Spor Yapınca Neden Mutlu Oluyoruz?
Deneyimlemek ve sonucunda iyi hissetmek; yaşamdaki bütün mesele bu bana göre.
Tabii deneyimlerimizin sonucu her zaman iyi hissettirmiyor. Bazen de kıyas yapıp mutsuz oluyoruz, çevreden öğrendiklerimize doğru gözüyle bakıp bu doğrulara ne kadar uzak olduğumuzu ölçüp dertleniyoruz, o da olmalı bunu da yetiştirmeliyim telaşına sıkışıp ilerleyemiyoruz, farklı düşünemiyor hep aynı işe yaramaz düşünce biçiminde takılıp kalıyoruz, iyi bir fikir bekliyoruz, ilham bekliyoruz, dışarıdan motivasyon bekleyip gelmediğinde umutsuzluğa kapılıyoruz.
İşte tam da bu zamanda bana en iyi gelen şey spor yapmak oluyor.
Yaptığım fiziksel egzersiz her ne ise bittiğinde zihnen ve bedenen mutluluk haline giriyorum. Bu sayede kabul etme, teslimiyet, memnuniyet, tatmin, kararlılık, aksiyona hazır olma duyguları da bana geri dönüyor.
Spor endüstrisinin gelişmişliğinden kaynaklı olsa gerek ki bu konuda birçok araştırma, birçok görüş bildirme söz konusu. Spor yapmanın mutlu ettiği bilgisine sahibiz hepimiz. Benim bu yazıda odaklanmak istediğim, şaşırtıcı olan, spor sonrası mutluluk sebebinin acı çekmek olması.
Bu alandaki araştırmalar şuna işaret ediyor; spor yaparken beynimiz bizi hayatta tutmaya çalışıyor.
Avlanan insanın avına doğru uzun mesafeleri koşabilmek için işine yarayan fonksiyonları, modern insanın kullanım alanlarından biri spor yapmak.
Söz konusu fonksiyon bir memeli yaralandığı zaman, yarası ile ilgilenebilmesi için ona zaman kazandıran ve hayatta kalmasını sağlayan endorfin hormonudur.
Günümüzde spor yaparken sınırımızı zorladığımız an ortaya çıkan endorfin hormonu duyduğumuz kas acısını baskılıyor. Bu baskılamayı biz egzersizi daha uzun yapabilmek için kullanıyoruz. Fiziksel acı esnasında tetiklenen endorfin hormonu, acıyı duymamamız için dışardan vücuda verilen morfinden çok daha kuvvetlidir.
Acı ve zevk ilişkisi de buradan geliyor. İyi acı ve kötü acı olarak ayırdığımız; geçici olduğunu bildiğimiz acı iyi sınıfına giriyor ve zevk ile sonuçlanıyor.
Sınırı zorlamayan egzersiz sırasında sistem endorfin üretmiyor; ancak beklenen hedefe ulaşmak için atılan her adımda olduğu gibi dopamin salgılıyor ve yanında yükselen nabız hızımız ile tehlikeye gireceğimizi düşünen beyin heyecanlanmamızı ve enerjimizin artmasını sağlayacak olan adrenalin hormonunu da devreye sokuyor. Sistem mükemmel çalışıyor.
Her zorlanmada artan acı eşiği spora kolaylıkla bağımlı olabildiğimizin sebebidir. Tam da bu sebepten bir bağımlılıktan kurtulmanın yollarından biri de spor yapmaktır.
Bedenen bir egzersiz yapamıyorsanız eğer endorfin salgılamanın başka yolları da var; sevişmek, acı biber yemek, kahkaha atmak:)
Sevgiler,
Kaynak: Loretta Graziano Breuning, Mutlu Beyin (Habits of a Happy Brain)
Facebook | Twitter | Instagram | Slack | Kodcular | Editör | Sponsor