Salgın Nedeniyle Yaşlı ve Çocuk Bakımlarında Dikkat Edilmesi Gereken Davranışsal Yaklaşımlar

Can't Touch This
Türkçe Yayın
Published in
3 min readMar 19, 2020
  1. Çocuklar evde sıkılacaktır. En azından hafta sonlarında yapılan park/oyun alanı gezmeleri veya yürüyüşlere alışkın olan çocukları evde tutmak zorlayıcı olabilir. Böyle durumlarda genellikle bir an önce çocuğun yakınmalarından vazgeçmesi için yapılan “Dışarı çıkarsak doktor cıs yapar, çingeneler seni kaçırır, sokakta köpekler totonu yer” gibi karşılıklar vermek yerine “Dışarıda hasta insanlar olabilir, biz de hasta olursak çok öksürebiliriz, sokağa hiçbir çocuk çıkmıyor, bir süre herkes evinde oynayacak gibi duruyor biz de … oynayalım mı ne dersin?” gibi çocuğun yaşına uygun dil yetisine paralel empatik açıklamalar yapmak gerekir. Çocuk laftan anlamayabilir, ayağınıza dolanır, ağlar, zırlar. Bu gibi ısrarcılıklarına rağmen her defasında duruşumuzu bozmadan bu ve benzer açıklamaları yapmak zorundayız. Aksi taktirde tehditkâr davranışlar çocukların korku nedeniyle susmalarına neden olur. Kendi tahammül eşiğinin düşük olması hiçbir anne/babanın çocuğuna uygunsuz tavır göstermesinin gerekçesi olamaz. Unutmayın.

2. Sıkılan çocuk açıklamayla yetinmeyebilir. Eline telefon vermek yerine kendi kaygınızı ve tahammülsüz tavırlarınızı bir kenara bırakarak birlikte yaratıcı oyunlar oynayabilmeli ya da günlük yapılması gerekenleri onlara eşlik ederek oyun oynar gibi yapabilmeyiz. Oyun için çok fazla oyuncağa ihtiyacınız yoktur. Yastıklardan ev yapmak, iskambil kağıtlarından kule yapmak, yemek hazırlarken küçük bir işi de onlara vermek gibi basit çözümlerle evdeyken kaliteli zaman geçirebilirsiniz. Tüm bunları yaparken gündeme dair gelişmeleri internet üzerinden takip edebilirsiniz ama arka planda – televizyonda – sürekli bir haber kanalı açık bulunmamalıdır. Konuşmalar hem direkt çocuğunuzu olumsuz etkileyebilir hem de sizin artan stres düzeyinizin, siz farkında olmadan çocuğunuza yansımasına neden olur. Oynadığınız oyununuzu bırakıp televizyona kitlenirseniz çocuğunuz hem ihmal edildiğini düşünecek hem de sizin kaygınızı içselleştirecektir.

3. Çocuklar daha fazla alana temas eder ve ellerini yüzlerine daha fazla götürebilirler. El yıkama sıklığına dikkat ederek oluşturduğunuz resimli – renkli bir el yıkama tablosu doldurulup gün boyunca her yıkama işaretlenerek gece sonunda küçük bir ödülle teşvik etmek uygun olacaktır. Elini yüzüne götürdüğü fark edildiğinde de yine fiziksel ya da sert sözel müdahaleler yerine nazikçe uyararak elini ağzından/burnundan çekmesi istenebilir. Dikkatsizlikte ısrarcı olur ve kendiliğinden engelleyebilme alışkanlığı sağlanamazsa ne kadar kötü bir görüntü oluşturduğu anlatılması, halıda/oyuncaklarda var olan mikropların videolu anlatımının birlikte izlenmesi ya da yine oluşturulacak bir tablonun işaretlenmesiyle belirli bir sayıya ulaşıldığında bir süre kollarını havada tutma gibi biraz zorlayıcı ama kısmen eğlenceli tutumlarla doğru davranış örüntüsü geliştirmeye yardımcı olunmalıdır. Bu gibi uygulamalarda kendinizin de bir ya da iki defa yanlışlıkla olmaması gereken davranışı istemsizce yaparak çocuğunuzla empati kurabilecek bir seviyede olduğunuzu çocuğunuza hissettirmek ve birlikte dikkat ederek ikinizde de doğru davranışın aynı anda, birbirinizin yardımıyla gelişiyormuş gibi görünmesini sağlamak davranıştaki kalıcılığı arttıracaktır. Elinizi yıkadıktan sonra da olası cilt problemlerinin oluşmaması için uygun el kremi kullanımına en az el yıkama kadar dikkat edilmelidir. Örneğin çocuğunuzun eline krem sürdükten sonra ‘bana da yardımcı olur musun’ diyerek bu davranışta ona ihtiyacınız olduğunu hissettirmek yine alışkanlığın kalıcılığını arttırmaya yardımcı olacaktır.

4. Ailenin yaşlı bireyleri yakınınızda ya da uzağınızda olabilir. Her iki durumda da iletişim sıklığınızı arttırmalı, gündemle ilgili artan kaygı düzeylerini ya da bazen kaderci bir kabullenmişlikten gelebilen “vademiz dolduysa gideriz evladım” yaklaşımlarının yanlışlığını anlatarak olası kaygısız tavırlarını kontrol etmelisiniz. Yaşlı bireylerde kültürel bazı alışkanlıklardan belirli bir süre uzaklaşabilmek zorlayıcı olacaktır. Örneğin kadınlar arasında yaygın olarak yapılan kısa süreli günlük ev gezmelerinin olmaması için mutlaka uyarılmalıdırlar. Aynı şekilde erkek bireylerin de kahvehane gibi alışkanlıklarından bir süre uzak kalması canlarını sıkacak, evde kalmakta zorlanabileceklerdir. Uzakta olan yakınlarınızı günün farklı zamanlarında 1–2 defa arayarak uyarılarınızı kaygı seviyelerini çok arttırmadan yapmalı, bazen ailenin diğer bireylerinin de arayarak hem durumu kontrol etmesini hem de evdeyken öğrendiği yeni bilgileri uygun düzlemde konuşarak olası tedirginliklerinin/umursamazlıklarının takip edilmesini sağlayabilirsiniz.

5. Yaşlı bireylerin risk oranı yüksek olduğu için eğer yakınlarınız isegünlük ekmek, süt ürünleri, meyve-sebze, gazete vb. ihtiyaçlarını temin için dışarı çıkmaları yerine sizler alışverişlerini yapmalısınız. Eğer uzaktaysa, kendilerine yakın yaşayan bir akrabanızdan ya da komşusundan böyle bir yardım için destek isteyerek en azından iki günde bir uygun mesafe korunarak ve fiziksel temas olmaksızın kapılarına uğrayıp bir ihtiyaçlarının olup olmadığının sorulmasını sağlayabilirsiniz. Böylece hem yalnızlık, yalıtılmışlık ve tedirginlik hisleri azalacak hem de olası bulaş riskleri azalmış olacaktır.

--

--