TANIŞ

Renginhazal
Türkçe Yayın
3 min readSep 5, 2024

--

Okey, artık burayı daha samimi kullanmaya başlamanın zamanı geldi.
Güzel edebi eserler paylaştım burada. Tamam, şiir olayının modasının geçtiğini farkındayım. İnsanların şiirleri severek okumadığını da fark ettim. Eskiden insanlar şiirleri daha anlamlı buluyordu ama devir değişti artık. Canımız sıkıldığında yakın dostumuza bir şeyler sormak yerine ChatGPT’ye sorduğumuz bir dönemdeyiz. Haftalık programımızı yapmak için saatler harcayıp her uyguladığımızda bir maddeye tik attığımız günler geride kaldı. Bunu artık yapay zekâlar bizim için yapabiliyor.

Peki, gerçekten eskiden daha mı iyiydi?
Teknoloji dediğimiz şey düşündüğümüz kadar hızlı ilerlemedi bence. Ben çocukken televizyonda 2020'de uçan arabalar falan olurdu. Hani, ben görmüyorum uçan arabaları. Yani, hala kanserle uğraştığımız bir dünyada yapay zekânın haftalık program yapması beni çok ilgilendirmiyor. Teknoloji dediğimiz şey, ekonomiyi belirli bir seviyede tutmaya yardım etmediği sürece ilgi alanıma girmiyor. O sebeple hala şiir yazmaya devam ediyorum.

Ama herkes değişirmiş ya, dün gece 2010 yılında yazdığım birkaç şeyi buldum. Üniversite sınavına hazırlanan bir genç kızın ilk kitap denemesiydi okuduğum şey. O zaman kurduğum cümlelere baktım da, o kadar da değişmemişim. Ya o zaman gereğinden fazla öngörülüymüşüm ya da ilerleme hızım düşündüğümden yavaş olmuş. Bazı şeyler hiç değişmiyor demek ki. Gelecekle ilgili yazdığım şeylerin %80'i hala aynı fikirde olduğum konular. Bunu görünce biraz üzüldüm. “Ya,” dedim, “hiç mi ilerlemedin, hiç mi değişmedin fikirlerinde, hiç mi keskin bir viraja girmedin?”

Sonra uyumadan önce bunun üzerine düşününce, belki de değişmemek en güzeli dedim. Beni ben yapan şey bu çünkü; hala kendim olmaktan gurur duyan bir kadınım. Bu güzel bir şey. Bak konu nerelere geldi! Özetle, artık burayı biraz daha samimi sohbetler için kullanmayı planlıyorum. Arada yine eski kafalılığım tutar, şiirler atarım ama sanırım artık birazcık sohbet etme zamanı geldi.

Farkındayım, insanlar bu kadar görsel ve işitsel bilginin arasında okuyarak bir şeyler paylaşmayı tercih etmiyor. Bloglar hala okunmuyor mu, onu bile bilmiyorum ama şansımı denemek istiyorum. Şu anda yaşadığımız stres dolu ülkede böyle bir sohbet alanı yaratmak keyifli bir deneyim olabilir. Çünkü biliyorum ki aynı heyecanları ve üzüntüleri yaşayan tek ben değilim. Bazı insanların bunu söylemeye cesareti olmalı sanırım. Genelde en umursamazlar olur bu cesaretliler, galiba ben öyle biriyim.

Teknik olarak, aslında kalemi elime aldığımda hayatımın kalanını yazarlık yaparak geçireceğimi düşünmüştüm. 14 yıl önce üniversiteye hazırlanan genç bir kızken bile kitap yazmaya çalışmıştım ve üniversitenin ikinci yılında bunu başardım ama hayal ettiğim yazarlık zaferini hiçbir zaman elde edemedim. Kırık dökük bir yazarım. Hayat beni sonra çok başka yerlere sürükledi tabii. Antrenör oldum mesela. İnsanların sağlıklı bir hayat sürmesine yardımcı olacak bilgi ve donanıma sahip oldum. Antrenör olarak hayatımı sürdürüyorum ama yazarlık benim vazgeçemeyeceğim en önemli şey. Müzik yapmaya çalışıyorum, dans etmeye çalışıyorum. Eskiden profesyonel bir dansçıydım ve yaklaşık 18 sene sahneye çıktıktan sonra birine ders vermek benim için çok kolay oldu. Birini eğlendirmek, mutlu etmek ya da hırslandırmak bana kolay geldi. Hayatımda en iyi yaptığıma inandığım tek şey bu.yapamadığım şeyler hep aklımda. Bu yetersizlik hissi, 33 yaşındayken bile peşimi bırakmadı. İstemeden de olsa, kendimi kanıtlama ihtiyacım yıllar içinde giderek arttı. E tabii, hayal ettiğim gibi kendimi kanıtlayamadım ve bunun bedelini ödemem gerekti. Hiç de fena ilerlemedim aslında. Bulunduğum noktadan gurur duyuyorum ama yalnız olmadığımı da biliyorum. Herkes, kendi yolunda dönmesi gereken keskin virajları çoktan döndü. Hala burada olmamız bunun en önemli kanıtı.Gitmeyi çok düşündüm açıkçası ama kalmak için hala iyi sebeplerim var.

E o zaman, hadi tanış olalım.

Ben Rengin Hazal!
Aklımızdan geçenleri yazmaya geldim.

--

--

Renginhazal
Türkçe Yayın

Bir garip şair.. Fillerin bozkır aşkı ve Kırk fil yedi can 'nın yazarı