiyacın var. Bizim sorunumuz, yeterince kötü fikrimizin olmaması, çünkü mükemmeli bekliyoruz ve bu fark yaratmamızı, sıra dışı olmamızı, dikkate değer bir şey inşa etmemizi engelliyor.

Mükemmel olmayı bekleme, hata yap.

Sıkıcı olma!

Umarım bu kitabı okumak için içinizde bir heyecan uyandırabilmişimdir.

Bir sonraki yazımda görüşene kadar, sevgiyle kalın 💌

--

--

Başak Gül
Türkçe Yayın

Türkçe Yayın Editörü, Yetenek Avcısı 👩🏻‍💻 Yazdıklarım gerçek hikayelere dayanmaktadır.💌