Size Küçük Prens’in Kasabasından Yazıyorum

Damla Tantekin
Türkçe Yayın
Published in
4 min readSep 15, 2020

--

Antoine Saint-Exupéry’nin çocukluğunun geçtiği şato. Saint-Maurice de Rémens, Fransa

“Örneğin öğleden sonra saat 4'te gelsen ben 3'te kendimi mutlu hissetmeye başlarım.”

Küçük Prens kitabının içerisinde geçen onlarca sevdiğim cümleden biridir bu… Sevilen bir şeye veya bir kişiye yönelik bekleyiş heyecanını ne de güzel anlatır.

Küçük Prens’in yazarı Antoine Saint Exupéry, Fransa’nın Lyon şehri yakınlarındaki küçük bir kasabada büyümüş. Onun yaşadığı evi ve kasabayı görmek için yola çıktığımda işte bende de bu tatlı bekleyiş vardı.

Her sevdiğim yazarın veya sanatçının evine, atölyesine ya da onun hayat verdiği eserlerini görmeye az kala oluyor bu heyecan. Kalbim pır pır ediyor. Sanki ona vaktiyle ilham veren periler uçup şimdi bana da geleceklermiş gibi hissediyorum.

Hatta bazen geliyorlar da bence ben fark edemiyorum. Bazen de ne mutlu; fark ediyorum ve o perilerle beraber kalemimin ucundan nefis hikayelere, fikirlere yol alıyorum.

Galiba işin sırrı şu: O ilham perisinin gelişine hazırlıklı olmak gerekiyor. Ne aradığını, ne için ilham beklediğini bilmen ve tıpkı “evrene yüksek sesle mesajını gönder de, dilediğin olsun”daki gibi hangi konuda fikir aradığını kendine yüksek sesle söylemen gerekiyor. İşte o zaman peri gelip seni buluyor. Sen sadece bir anda ilham geldi zannediyorsun; oysa zihnine -pardon periye- o görevi verdiğin için, o, arka planda zaten senin için çalışıyor oluyor.

Ah ne diyordum… Evet, Küçük Prens… “Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmem gerek” diyen Küçük Prens.

Engellere rağmen mücadeleye devam etmeyi, sabretmeyi bu kadar güzel ve samimi şekilde anlatabilen Prens’imiz… Hepimizin kalbinde işte bu yüzden senin yerin apayrı: Anlamı büyük, kendisi küçük cümleleri 100 sayfaya sığdırabildiğin için… Çoğu az, azı öz yapabildiğin için… Mükemmelliğe, eklenecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey kalmadığında erişilir” dediğin o mükemmelliğe böylesine yalın, böylesine derin bir felsefeyle erişebildiğin için.

Antoine Saint-Exupéry!nin çocukluğunun geçtiği şato, Saint-Maurice de Rémens, Fransa

Aslında biliyor musunuz; hikayenin yazarı, benim de evini görmeye gittiğim Antoine Saint-Exupéry bir pilottu. 1935 yılında, kullandığı uçak Sahra Çölü’ne düşünce yaşadığı deneyimler ona hem Küçük Prens kitabı için hem de öncesinde yazdığı “Yel, Kum ve Yıldızlar” için ilham vermişti. Mesela Küçük Prens’teki tilki karakteri çölde karşılaştığı bir tilkiden esinlenmeydi.

Küçük Prens başka gezegenlerin merakıyla kendi gezegenindeki tek dostu olan gülü bırakıp bir yolculuğa çıkıyor ve bu yolculuğunda karşılaştığı büyüklerle diyalogları onu da büyütüyor. Bakmak değil görmek gerektiğini, kendini yargılayabilmenin başkalarını yargılamaktan daha zor olduğunu, kendi dünyanı keşfedebilmenin önemini anlıyor örneğin. Yaptığı bu yolculuk ona aynı zamanda gülünün değerini, gerçek duygularını saklamanın bir bedeli olduğunu öğretiyor.

Her okuyuşta farklı bir felsefeye sürükler sizi Küçük Prens… Usul usul… Çocukluğunuzun masum gözleriyle; öyle dolambaçsız öyle hesapsız gözlerle dünyaya yeniden bakmanızı sağlar.

Antoine Saint-Exupéry “İnsanlar arasında da yalnızdır insan” diyor hikayesinde. Bu sadece beş kelimelik cümleyle senin, benim bazen koca kalabalıklar arasında yaşadığımız o derin yalnızlığı tarif ediyor ustaca…

veya

“Sizin dünyada insanlar beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradıklarını bulamıyorlar” diyerek tatminsizliklerimizi, sonu gelmez arayışlarımızı ve görünüşe, ruhtan daha çok değer verme hatamızı yüzümüze çarpıyor:

“Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. “Kaç yaşında?” derler, “Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?” Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar. Deseniz ki, “Kırmızı kiremitli güzel bir ev gördüm. Pencerelerinde saksılar, çatısında kumrular vardı.” Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama, “Yüz bin liralık bir ev gördüm,” deyin, bakın nasıl “Aman ne güzel ev!” diye haykıracaklardır.

***

Saint-Maurice de Rémens, Fransa

Antoine Saint-Exupéry yakaladığı o çocuksu ama derin anlatımıyla bizi de derinleştiriyor. İşte bu yüzden bugün hâlâ Küçük Prens yılda 1 milyon kez satılıyor.

Yazarın evinin önündeki bütün kasabayı kuşbakışı gören ince uzun yoldan yürüyerek, aşağıyı seyrediyor ve size onun cümleleriyle veda ediyorum:

“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.”

Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.” “Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.”

Diğer Yazı:

--

--

Damla Tantekin
Türkçe Yayın

Books. Art. Ideas. Lawyer / Founder of dStrateji. Living in Paris.