Sadecilik

Ayşe Başak Bayraktaroğlu
Türkçe Yayın
Published in
4 min readJul 4, 2018
image via www.widewalls.ch

Uzun zamandır üzerine düşündüğüm ve bir süredir deneyimlediğim sadeleşmek beni çok tatlı bir yere taşıdı. Bu yazıda geldiğim noktayı ve fikirlerimi iletiyor olacağım.

Bir sanat akımının yaşama entegre edilmiş halidir minimalizm yani sadecilik.

Her alanda sadeleşmek söz konusu. Maddeye dayalı sadeleşmenin yanında zihinsel sadeleşmek de mümkün. Kişisel çabalarımızla bu anlamda gerçekleştirdiğimiz her sadeliğin bütüne etki ettiğini bilmeliyiz.

Tüketim Bağımlılığına Karşı Bir Çıkış Yolu Olarak Sadecilik

Tüketim artık bir bataklık ve gittikçe daha çok batıyoruz. Duygusal boşluğumuzdan, başarı hissimizdeki eksiklikten, hayatımıza anlam yükleyemediğimizden besleniyor bu bataklık.

Özgür irademiz ne kadar özgür konusunun bir uzantısı olarak; hiç aklımızda olmayan bir satın alma kararı dış etkenlerle oldukça kolay aklımıza yerleştirilebiliyor. Google ve diğer sosyal medya araçları bize hep daha fazlasını istememize neden oldular. Satın alma kararlarımız çeşitli yönlendirmelerden etkileniyor; tamir etme yenisini satın al, bu kremi sürersen sen de bu güzeller güzeli model gibi görüneceksin, instagram’da beğendiğin o kaslı adam, o beli olmayan kadın bu tohumdan yiyor sen de ye sen de beğenilen ol, vegan beslenme çok trend sen de trendy ol ve şu çok pahalı vegan peyniri satın al, YouTuberların aslında özel davetle gittiği o otele sen de gidip instagram’a fotoğraf koymalısın; ancak sana ücretsiz değil, daha önce baktığın şu mutfak aletine bir daha bakmalısın, bir daha bak, bir daha bak…

Farkettik mi?

Öyleyse bu delilikten çıkış yolumuz alacağımız sadelik kararı olabilir mi?

Zamanla bunu bir tür alışkanlık, yaşam şekli haline getirmemiz, düşünce yapısı olarak kabul etmemiz yönlendirmelerdeki baskıyı azaltacaktır. Odak noktamızı sadeliğe taşımamız yeterli olacaktır.

Deneyimledikçe, görece olarak bilinçli, satın alma kararları aldıkça öncesinde zamanı ve parayı ne kadar da boşa harcadığımız ortaya çıkacak.

Gereksiz Eşyanın Ağır Hissiyatı

Satın alma kararımızda ihtiyaç duyduklarımızı almaya karar vererek sadeleşmeye gittik. Aynı mantığı yaşam alanlarımız için de uygulamanın zamanı geldi.

Bu kısımda sana direkt hitap etmek isterim. Samimiyetimi maruz gör bu kısım biraz sert olacak gereksiz kibarlık yapmayacağım :)

Uzun zamandır kullanmadığın, yırtılmış, fazla eskimiş, artık beğenmediğin, bedenine uymayan bir gün kilo verdiğinde giyeceğini düşündüğün kıyafetlerini ayırarak başlayalım. Hala kullanılabilir durumda olanları bir ihtiyaç sahibine ulaştır ve gerisini geri dönüşüm kutusuna at.

Zarar görmüş, dolapların en arkasında duran biblo, bitmiş mumlar, gazete/dergi yığınları bunları da ayır. Dağınık duran, kaldıysa basılı fotoğrafları düzenle. Salona, oturma odasına şöyle bir bak dışardaki tüm ıvır zıvırı sınıflandır ve eğer yapabiliyorsan bir kompozisyon yarat. Yani tüm bu küçük küçük detaylardan vazgeçmek istemiyorsan anlamlarını belirginleştir biri sorduğunda anlatabileceğin bir hikaye çıkar ordan ya da direkt kurtul onlardan da :)

Çalışma alanında da durum aynı ise seni daha motive daha üretken yapabilecek bir alanın var olduğuna inan. Fazlalıklardan kurtul kalanları sınıfla ve işe yarar hale getir bir de masana canlı bir çiçek koy ki sana arkadaşlık etsin, fikirlerini onunla paylaş kendini yalnız hissetmeyeceksin.

Mutfak tam bir kaos, genelde dolaplar yetersiz gelir, fazla eşyalar tezgahtadır. Yemek yaparken çalışılacak boş alan kalmaz dışardakileri ittire ittire iş yapılır. Servis arabası tarzı iki ya da üç rafı olan ayaklı seyyar raf sistemleri çok fonksiyonel ısrarla tavsiye ederim.

Ben yazarken rahatladım, lütfen sen de bir dene. Kullanılmayanın, eskimişin, istenilmeyenin ağır enerjisi seni terk edecek; bu dehlizin sonunda ışık var.

Biriktirmedeki, vazgeçememedeki, daha çoğunu istemedeki, sahip olma fikrinden hoşlanmadaki, hakimiyet kurmak istemedeki sorunu fark edip mümkün olduğunca bu alışkanlıklarımızı değiştirerek tüm bunlara sebep olan derindeki derdimize derman bulabiliriz ve biz kişisel olarak huzura kavuşurken doğa da biraz olsun rahatlar belki. Doğanın biz gözü dönmüş insan türünden artık bıktığını düşünüyorum.

En üstün türün insan olduğunu ve doğanın insan için var olduğunu düşünüyoruz. Bu düşünce şekli hayatımıza yön veriyor ve sadeliğe büyük engel.

Metropol insanını yeniden doğaya, doğal olana, altın orana çağırdı Sadecilik.

Zihinselik Sadeleşme için Zihin Temizliği

Yarım bırakılan, ertelenen,kaçınılan, üşenilen her bir şey zihin için bir yük oluyor. Çünkü zihin bu görevler tamamlanana kadar üzerlerinde çalışmaya devam ediyor.

“Kafamı toparlayamıyorum, net düşünemiyorum” dediğiniz bir anda bunu bir düşünün. Peşinizi bırakmayan ertelediğiniz, yapmadığınız, yarım kalan bir işiniz var mı?

Yapılacaklar listesini önem sırasına göre sıralamak ya da en uzun sürecek olandan değil hemen yapılıp bitiverecek olandan başlamak, iş bitirmenin vereceği tatmin duygusunu sevmeyi öğrenmek, verim düşüren alışkanlıklardan kurtulmak için denenebilecek birkaç yöntem.

İlham vermesini umarak kendi nacizane deneyimlerimin birkaçını sıralamaktayım;

İhtiyacım olmasa bile yeni başlayan ve heryerde reklamına maruz kaldığım kış sezonu için alışveriş yapmak istediğimde anladım ilk olarak sorunumu. Yeni sezon alışverişi yapmamaya karar verdim. Sadece ihtiyaçlarıma odaklandım. Bu benim için büyük bir adımdı.

Ardından sahip olma fikrine bayıldığım kitap alışverişi alışkanlığımı, okuyacağıma emin olduğum kitapları tek tek okudukça yenisini alma yöntemi ile değiştirdim. Kargo ücreti olmasın diye hevesle 5 kitap birden alıp hepsini okumadan, satın almak isteyecek yeni bir kitap buluyordum. Bu sayede hem hevesim geçmeden daha fazla kitap okuyorum hem de kitaplıkta boynu bükük duran öksüz kitaplar olmuyor.

Eşimle evde kullanmadığımız alan kalmasın diye yemeği tek bir masada yemiyor, kahveyi tek bir koltukta içmiyor, misafir odamızda sık sık misafir ağırlıyoruz:) Gereksiz süs eşyalarının olduğu geleneksel vitrin mantığını benimsemiyoruz. Farklı desenlerin yarattığı kalabalık hissindense ton sür ton tarzında ilerliyoruz.

Zihnimdeki gereksiz yığılmayı önlemek adına erteleme sorunumun olduğunu kabul ettim ve her fırsatta çeşitli bahaneler sıralayıp sıralamadığımı kontrol ediyorum önce, sorunlarımdan kaçmayıp çözmek için ufak da olsa adım atmaya çalışıyorum.

Sadeleşmeyi kapsamayan tek konu sevgi sanırım. Mevzu sevgi olunca her türe karşı cömert olmak en güzeli.

Sevgiler,

Podcast| Youtube | Slack | Facebook | Twitter | Instagram | Kodcular

--

--