Sağlığın Kıymeti-1: Patella Çıkığı 😣
O da ne?.. Hemen Google amcaya patellanın ne olduğunu sordum, diz kapağı demekmiş. Diz kapağı çıkar mı hiç? Ne garip şey…
Bu yazı diğer içeriklerimden biraz farklı olacak. Bugün size yakın zamanda başıma gelen bir durumdan bahsetmek istiyorum.
2021 yılı Kasım ayında talihsiz bir olay yaşadım. Okuldan yeni çıkmıştım ve tam arabaya binecektim ki sağ diz kapağım çıktı. Aklınızda canlanması için hemen nasıl göründüğünü söyleyeyim. Diziniz ortada değil sağda kocaman bir çıkıntı şeklinde duruyor. (Benim dizim sağa doğru çıkmıştı) Muhtemelen ilk defa böyle bir şey duyuyorsunuz değil mi? Ben de çok şaşırmıştım.
10 gün boyunca bacağım komple alçıda kaldı. Tabi bu süre zarfında hiçbir ihtiyacımı kendim karşılayamadım. Yanımda sürekli birinin olması gerekiyordu.
Derken sayılı gün çabuk geçer misali bacağımdaki alçı çıktı ve toparlamaya başladım. 2 hafta içinde kendi başıma yürür, oturup kalkabilir hale gelmiştim…
2022 yılı Nisan ayının ortalarında bir pazar günü basketbol maçına gitmek için hazırlanmıştım. Birkaç saniye sonra başıma geleceklerden habersiz bir şekilde ayakkabılarımı almak için eğildim…
Ve bu sefer sol diz kapağım çıktı. Ne olup bittiğini anlayamadan yere yığıldım. Bacağım müthiş bir şekilde acımaya başladı ve saniyeler içinde uyuştu. Olduğum yerden bir milim dahi hareket edemiyordum. Mecburen ambulans çağırdık. Ambulanstaki görevliler sağ olsunlar “hastanede bir ortopedi doktorunun” yerine takması gereken patellayı birkaç dakika içerisinde yerine koydular (!) Hastaneye gidince doktor bacağımı alçıya almadan eve gönderdi. Hazır bacağım alçıda değilken bu konuda daha detaylı bir inceleme yaptırmak için için başka bir hastaneden randevu aldık. Bilin bakalım ne oldu, gittiğimiz doktor bacağımı alçıya aldı. 🥴 Bu sefer bacağım 1 ay alçıda kaldı. 30 gün boyunca sadece yattım ve tabiri caizse rahat feci şekilde batmaya başladı.
Alçı çıktıktan sonra tekrar doktora gittik ve durumun aslını öğrendik…
Buraya kadar geldiğine göre olayın özünü anladın. Şimdi daha ilginç bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Bir an önce fizik tedaviye başlamam gerekiyordu. Detaylı bir araştırmanın sonunda şu anki fizyoteraspistime gitmeye karar verdik. Sağ dizimden farklı olarak alçı çıktıktan bir ay sonrasına kadar doğru düzgün yürüyemedim, üstüne bir buçuk ay koltuk değneği kullandım. Bu yazıyı 2022 Ekim ayında yazıyorum ve Ağustos ayından beri kendi ihtiyaçlarımı karşılayabilir, birine bağımlı kalmadan yürüyebilir, oturup kalkabilir haldeyim. 💪
Olayın üzücü tarafı bu kadardı, şimdi sıra daha üzücü olanında!
Tüm bu olaylardan sonra ülkemizdeki ve dünyadaki tıp anlayışının ne kadar yanlış olduğunu ailecek bir kez daha anladık: Vücudun her bir parçası üzerine odaklanmış uzmanlık alanları var: Kardiyoloji, nöroloji, dermatoloji, ortopedi, dahiliye…
İyi güzel ama bir kardiyolog neden hastalarını SADECE kalplerine odaklanarak tedavi etmeye çalışıyor? Diğer disiplinlerle işbirliği içinde çalışması gerekmez mi? Yaşanılan sağlık sorununu anlık yok etmek yerine ilerleyen zamanlarda meydana gelmesinin önüne geçmek için çalışmak daha mantıklı değil mi?
İşte tam burada bütüncül tıp dediğimiz konu devreye giriyor.
Her doktor, vücudu kendi uzmanlık alanına göre ele alıyor. Günümüzde, yaşanılan sağlık sorunları bütüncül bir yaklaşımla ele alınırsa inanın bu sorunlar ilerleyen zamanlarda daha ciddi şeylere yol açmaz.
Hemen benim hikayeme geri dönelim.
Eğer sağ dizim çıktığında doktor bize fizik tedaviye gitmem gerektiğini söyleseydi sol dizim yüksek ihtimalle hiç çıkmayacaktı. Neden? Çünkü kas ve bağ dokularım güçlenmiş olacak, yeni bir çıkığa sebebiyet vermeyecekti. Ayrıca iyileşme sürecim bu kadar (6 ay) uzamayacaktı.
Bütüncül tıp, üstüne çokça konuşulması gereken bir konu. Ancak bu yazıda o kadar detaylandırmayacağım.
Buraya kadar sabırla gelen değerli okuyucu:
Muhtemelen sen de benim gibi talihsiz bir olay yaşadın ve interneti açıp merak ettiklerini araştırıyordun. Kendine çok dikkat et. Mutlaka yaşadığın sorunun neyden kaynaklandığını öğren, iyi bir fizyoterapist bul ve sağlığına önem ver.
Ya da sıradan bir takipçimsin ve yeni yazımı görünce heyecanla okumaya başladın. Sana da çok teşekkür ederim, kendine dikkat et…
Hafsa
