Salah Hakkında Konuşmalıyız

Dogan Pamuklu
Türkçe Yayın
Published in
4 min readDec 30, 2017
© AFP

İngiltere’de fikstürün en yoğun dönemindeyiz. Sezon arası yok, maç temposu iyice arttı. Bu yoğun dönemin bitişi ile beraber 7 günlük bir ara olacak. Hemen hemen hepimizi büyüleyen maçlar, anlar oldu. Ancak bu sekansların üzerinde yeterince duramadık zira hemen akabinde bir yenisi geldi. Premier Lig, bu sene daimi olarak bize yumruk sallayan bir boksör gibiydi. Sersemledik. Şimdi ise biraz geriye yaslanmaya, nabzımızı biraz düşürüp sakince düşünmeye ve Salah hakkında konuşmaya ihtiyacımız var. Çünkü en sert yumruğu o salladı.

Senelerdir Liverpool scout ekibi tarafından takip edilen oyuncu, bu sene başında kadroya katıldı. 42 m € gibi bir bonservis bedeli ile alındığında, Liverpool’un bu işten zararlı çıkacağını söyleyenler oldukça fazlaydı. Roma’da her ne kadar iyi performans sergilemiş olsa da daha önceki Premier League deneyiminin iyi geçmemesi bunda bir etkendi. Salah ise daha hazırlık maçlarında performansı ile dikkat çekti ve Kırmızılara kulübede oturmaya gelmediğini gösterdi. Ancak kimse bu kadarını beklemiyordu.

Futbola 7–8 yaşlarında aşık olmuştum. Şampiyonlar Ligi maçlarını izlediğimi hatırlıyorum. Sokağa çıkar ve Brezilyalı Ronaldo, Zidane ve Totti gibi oynamaya çalışırdım. Bu tip oyuncuları seviyordum. Onlar, oyuna sihir katıyordu.

Liverpool’da Christmas öncesi 20 gole erişen son oyuncu, 1986–87 sezonunda Ian Rush’tı. 17 Aralık itibariyle attığı 20 gol ile Liverpool tarihinde bunu en hızlı yapan 4. Oyuncu oldu Salah. Bu gol sayısına 26 maçta erişerek, bu alanda George Allan’dan sonra (19 maç) Sturridge ile beraber en hızlı başaran 2. oyuncu konumunda. Tüm bu istatistik yığınının bize söylediği bir şey var: Liverpool tarihinde takıma en erken adapte olan golcülerden ve bu sene bol gollü Pool maçları izlememizde en önemli etken. Bunu kanatta oynayarak yapması oyuna ‘sihir’ katıyor. Kulüp takımı bir yana, ülkesi için de önemli işlere imza attı Mo Salah. Attığı penaltı ile hafızalarda yer etse de Dünya Kupası’na katılma hakkı kesinleşmeden atılan 7 golde ya atan ya da attıran olarak imzası var. Sadece İngiltere’de adından bahsettirmiyor; türlü iç savaşa, darbeye kurbana giden ülkesi için de bir umut ışığı ve aynı zamanda kahraman! 7–8 yaşlarındaki Nagrigli çocuklar, yer yer zemini bozuk olan o toprak sahada şimdi onun gibi oynamak istiyor.

© Ahmed Abd El-Gawad

Bu seneyi onun için özel kılan faktörlerin başında, Klopp’un oynatmaya çalıştığı düzene oldukça uygun bir oyuncu olması geliyor. Jürgen Klopp’un ‘gegenpress’inde kapılan toplarda istediği açık alanı buluyor; süratiyle tüm savunma oyuncularını ipe dizebiliyor. Gerektiği zaman da topu ayağından hızlıca çıkarıyor ve akabinde doğru koşuları yapıyor. Bu sayede etkili bir atağı başlatan kişi de olabiliyor; doğru yerde topla buluşup, bitiren de. Oyunu oldukça sade oynadığını, doğru saha içi okumalarını yapabildiğini ve hızını nasıl bir silah olarak kullanacağını öğrendiğini söyleyebiliriz. Saha içinde kontrol edilemiyor ve sakladığı ‘turbo’ tuşuna doğru zamanda basarak hepimizi şaşırtıyor.

Salah, Chelsea’ye geldiğinde henüz 20 yaşındaydı. Basel’de geçirdiği iyi bir sezondan sonra dikkatleri üzerine çekmiş ve Mourinho’nun takımına transfer olmuştu. Rotasyonu geniş, iyi giden bir Chelsea takımında formayı kapamadı. Hazard, Willian, Oscar ve Schurrle’nin arkasında kaldı. Premier Lig’in fiziksel futbolu ve Salah’ın henüz bu seviyelere hazır olmaması önemli bir etkendi. Rekabete girdiği oyuncuların formda olması ile gözden düşen Salah, İtalya’nın yolunu tuttu. Orada geçirdiği iki sezon, ona elit bir ligde oynarak tecrübelenme fırsatı verdi. Defolarının farkına varan Salah, hem fiziksel olarak kuvvetlendi; hem de ‘ayakta kalma’yı öğrendi. Jürgen Klopp da bu durumun altını çiziyor: “Biraz az kaslı olmanız, biraz fiziksel olarak yetersiz olmanız ufak bir müdahelede sizi uçurabilir. Şu an ise fiziksel olarak tamamen farklı bir durumda. O, Chelsea’de bir çocuktu, şimdi ise ‘adam’ oldu.” Tüm bu süreç, onlara Salah’ı kazandırdı. Klopp’un onun ne kadar iyi olduğunu düşünüp uyuyamadığı gecelere sebep oldu.

Salah için eksik yönlerine çalışmak, ekstra antrenman yapmak ve yeri geldiğinde fedakarlıktan kaçınmamak sorun değil. O, bunların çok daha fazlasına 14–15 yaşlarından alışkın. Sabah 7–9 arası okula gidiyor, 4–5 saat süren bir yolculukla tesislere varıyor, antrenmanını tamamlıyor ve yine aynı otobüs yolculuğunu eve dönüş için yapıyordu. Bu tempoyu haftanın 5 günü, senelerce devam ettirebilmek için bir adanmışlığa sahip olmanız gerekir. “Aklımda futboldan başka hiç bir şey yoktu. Futbolcu olmasaydım ne olurdum, bilmiyorum. Her şeyimi futbola vermiştim ve futbolcu olmayı çok fazla istemiştim” diyor Salah.

Futbolun ona verdiklerine şükrederek herkesin daha iyi şansa sahip olmasını temenni eden, basit yaşayan, mütevazı bir futbolcu Salah… Ailesinin evine giren hırsıza para verip; onun için iş arıyor. Ödül olarak villa önerildiğinde bu teklifi reddedip, doğduğu yer olan Nagrig’e bağış yapılmasını talep ediyor, Nagrig’e her fırsatta ekipman sağlamaya devam ediyor. 2017 yılının sonuna geldik. Kariyerinin en başarılı yılını geçirdi. Henüz 25 yaşında. Eminim, bu harika yıl bittiği için hayıflanacağına, başardıkları için şükrediyordur. O, etrafını güzelleştirmeye, imkanlarını başkaları için paylaşmaya devam ededursun, onu izleyebileceğimiz nice yıllar için de biz şükretmeliyiz.

En aktif Türkçe Yayına bekleriz | Podcast| Facebook | Twitter | Slack

--

--