Solomon Paradoksu

Ramazan Mert Durak
Türkçe Yayın
Published in
4 min readJul 12, 2024

Daha iyi kararlar almak için basit bir perspektif.

Photo by 愚木混株 cdd20 on Unsplash

Zor bir durumla karşı karşıya kaldığınız zaman çoğunlukla sizin için iyi olan kararları alamayabilirsiniz.

Sorun büyük ihtimalle, içinde bulunduğunuz duruma duygusal olarak çok bağlı olmanızdır. Bu duygusal bağ, görüş alanınızı daraltır ve büyük resmi görmenizi engeller.

Genelde diğer insanlara sorunları çözmeleri için en iyi tavsiyeleri veririz ama aynı şeyi kendi sorunlarımızda uygulayamayız.

Peki bunun önüne geçmenin bir yolu var mı?

Solomon (Süleyman) Paradoksu

Solomon İsrail’in efsanevi kralıydı.

Saltanatının başlangıcında, Kutsal Kitap’ta anlatılanlara göre Tanrı, Solomon’a bir rüyada görünmüş ve ona istediği her şeyi vermeyi teklif etmişti. Ancak Solomon zenginlik, güç ya da uzun yaşam yerine bilgelik istedi.

Bu bilgeliği; her ikisi de bir erkek çocuğun annesi olduğunu iddia eden iki kadın, kendi sarayına getirildiğinde denemek istedi.

Solomon, gerçek annenin oğlunun katledilmesini izlemektense ondan vazgeçmeyi tercih edeceğini bildiği için çocuğun iki kadının gözleri önünde katledilmesini emretti.

Tabii ki de gerçek annenin kim olduğu ortaya çıktı.

Onun bu kararı sık sık bilge ve tarafsız yargının bir örneği olarak anılır.

Solomon’un bilgeliği bu olaydan sonra tüm dünyaya hızla yayıldı ve insanlar onun tavsiyesini almak içi büyük mesafeler kat etti.

Onun ünlü bilgeliği ve doğru kararlar verme yeteneği göz önüne alındığında, Solomon’un hayatının mükemmel olacağını düşünebilirsiniz.

Ancak diğer insanlar sorunlarını çözmek için ona danışsa da, kendi hayatı korkunç kararlar ve evcilleştirilemeyen arzularla doluydu.

Yüzlerce cariyesi vardı, parayı çok severdi ve sık sık zenginliğiyle övünürdü.

Ayrıca, büyüyünce beceriksiz bir tiran olacak tek oğlunu gerektiği gibi yetiştiremedi.

Tüm bu hataları krallığının nihai çöküşüne sebep oldu.

Peki Solomon Paradoksu sadece tarihi bir gerçek mi, yoksa temel bir insan kusuruna mı dayanıyor?

Evrensel İnsan Doğası

Waterloo Üniversitesi’nden Igor Grossmann muhakeme konusunda uzman bir psikolog.

Grossmann, bilgeliğiyle tanınan ama yine de doğru kişisel kararlar vermekte başarısız olan krala atfen “Solomon Paradoksu” adını verdiği durumun geçerliliğini araştırarak paradoksun gerçekten yaygın bir alışkanlık olup olmadığını ve nasıl tersine çevrilebileceğini öğrenmek istedi.

Solomon Paradoksu, insanların kendi sorunlarına kıyasla başkalarının sorunlarına karşı daha doğru tavsiyeler verme eğiliminde oldukları bir durumu tanımlar.

Başka bir deyişle, başkaları için hangi tavsiyenin işe yaracağını kolaylıkla biliyor gibi görünürüz, ancak aynı tavsiyeyi kendi sorunlarımızı çözmek için uygulamakta zorlanırız.

Arkadaşlarınıza ilişkilerini nasıl geliştirecekleri konusunda tavsiyede bulunabilir, ancak gerektiğinde kendi tavsiyelerinizi uygulamakta başarısız olabilirsiniz.

Grossmann bu çelişkinin boyutunu öğrenmek için sadakatsizliği ve insanların buna verdikleri tepkilerin doğruluğunu inceleyen bir dizi deney düzenledi.

Uzun süreli romantik ilişkileri olan katılımcıları işe aldı ve onları iki gruba ayırdı.

İlk gruptakilere “Partnerinizin sizi aldattığını ve bunu öğrendiğinizi hayal edin.” dedi.

İkinci gruptakilere ise “En iyi arkadaşınızın, partneri tarafından ihanete uğradığını ve bunu öğrendiğinizi hayal edin.” dedi.

Grossmann, daha sonra tüm katılımcılardan ilişkilerinin geleceği hakkında düşünmelerini istedi.

Ayrıca, hepsi başkalarının bakış açılarını alma, bilgisinin sınırlarını fark etme ve uzlaşma arayışı gibi bilgeliği ölçmeyi amaçlayan soruları da yanıtladı.

Sonuçlar, en iyi arkadaşlarının aldatıldığını hayal edenlerin bu bilgelik ölçümlerinde, kendilerinin aldatıldığını hayal edenlerden çok daha yüksek puan aldığını gösterdi.

Solomon Paradoksu’nun derinlere işlediğini kanıtlayan Grossmann ve diğer araştırmacılar, insanların bundan kaçınmasına yardımcı olacak yollar bulmak için kafa yormaya başladılar.

Kendinden Uzaklaşmak

Zor bir durumla karşılaştığımızda, olumsuz duygular düşüncelerimizi bulandırabilir ve doğru kararlar vermemizi engelleyebilir.

Böyle anlarda yanlış seçimler yapmaktan kaçınmak için “kendimizi uzak tutmayı” deneyebiliriz.

Kendinden uzaklaşmak, olayları daha objektif görebilmek, yeni bakış açıları kazanmak ve düşünme / tepki verme şeklinizi değiştirmek için zorluktan bir adım geri çekilmeniz anlamına gelir.

Ethan Kross ve Özlem Ayduk adlı psikologlar, farklı bağlamlarda kendini uzaklaştırmanın etkilerini incelediler.

Peki ne buldular:

  • “Kendinden uzaklaşma”, insanların deneyimlerinin duygusal olarak çağrıştırıcı ayrıntılarını anlatmaya daha az odaklanmalarına ve içgörü ile kapanışı teşvik edecek şekilde yeniden yapılandırmaya daha fazla odaklanmalarına yol açar.
    Yani, olanları kendi içinize dalmış bir perspektiften (kendi gözlerinizden) analiz etmiyorsunuz. Bunun yerine, kendi sorunlarınıza daha farklı, daha mantıklı gözlerle bakıyorsunuz.
  • Bir sorundan uzaklaşmak ve onu bir arkadaşın sorunuymuş gibi düşünmek, insanların karşılaştıkları sorunu çözmek için kendi bilgeliklerini kullanmalarına yardımcı olabilir.
  • Nedeni basittir : Kendinizden uzaklaşarak, durumu zihinsel olarak daha objektif bir şekilde değerlendirmek için bir alan yaratır ve duygularınızın, düşüncelerinizi gölgelemesine izin vermek yerine onları kontrol edersiniz.
  • Bu sayede; yalnızca sorunu daha net bir şekilde anlamakla kalmaz, uzlaşmaya daha açık ve alternatif bakış açılarını değerlendirmeye daha istekli olursunuz.

Sonuç

Bilgelik, hayatın zorluklarının üstesinden gelmemize yardımcı olan pragmatik muhakeme yeteneğimizdir.

Kendimiz için aynısını yapamazken başkalarının kendi hayatlarını düzeltmelerine yardımcı olmakta iyiyseniz bilge olduğunuzu iddia edemezsiniz.

Bu dünyada başarılı olmanın en iyi yolu, başkalarına verdiğimiz tavsiyeye göre hareket etmektir.
- Rahibe Theresa

Ancak bunu yapmakta çoğu zaman başarısız oluruz, bazen duruma duygusal olarak çok fazla dahil oluruz ve önümüzü net bir şekilde göremeyiz.

Bir dahaki sefere bir zorlukla karşılaştığınızda zihinsel olarak kendinizden uzaklaşmayı deneyin.

Bu, kendi benmerkezci bakış açınızın ötesine geçmenize, bilginizin sınırlarını tanımanıza, başkalarının bakış açılarını kabul etmenize ve nihayetinde daha mantıklı kararlar almanıza yardımcı olabilir.

Buraya kadar okuduysanız yazımı beğendiğinizi umuyorum :)

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Başka bir yazıda görüşünceye kadar kendinize çok çok iyi bakın.

🐐

--

--

Ramazan Mert Durak
Türkçe Yayın

Psikoloji, Kişisel Gelişim, Kadın - Erkek İlişkileri ve Felsefe üzerine yazılar yazıyorum.