Sahibi Olduğun Yükün Değerini Bil
Yeri geldiğinde dinlenmeyi bil, vazgeçmeyi değil. Sırt çantanı koy bir kenara, kısa bir yürüyüş yap, rüzgarı hisset saçlarında, güneşin sıcaklığını hisset bedeninde, derin bir nefes al. Yoldan geçerken sırt çantası al yanına yoluna devam et. Arada yükünü azaltmayı ihmal etme. Dünya dert edinilecek kadar uzun bir hayat bahşetmez bize.
Bazen hayata karşı sitemkar ve arzularla dolu oluyoruz. Düşüncesiz laflar ediyoruz. Sırtlandığımız dünyanın yükü daha bir ağır geldiği zamanlar oluyor. Mücadele etmek yorucu. Bu yorgunluk yeri geldiğinde bizi darlıyor, sıkılıyor, bunalıyoruz.
İmrendiğimiz insanlar var muhakkak. Onların hayatını, yaşamını arzuluyoruz. Onların yükünü kıskanıyoruz. Bir gecede banka hesabında milyon dolarları olmasını isteyen insanlar var. Gerçekten o yükü taşıyabileceğinize sizi inandıran şey ne?
Yükümüzün o imrendiğimizin insanların yüklerinden daha ağır olduğunu nereden biliyoruz. Belki de o yükü sırtlandığımız da olması gerekenden katbekat daha ağır olacaktır. Hakikat nedir biliyor musunuz?
Hayata karşı verdiğimiz mücadele, edindiğimiz deneyim ve tecrübe, sırtlandığımız yükün ağırlığı ile eşdeğerdir. İstediğimiz o hayatın yükünü sırtlandığımızda; altında ezileceğiz. Çünkü o yükün sıkıntısını, derdini, tasasını çekmedik. Ona hazır değiliz. Bilgisiz ve cahil kalacağız. Otuz yaşındaki bir adamın aniden yeniden doğmasıdır bu. Gerçeklik o adama yine otuz yaşındaki bir adama davrandığı gibi davranacak.
Vesselam, hiçbir şey dışardan göründüğü gibi değildir. Sahibi olduğun yükün değerini bil.
