Sarı Dişli Yazarlar

M. Oğuz Karakaşlı
Türkçe Yayın
Published in
2 min readOct 1, 2023

Merhaba; önce bir kahve koyun, sonra gelin birazcık sohbet edelim.

The Awakened: https://open.spotify.com/album/5kC2Wt4HtulhtkBqRrgGH5

Düşünmek için kalpsiz olmak gerekir, sanıyorsunuz. Hayır, düşünmeyi besleyen sevgidir. (Oblomov, İvan Kançarov)

Düşünmek ne hoş bir eylem değil mi? Hmm eylem. Herhangi birine: “Eylem nedir?” diye sorsam, bana: “Top oynamak, kahve pişirmek…” gibi örnekler sıralardı. Yani dışarıdan bir gözle yeterince baktığımda o kişinin ne yaptığını anlayabilirdim. Ama az önce bahsettiğim gibi düşünmek de bir eylem, değil mi? Bazen dışarıdan gözlenebiliyor ve tıpkı güzel kokulu bir kahve gibi tüketilebiliyor ki biz buna kitap diyoruz. Bazen de bizi saatlerce düşünmeye iten başka bir şey de olabiliyor; film gibi.

Temelde düşünce sanki bir şeye gebe olmalı gibi bir sonuca ulaşmak niyetinde değilim burada odaklandığım nokta daha başka. Neden? Çünkü bu “düşünce” oldukça bencil olurdu. Çünkü; masaya sadece bir şeyler üretme edasıyla oturmak varolan sürecin salt sonucuna odaklanmak anlamına gelirdi ki bugün bahsetmek istediğim mevzu, bunun çok daha ötesinde.

Düşünce Süreci

Bu süreç; bir/birkaç ritüel, düşünme durakları ve koltuk değnekleri ister.

Düşünün ki düşünüyorsunuz. Zaman zaman bu süreç zihniniz için yorucu olabilir ve kısa süreliğine de olsa dinlenmek isteyebilir. İşte tam bu noktada; kahvenizden alacağınız bir yudum yada sigaranızdan, puronuzdan yada piponuzdan (sağlığa zararlıdır) alacağınız bir nefes yorgun zihniniz için baston görevi görecektir.

Sigmund Freud

Şayet büyük kafalara bakarsanız birçoğunun sert kahveler ve tütün ürünleriyle arasının pek iyi olduğunu görürsünüz. Düşünce süreci zaman zaman zorlayıcı bir iş olabilir ve zihni bu bastonlarla dürtmek de sürecin kendisine ivme kazandırır. Demem o ki düşünen zihinler için böyle bir ritüel şarttır. Belki kulağa mekanik gibi gelen bu süreç düşünenin zihni açısından böyle olmaktan çok uzak aksine oldukça da keyiflidir. Kişi; kendini bir olguya odaklar, bazen bambaşka şeyler odağını çalar ama ayağı hep ilk odağında olduğundan bastığı zeminden ayrılmaz. Ne de olsa çok sağlam bastonları vardır değil mi?

Kaldı ki en hoşu da budur zaten: oturduğun yerde bambaşka alemleri kendi kafanda taşıyor olmak. Kahveden alınan her yudum da bu yolculuğu netleştirir.

Düşünce yolculuğunuz keyifli, kahveleriniz sert olsun.

--

--