Sorsalar Alt Tarafı Bir Limon Ağacı Dersin, Deme!

Çağla Hezer
Türkçe Yayın
Published in
3 min readJan 6, 2020

Birden ansızın aklıma gelmişti ve hemen gidip almıştım kendilerini… Üstelik internetten hiç gidip görmeden pat diye. Böyle huylarım da yoktur. Aman böceklenir aman solar gider mantığı vardı. Zaten inanılmaz derecede böcek fobim var. Bir keresinde eve ufacık bir böcek girdi diye ortalığı birbirine katmış, en sonunda ağlayarak sitenin güvenliğini arayıp yardım çağırmıştım. Derken yürü ya kulum dedi ve limon ağacını getirdim eve…

Eve geldiğinde minik minik çiçekleri dalındaydı. Hemen meyve vermeyeceğinden adım gibi emindim. Çünkü bir limon ağacının meyve vermesi için yaklaşık olarak dört yaşında olması gerekiyormuş. Benim bildiğim kadarıyla sahip olduğum ağaç iki yaşındaydı. Gelin görün ki benim düşündüğüm gibi olmadı. Limon ağacımda iki hafta sonra tomurcuk gibi görünen bir şeyler oluşmaya başladı. Hemen bir bilene sordum. “Limon mu bu?” diye… “Vallahi de limon!” dedi. Sürekli alıp tükettiğimiz limon, yine aynı limon yani. Ama öyle bir mutluluk verdi ki kelimelerle anlatmak mümkün değil… Mutlu olmak bu kadar basit işte bilene! Sevdiğin bir şeyle uğraşmak, sevdiğin herşeye önem vermek, sana karşılık verdiğini görmek yaşama tutunmanın bir diğer yoluymuş. Çünkü o dalların, senin verdiğin suyla hayat bulduğuna tanıklık etmek benliğine muhteşem bir sorumluluk duygusu katıyor. Yavaş yavaş büyüdüğünde, onunla büyüdüğünü hissediyorsun. İnsan hayatı böyledir. Limon ağacınan verilen her su gibi kendimize tecrübeler ekledikçe biraz daha ruhumuzu büyütüyoruz. Toprağımızda acı tatlı yaşanmışlıklar var. Bazen yapraklarımızı döküyoruz. Bazen emeklerimizin meyvesini yiyoruz. Yaşamın tadı ekşiye çalsada, köklerimiz sağlam bir kere… Bir şekilde devam ediyoruz nefes almaya. Kimimiz güneşsiz yaşayamıyor, kimimiz de kuytuda bile yeşeriyoruz.

Meyvelerin oluşması tam sekiz ay sürdü. Bu kadar uzun süreceğini tahmin etmiyordum. Sabırla bekledim ve ilk meyveyi dalından kopardım. Ya sıkılıp bıraksaydım? O zamanda böyle meyve verirmiydi? Düşününce hayatımda kaç şeyi böyle yarım bıraktım, sayısını bile hatırlamıyorum. İnsanoğlu sabırsız bir varlıksa beni ikiyle çarpabilirsiniz. Ama bu sefer başardım. Başarırken sabrı öğrendim. İnkar etmek haksızlık olur.

Bana geldiğim yeri hatırlatıyor toprak. Dokunduğumda, bende buyum işte diyorum. Ruhumu dinginleştiriyorum. Kokusunu duyduğumda yaşadığımı hissediyorum. Hayattayım, yaşıyorum diyorum ve aklıma bir kez daha sevdiklerime sarılmak geliyor.

Yetinmeyip evime bir kaç bitki daha aldım. Elim hep güzelliklere değsin istiyorum. Güzelliklere, güzel olan herhangi şeye o kadar ihtiyacımız var ki…

Yani çıkarabilen, limon ağacından bile bir çok anlam çıkarabiliyor. Şu insan dediğimiz varlık yeter ki sevmek için, görmek için, yaşamak için bir neden bulsun. Hayatlarımızın evrene, tüm insanlığa geçmişe geleceğe verdiği bir meyve olsun da, tadı ister tatlı isterse ekşi olsun…

--

--

Çağla Hezer
Türkçe Yayın

“They told me I was a wild and dangerous woman. I am telling the facts. The facts are also wild and dangerous