Terapi Sohbetleri #1:

Hayat Gayesi Nedir, Nasıl Bulunur?

Gizem Sevinç Selvi
Türkçe Yayın
3 min readNov 28, 2019

--

Reyhan Algül Oslo’da yaşayan bir klinik psikolog. Bir süredir iş vesilesiyle aralıklarla telefonlaşıyorduk, geçen ay nihayet yüz yüze de tanıştık ve The School of Life’ta anlattığı tükenmişlik konulu dersi dinleme fırsatı buldum. Etkileyiciydi. Bu genç ve parlak psikologla iki bölüm halinde yayınlayacağım, uzun ve ufuk açan bir sohbetimiz oldu. Aşağıdaki ilk kısımda hayattaki amaçlar, kendi misyonumuzu nasıl bulacağımız ve anlam arayışımızla ilgili soru ve cevaplar var. Konu biraz kasvetli olsa da gerilmeyin, röportaj iyi şeyler vaat ediyor…

Gizem Sevinç Selvi

İlk sorudan konuya gireceğim: Bir hayat amacı, kişisel misyon meselesidir gidiyor… Nedir bu? Hayattaki amacımızı, misyonumuzu aramak, bulmak nasıl mümkün olur?

Bunun için tek bir formül önerebilmek zor; çünkü bu çok kişisel bir yolculuk. Kendi yolculuğumuzda bu soru nereye düşüyor önemli. “Hayatınızın amacını bulun” lafı ister sloganvari bir şekilde söylensin ister iyi niyetli bir mırıltıyla, insanı telaşa sürüklüyor. “Yaşam amacımı bulamıyorum”, “benim amacım ne” diye sorup duran pek çok insan var. Burada benim naçizane önerim, bu soruları kalbinize sormanız ve cevabı duymak için beklemeye gönüllü olmanız. Neticede herkesin yanıtı kendine özgü olacaktır.

Peki anlam arayışı bunun neresinde? Hayatı anlamlandırmanın yolunu, yine bize özgü haliyle nasıl buluruz?

Anlam arayışında işimize yarayacak şeylerden biri kendimizden daha büyük bir şeye ait olduğumuzu hissedebilmek. O ait olduğumuz büyük şeye bakıp ne iş yaptığımız, neden o şeyin parçası olduğumuz, tam olarak neyin parçası olduğumuz gibi konulara kafa yorabiliriz. Anlamlı bir bütüne hizmet etme fikri çok değerli.

Burada “hayattan istediklerimiz kadar ona ne verdiğimiz de önemli” diyor işi bilenler, sen ne düşünüyorsun?

Reyhan Algül

Tabii, öyle. “Dünyaya ve insanlara ne veriyorum”, “nelere katkım var” gibi sorularla hemhal olmak çok önemli. İlla çok büyük şeyler yapmak zorunda değiliz. Bazen anlamını kavrayarak bir çiçek yetiştirmek gayet büyük bir iş sayılır. Dünyaya sunduğunuz bir tür şefkat, bir güzelliktir.

Başka bir yere geleceğim: Çoğumuz hayatımızın bir döneminde acıklı bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz: Yaşadığımız hayat ve arzuladığımız, vaktiyle planladığımız hayat arasında kapanması güç, derin bir fark olabiliyor. Bunun dehşetiyle depresyona giren insanlar tanıdım. Bu halle nasıl başa çıkılır?

Belki bu konuya “amor fati” diyerek bakmak lazım, yani “kaderini sev”. Tabi kader yerine başka kelimeler de kullanabiliriz. İdeal olan ve gerçek olan gibi keskin ayrımlar yapmak, yaşamı siyah ve beyaz olarak ikiye ayırmakla aynı şey. Hayat gri alanda yaşanır. Griye yer açabilmemiz önemli.

Bu durumu nasıl toparlamanın yolu var mı? Kendimizi nasıl iyileştirir, hayatımızı nasıl beklentilerimize yaklaştırırız?

Şunu sormak gerek: “İdeal olduğunu düşünerek planladığım şey aslında kimin hayaliydi?” ya da “İdeal olanda benim için eksik olan neydi?”. Diğer bir açıdan şu sorunun cevabını arayabiliriz: “Bugün belki hiç ideal görünmeyen; ama kalbime şarkı söyleten şeyler neler?”… Bu cevapları verebilmek ve anlayabilmek çok değerli. Bazen sadece olması gerekenler olur, bazen yetişkin olmak sadece yapmamız gerekenleri yapmaktır. Burada elimdekinin içindeki güzellikleri fark edebilir miyim? Olanın değerini ve olmayanın sebebini anlamaya gönüllü olursak farkı yumuşatabiliriz. Cevap aramaktan çok sorulara odaklanmak ve cevaplar geldiğinde duymaya gayret göstermek çok önemli. Bugünün insanı olarak hepimiz cevaplar bulmak istiyoruz ama aslolan yolun kendisi. Varış noktasınu düşünmekten yolu deneyimlemeyi kaçırıyoruz.

--

--

Gizem Sevinç Selvi
Türkçe Yayın

An introvert undercover, content creator IG: @gizemsevincselvi