Serencam

Rumeysa Soyoz
Türkçe Yayın
Published in
2 min readJun 23, 2022

Bir serencam kitabının esintileriyle geldim. İçerik olarak değil belki ama Farsça kökenli ve sevdiğim sözcükler arasına giren “serencam’’ın ilhamı yazdırmaya başladı. Son, sonuç anlamına gelirken aynı zamanda başa gelen olay anlamını da taşıyor.

İlk dikkatimi çeken bu iki anlama gelmesi oldu. Son muydu anlam yoksa olay mıydı? Biz yaşarken hep sonu gelecek bir şey için çabalıyoruz. Doğuyoruz büyümek için, büyüyoruz okul için, okuyoruz iş için ve tüm bunların bir sonu geliyor. Baktığımızda yaşıyoruz bitiyor ama sadece tek bir ‘olayın’ sonu geliyor. Yani ne son bitiyor ne olay. Yaşamımız boyunca son dediğimiz her şey başımıza gelen olaylar aslında. Yazdığım andan beri sonu için çabalıyorum ama yazma anım sonun ta kendisi. Her son yeni bir olay doğuruyor ve ben bu yazımın sonunun gelmesini nasıl istemiyorsam bir çok olayın da sonunun gelmesini istemiyoruz. Aklımda şu cümle beliriyor:

“Bir serencam var ki ne bitiyor ne başlıyor.”. Ne son bitiyor ne yaşanıp geçip giden olay. Biz hep bir serencamdayız yani hep bir sonda hep bir olaydayız.

Bu yazımı ilham aldığım kitaptan ufak bir alıntıyla bitirmek istiyorum.

Her şey unutulup geçer diyenlere inanmayınız: Bizim şimdiki ruhumuz dünkü hâdisatın muhassalasıdır.
Hadisat: olay
Muhassal: netice, sonuç

--

--