Tomorrow Mart Okumaları: Bu Ay Hangi Kitapları Okuduk?

Kitap Kulübü ile başlattığımız hareketi kendi içimize taşımaya karar vereli dört ay oldu ve son dört aydır Tomorrow ekibi okuduğumuz kitapları blog yazısı halinde getirmeye, özetlemeye ve paylaşmaya devam ediyoruz…

1- Kaplumbağa Terbiyecisi: Osman Hamdi Bey’in Romanı (Roman)

Yazar : Emre Caner
Yayınevi : Kapı Yayınları
Sayfa Sayısı : 270

Arkeolog, müzeci ve ressam Osman Hamdi Bey’in hayat hikayesini ve kişisel mektuplarını temel alarak kurgulanan roman, 1860 yılında genç Osman Hamdi’nin Paris’e ayak basması ile başlıyor. Babası İbrahim Edhem Paşa’nın isteği doğrultusunda hukuk okumak üzere Paris’e gönderilen genç için işler Beaux Arts’ın kapısından girmesi ile değişir. Küçüklüğünden beri severek uğraştığı resim artık onun için bir tutku olmuştur.

Paris’te sanat çevrelerinde tanınmaya başladıktan sonra ülkesine dönen Osman Hamdi, bir süre önemli kademelerde devlet adamlığı yapsa da en başından beri aklında olan ülkesini batılılaştırma heyecanı ile önemli adımlar atmaya başlar.

Arkeoloji Müzesi müdürlüğü, Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kurucusu ve ilk müdürü olan Osman Hamdi’nin aydınlanma düşünesinin bu topraklarda filizlendirilmesi için harcadığı uzun yıllar, baş etmek durumunda kaldığı türlü zorluklar ve aile yaşantısını konu alan roman, okuyucularına hem keyifli bir okuma sunuyor, hem de Osman İmparatorluğu’nun son dönemlerine dair bilgiler veriyor.

“Gözünü kaplumbağalara umutla diktiği de söylenebilirdi, umutla beklediği de. Ama ne olursa olsun yaşlı eğiticinin işi zordu. Çünkü o ağırkanlı hayvanların öğrenmeye hevesli olmadıkları apaçık ortadaydı. Kaplumbağaların bazısı ona sırtını dönüp gitmeye başlamıştı bile. Başlarında dikilen adamın sabırlı olmaktan başka çaresi yoktu. Osman Hamdi, yeni tablosunda adeta kendi hayat hikayesini özetlemişti. ”

2- Alışkanlıkların Gücü: Özel ve İş Hayatımızda Alışkanlıklarımızın Ardında Ne Yatar?

Yazar : Charles Duhigg
Yayınevi : Boyner Yayınları
Sayfa Sayısı : 432

Alışkanlıkların Gücü kitabı Charles Duhigg tarafından kaleme alınmıştır. Yazar, insan alışkanlıklarına ve bunun arkasında yatan sebeplere odaklanırken; alışkanlıkların başarıya ve başarısızlığa olan etkisini de inceliyor. Gündelik hayatın rutininde insanlar için otomatikleşen alışkanlıkların aslında insanlar için ne kadar önemli olduğunu, gücünü ve alışkanlıkların sadece insanlar için değil, kurumlar ve şirketler için de çok önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Kitap, gündelik hayatın rutinlerinin önemi kavramanın insanın hayat yolculuğunda önemini görmek hem öz farkındalık kazandırırken hem de insanların kendilerini tanımasının önemini ortaya koyuyor. Kurumsal hayat için de alışkanlıkların tanımlanmasının ve gücünün ortaya çıkartılamasının kurum için önemi ve kurumun geleceği için anlamını ortaya koymaktadır.

“Bütün hayatımız bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir.” William James

3- Empedokles’in Dostları (Roman)

Yazar : Amin Maalouf
Çevirmen : Ali Berktay
Yayınevi : Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı : 210

Amin Maalouf’un son kitabı Empedokles’in Dostları yarı distopik bir dünyanın tasavvurunu yapıyor.

Atlas Okyanusu kıyısında yer alan iki nüfuslu küçük Antioche Adası’nda geçen roman, küresel bir felaketin eşiğinde olan dünyanın sona çok yakın olduğu bir dönemde geçiyor. Teknolojik gelişmeler, insanlığın giderek bencilleşmesi ve yalnızlaşması, Amerika’nın maruz kaldığı küresel ölçekteki terör saldırısı gibi içinden çıkılmaz olaylar karşısında çaresizleşen insanoğluna Empedokles’in Dostları yardım elini uzatır. Bu müdahale tam ihtiyaç duyulan zamanda dünyayı kurtarmış olsa da insanoğluna geçtiğimiz yüzyılları verimli kullanıp kullanmadığını sorgulatır nitelikte olacaktır.

Üzerine sık sık düşündüğümüz teknoloji-insan ilişkisini ve geleceğe dair endişelerimizi merkezine alan roman özellikle distopik edebiyat severler için oldukça yeni bir pencereden okuma yapma imkanı sunuyor.

“-Tüm bu yıllar, hatta yüzyıllar boyunca sizlerin varlığının nasıl oldu da farkına varmadık?

(…)

-İnsanların körleşme arzusu hep hafife alınır. Var olduğunu bilmek istemiyorlarsa, ömürleri boyunca yanından geçip seni asla görmeyebilirler.”

4- Modern Bilgelik Kavramları — Huzurlu ve Kaliteli Bir Yaşam İçin 50 İpucu (Kişisel Gelişim)

Yazar : Uğur Gürbüz
Yayınevi : İkinci Adam Yayınları
Sayfa Sayısı : 204

Uğur Gürbüz kitabının önsözünde ‘Modern Bilgelik Kavramları’nı yeni farkındalıklar sunarak, algılarımıza kılavuzluk ederek, doğayı ve onun bir parçası olan insanı anlamamızı, daha bilinçli kararlar vermemizi ve karşılaştığımız problemleri kolayca çözmemizi sağlayan bir kaynak olarak nitelendiriyor.

Beş sezondan oluşan ve her sezonun on modern bilgelik kavramı içerdiği kitabın birinci sezonu “Oyun Teorisi” Akıl Modeli yazısı ile başlıyor ve her bir sezonda bilgiler birbirleri ile bağ kurarak ve birbirlerine eklemlenerek ilerliyor.

Gürbüz’ün içinde bulunduğu topluma pozitif etki yaratma ve toplum çıkarlarını bireysel çıkarlarının üzerinde tutma motivasyonu ile ele aldığı yazılar birçok insan için karmaşık görünen kavramları açıklayarak ve anlaşılmasına yardımcı olarak, misyonunu tamamlamış görünüyor.

“Eylemsizlik Yasası, bir cisme etki eden herhangi bir kuvvet olmadığında, bu cismin mevcut hareket durumunu koruma eğiliminde olacağını vurgular. Daha farklı bir ifadeyle biz insanların neden değişime direnç gösterdiğimizi açıklayan bir modern bilgelik kavramıdır.”

4.9. “Eylemsizlik” Akıl Modeli — Dünya Değişimdir. Yaşamsa Kanaat.

5- Unutursan Hatırla (Kişisel Gelişim)

Yazar : A. Cansu Kamar
Yayınevi : Doğan Egmont Yayıncılık
Sayfa Sayısı : 246

Uzman Psikolog Cansu Kamar’ın kaleme aldığı kitap, günlük hayatın koşuşturmacasında unuttuğu, hatırlayınca ‘Oh be’ dediği, ilham aldığı şeyleri 100 gün boyunca her gün yazmaya niyetlenmesi ile ortaya çıkıyor. 100 gün boyunca yaşadıkları karşısında içinden gelenleri ve hatırladıklarını paylaşıyor.

İnsana ve yaşamaya dair bazen tam da ihtiyacımız olanları söyleyen, bazen hakkında düşünmemek için üzerini örttüğümüz şeyleri tam da önümüze seren bu kitap, okurunun iç dünyasına yolculuğunda keyifli bir yol arkadaşı ve rehber niteliğinde.

“Sorular değişirse,
Cevaplar değişir.
Bakmasını bildiğinde,
Sahip oldukların dile gelir.
Yeri gelir içindeki tohum,
Betondan da yeşerir.
Unutursan hatırla.”

6- Benoni (Roman)

Yazar : Knut Hamsun
Çeviri : Behçet Necatigil
Yayınevi : Timaş Yayınları
Sayfa Sayısı : 238

Açlık romanıyla tanıdığımız Knut Hamsun’un Pan — Benoni — Rosa üçlemesinin ikinci kitabı olan Benoni, kaleme alındığı 1908 yılının kadın — erkek ilişkilerini de gözler önüne seren, melankolik bir aşk romanı.

Yazar, Norveç’in kendine özgü doğasını, ormanlarını, denizini ve faunasını da oldukça detaylı betimlemelerle okuyucuya aktarıyor. Aynı zamanda İskandinav toplumunun en önemli sorunlarından olan geleneksel kırsal kültür ve kent dünyası, kapitalizm ve para arasındaki çatışma konusunu da kitabının merkezine yerleştiriyor.

Hamsun’un bilinen tarzına uygun olarak son derece yalın ve net bir anlatısı olan Benoni, bireyin çıkarları için yükselmeye, paraya ve sosyal statüye olan arzusunu tanıdık gelebilecek ikilemlerle ele alıyor.

“Yerde bir şey gördün, değersizdir senin için. Ama bir başkası gelir de almaya kalkarsa o zaman değerlenir gözünde, hemen elini uzatırsın.”

7- Mimarlık: Zor Sanat (Anı)

Yazar : Doğan Tekeli
Yayınevi : Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı : 484

Duayen mimar Doğan Tekeli’nin öğrencilik yıllarından başlayarak profesyonel meslek hayatını sonlandırdığı 2011 yılına kadar başından geçen olayları konu aldığı kitabı Mimarlık : Zor Sanat, okuyucularını kimi zaman güldürse de, çoğunlukla ülkemiz ve mimarlığa bakış açısı üzerine düşünmeye itiyor.

Cumhuriyet sonrası dönemden başlayarak günümüze uzanan anlatılarla söz konusu dönemlerin birer mimarlık pratiği anlatısı niteliğinde olan bu kitap, Doğan Tekeli’nin kendisinden sonraki dönemlerde bu meslekte uğraş verecek meslektaşlarına da bir kılavuz olarak değerlendirilebilir.

60 yıllık meslek yaşamında büyük başarılara imza atan ve birçok ödüle layık görülen Tekeli, bu süre boyunca sayısız zorluk ile karşılaşsa da ülkesinin mimarlık mirasına katkı sağlamaktan hiç vazgeçmiyor, günümüzde de kitapları ve konuşmaları ile mimarlara ve mimarlık öğrencilerine desteğini sürdürüyor.

“Kendimi evlatlarını birer birer kaybeden bir babaya benzetiyor, elbette üzülüyordum. Ama ülkemizde mimarlık kültürünü ve saygısını geçerli kılmanın benim ve benim gibi kendisini sorumlu sayan birkaç mimarın elinde olmadığını zorunlu olarak kabul ediyordum.”

Mart ayı ile devam ettirdiğimiz dördüncü kitap seçkimizi okuduğunuz için teşekkür ederiz. Sorularınız veya yorumlarınız olursa bize ulaşabilirsiniz.

Teşekkürler,
Tomorrow