Sokrates ve Meşhur Kölesi

Plaktaçalankelimeler
Türkçe Yayın
Published in
3 min readMar 4, 2021

Bilgilerimiz doğuştan mı gelir yoksa doğduğumuzda boş bir levha mıyızdır?

Felsefe dünyasında en çok tartışılan konu bilginin doğuştan mı geldiği yoksa sonradan mı öğrenildiğidir. Bugün bilginin kaynağına Sokrates’in gözünden bakacağız.

“Sorgulanmamış hayat, yaşamaya değmez!”- SOKRATES

Sokrates’in sözünden de anlayacağınız üzere sorgulamaya çok önem verirdi. Hayatı boyunca sürekli sorguladı, sokaklarda yürüdü, gençlerin arasına karıştı, onlarla tartıştı.

Sokrates’in kendi bıraktığı yazılı eserleri olmadığı için bu bilgileri öğrencisi Platon’dan öğreniyoruz. Platon “Menon” adlı eserinde Sokrates ile genç, zengin, hırslı, yunan olan bir çocuğun tartışmasından bahsetmektedir.

Sokrates ile Menon’un arasındaki tartışma git gide alevlenirken konu bilginin kaynağına gelir. Sokrates bilgilerin doğuştan olduğunu ve bu bilgilerin hatırlanması ile ortaya çıktığını savunur.

Menon, Sokrates’ten bunu kanıtlamasını ister. Sokrates de o meşhur köleyi yanına çağırır ve ona bir geometri sorusu sorar.

Sokrates, bir konuda hiç fikri olmadığını düşünen bir kimseye soru üstüne soru sorarak bildiğini ispatlamaya çalışır.

Bu yönteme “mayotik yöntem”ya da “soru doğurtma” adı verilmektedir.

Şimdi Sokrates ile köleye geri dönelim ve Sokrates’in köleye nasıl geometri çözdürdüğüne bakalım.

Sokrates, bir kimse ile tartışmaya başlayınca kendisini ezer, bir şey bilmediğini söyler böylece karşıdaki kişi ile tartışmayı büyütür, soru üstüne soru sorar. Köle ile diyaloğuna da böyle başlamıştı.

1-Sokrates burada, kendisine güvenmediğini ve hiçbir şey bilmediğini söyleyerek konuşmaya başlıyor.
2- Öğrenmenin bir hatırlama olduğunu söylüyor.
3- Köleye bildiklerinden hareketle adım adım yeni bilgiler veriyor.
4- Ona önce anlatıyor, ardından “değil mi?”, “olur mu?”, “olmaz mı?”, “bulunur mu?”, “etmez mi?” gibi sorular soruyor.
5- Köle bu sorulara kısa cevaplar veriyor.
6- Böylece köle bir geometri problemini çözmüş oluyor.
7- Bütün bu bilgilerin, kölenin kendisinde olduğunu, onun sadece bu bilgileri doğurttuğunu söylüyor.

Şaşkınlık ile olanları izleyen Menon, bilginin doğuştan geldiğine ikna olur.

SOKRATES: Ne dersin, Menon, kendisine ait olmayan bir kanı ile mi cevap verdi?

MENON: Hayır, hepsi kendi kanılarıydı.

SOKRATES: Ama, demin de dediğimiz gibi, bunları bilmiyordu, değil mi?

MENON: Evet, doğru.

SOKRATES: Öyleyse bu kanılar onda bir yerlerde bulunuyordu, öyle değil mi?

MENON: Evet.

SOKRATES: Şu halde, bilmeyen bir kimsede, bilmediği şeyler hakkında doğru kanılar bulunabiliyor, öyle değil mi?

MENON: Öyle gibi görünüyor.

Sokrates, hayatı boyunca tartışmaktan, sorgulamaktan vazgeçmedi. Hatta bu onun trajik bir şekilde ölümüne sebep oldu.

Atina oligarşisi Sokrates’in bu yaptıklarından rahatsız olmuştu ve gençleri zehirlediğini öne sürerek dava açtı. Davada Sokrates için ölüm kararı verildi. Ve bir teklif sunuldu eğer ki yaptıkları yüzünden af dilerse cezası kalkacaktı. Af dilemezse elindeki baldıran zehrini içecekti.

Sokrates’in şöyle bir sözü vardır;

“Soluk aldığım ve aklım başımda olduğu sürece felsefeyle uğraşmaktan, öğütler vermekten ve doğruyu anlatmaktan vazgeçmeyeceğim.”

Dediğini yaptı kendi fikirlerinden vazgeçmedi, af dilemedi. Bir dikişte elindeki zehri içerek hayata veda etti.

Zor olan dostlarım, ölümden kurtulmak değil, kötülük yapmaktan kaçmaktır. Çünkü o, ölümden daha hızlı koşar. Beni ölüme mahkum edenler için söyleyeceğim son söz budur…

KAYNAKÇA

http://semihtepe.blogspot.com/2015/03/sokratesin-dogurtma-yontemi.html

--

--