Sanatın İnsansızlaştırılması-Ortega Y Gasset

Gülhan Adışen
Türkçe Yayın
Published in
3 min readOct 4, 2021
Jose Ortega Y Gasset

İspanyol Filozof Ortega Y Gasset’in felsefesini anlamak için çok yönlü bakmamız gerekmektedir zira kendisi alt başlıkların toplamını oluşturan ana başlık gibidir. Zihin felsefesi, varlık felsefesi, kitleler, sanat, ben ve öteki… gibi kavramlar onun düşüncesinin çerçevesini oluşturmaktadır. Gasset’in en önemli özelliği söylemlerinin güncelliğini korumasıdır. Çağ değişse bile konuya yaklaşımı güncelliğini korumaktadır. Camus onun için “Nietzsche’den sonra belki de en büyük Avrupalı yazardır” demiştir. Öyleyse neden Nietzsche kadar konuşulmuyor? Bir tez çalışmasında Gasset’in unutturulmaya çalışıldığı için fikirlerinin adı olmadan Avrupaya yayıldığından bahsediliyordu. Bu nedenle ben bunu “damnatio memorie” (hatıradan çıkartma olgusu)olarak adlandırıyorum.

“Görülebilen her şey, o niteliğiyle kendisine görünüşten ileri gitmeyen basit bir maske olarak gözükür, gerisinde o maskeyi sürgit üreten bir gizli güç vardır ki, asıl gerçek odur.”

Araştırmalarda henüz kesin bir ifadeye rastlanmasa da Gasset’in gerçeklikle ilgili düşüncelerinin Baudrillard’ın Simülasyon Kuramının temelinde etkisi olabileceğini varsayılabilir. Bundan daha güçlü bir varsayım ise Gasset’in 1929'da yayınlanan Kitlelerin İsyanı kitabının Baudrillard’da 1970 yılında yayınlanan Tüketim Toplumu kitabı olarak karşımıza çıkmasıdır. Biliyoruz ki Baudrillard’ın düşüncelerinin oluşmasında sitüasyonistler(1950'ler) etkili olmuştur. Sitüasyonistlerden Guy Debord’un Gösteri Toplumu adlı eseri, Baudrillard’ın Tüketim Toplumu eserinde kendini göstermiştir. Yani Gasset’ten her ne kadar bahsedilmese de etkisini birçok düşünce ve eserde görmekteyiz.

Bu yazının başlığı, adını Gasset’in kitaplarından olan Sanatın İnsansızlaştırılması’ndan almaktadır.

Sanatın İnsansızlaştırılmasını anlamak için Gasset’in insana ve kitleye dair düşüncelerini bilmemiz gerekmektedir. İnsan nedir? Kitleselleşme nedir? Snob kime denir? Yabancılaşma nedir?

Bu zamana kadar “İnsan nedir?” sorusuna çok fazla tanımlama gelmiştir. Gasset, insan doğasından bahsetmenin yanlış olduğunu ileri sürmüştür ve insan için “İnsan şu ya da bu değildir, şunu ya da bunu olma halindedir.” demiştir. İnsanın temel gerçekliğinin yaşam olduğunu söyleyen Gasset yaşamayı ne yöne gideceğimiz konusunda sürekli kararlar vermek zorunda olduğumuz yol kavşağına benzetmektedir.

Brain in jar

“İnsana özgü olan şey insanın yaşamıdır, bedeni değildir, ruhu bile değildir. Beden bir şeydir; ruh da bir şeydir, gel gelelim insan bir şey değildir, bir dramdır-yaşam denilen dram.”

Kavramlar zıddı ile anlamlı hale gelirler. Bu nedenle Gasset’in tanımladığı kitle kavramını seçkin kavramı ile birlikte açıklamak daha doğru olacaktır. TDK’ye göre kitle, “Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu” anlamındadır. Oysa Gasset kitle için “kendisini herkes gibi hisseden ve başkalarıyla aynı hissetmekten zevk alan her kişi kitledir” demiştir. Seçkin kavramı için ise, “seçkin insan ise kendini başkalarından üstün sanan ukala değil, başkalarının beklediğinden fazlasını kendinden bekleyen kişi” olarak tanımlamıştır.

Sanatın insansızlaştırılmasında şöyle bir durum vardır, kitle alışılmışın dışındaki yeni sanat anlayışını anlamaz çünkü biçem değişmiştir bu da kitlelerde öfkeye sebep olur. Örneğin bir gün kendimize aynanın karşısında bakarken bir çeşit Kovalev gibi göründüğümüzü ya da soyut dışavurduğumuzu düşünelim. Ne büyük şok. Kitlenin öfkelendiği şey, sanatta alıştığı figürleri görememek, bilindikten uzaklaşılmış olmasıdır. Bir makalede kitlenin sanat karşısındaki bu öfkesi şu şekilde örneklendiriliyor: “İncil yazarı Havari diyordu ki: “Nolite fieri sicut equus et mulus quibus no est intellectus.” Anlama yetisinden yoksun olan at ve katır gibi olmayınız. Kitleler anlamaz, yalnızca kovar.”

Kendisini herkes gibi hisseden kitle, bireyliği adeta eriterek silmiştir. Ne gariptir ki sanatın insansızlaştırılmasına öfkelenen kitle aslında sanatı ortadan kaldırmaktadır. Sanatın ne olduğu kimin için olduğu tartışması kitlenin sorduğu bir soru değil midir? “Vasat(seçkin olmayandan bu şekilde bahsedildiği için kullanılmıştır)” insanlar, “sanat sanat için midir yoksa toplum için midir” sorusunu, “bunu ben de yaparım” düşüncesine kanıt aramak için tartışmaya açarlar. Herkesten farklı olduğunu kanıtlamak için bu konu hakkındaki fikirlerini söylemek için ortam yaratırlar. Belki de sanat adı altında kendi sanatlarını yaratıyorlardır. Baudrillard, “Sanat, artık sanat namına bir şey kalmadığı için ölmez, çok fazla sanat olduğu için ölür.” demiştir.

Konu ile ilgili yararlandığım kaynakları @wisermedia uygulamasında “Dehumanization of Art” kürasyonu olarak oluşturdum. Oradan ulaşabilirsiniz. https://open.joinwiser.com/odEN1iNG71oSNeEh6

--

--

Gülhan Adışen
Türkçe Yayın

İstanbul University Museum Management Master Project Developer İnsta: @lazutpuskulu