Tuhaf Bir Gün
Moralleri hayli bozuk iki kardeş... Anne babaları dışarı çıkacak. Ve onlara Zarafet Teyze bakacak.
Anneleri tarafından hazırlanan ve Zarafet Teyze’yle paylaşılan bir “YAPILACAKLAR LİSTESİ.”
Parka gidilirse dikkatli olunmalı.
Göletin kıyısına gidilmemeli.
Çamurla oynamak yok.
Dondurma yenilebilir, fakat sadece bir top.
Şekerleme yok.
Heyecanlı ve hareketli oyunlar yok.
Çocuklar sakin kalmalı ve öğlen uykusu uyumalı.
Ev kirletilmemeli, ortalık dağıtılmamalı.
Oyuncaklar toplanmalı.
Kıyafetler kirletilmemeli.
Sağlıklı şeyler yenilmeli: sebze, et, balık, salata, çorba, süt, meyve çok iyi olur.
Yatmadan önce bir öykü dinleme izni var.
Televizyon yok.
Geç saatlere kadar oturmak yok.
Yaramazlık yaparak büyükleri üzmeyen, ÇOK USLU ve terbiyeli çocuklar için eşsiz bir liste. Değil mi?
Gün sonunda bu iki kardeşin morallerinin zirveye nasıl çıktığını merak ediyorsanız…
Oynatın bakalım!
Tuhaf bir günümde “Tuhaf Bir Gün” güzel eşlik eder diye düşündüm günüme. Ve kapağını açıp sayfalarını oynatmaya başladığımda eğlenceli çizimleriyle günümü renklendirmeyi başardı bu resimli kitap.
Waterstones Resimli Kitap Ödülü sahibi rebecca_a_cobb çocuk çizgileriyle çizmiş bu tatlı ve düşündürücü hikayesini.
Hepimizin hayatında var olduğuna inanıyorum bir “Yapılacaklar Listesi”nin. Çocukların hayatına da sokuyoruz el birliği ile. Anne babalar, öğretmenler, amcalar, teyzeler, dayılar, yengeler, tüm BÜYÜKLER olarak… Faydalı gördüğümüz, daha iyi olacağına inandığımız için.
Peki, gerçekten daha iyi oluyor mu?
Nasıl ve ne kadar katkı sunuyor hayatımıza bu “–meli, -malı” ekleri, yasaklar, kısıtlamalar, çok fazla kurallar ve keskin sınırlar?
İçinde bulunduğumuz zamanda esnek olma kabiliyetinin önemini düşünürken; esnek olabilmenin ve akışta kalabilmenin önündeki en büyük engellerden bir tanesinin de sıkı sıkıya bağlı olmamız gerektiğine inanılan bu YAPILACAKLAR ve KURALLAR dizisinin olduğuna inanıyorum.
Yapmaktan keyif alacağımız işleri yaparken bile kendimiz için koyduğumuz sıkı kurallar azaltıyor aldığımız keyfi.
Eğlenmeyi unutuyoruz. Keyif alarak, eğlenerek öğrenmenin ve çalışabilmenin mümkün olduğunun farkında olmadan yaşıyoruz.
Çocuklardan öğrenilebilecek pek çok şeyden bir tanesi de bu bence. Biz onları engellemediğimiz müddetçe onlar nasıl eğlenebileceklerini de nasıl öğrenebileceklerini de çok iyi biliyorlar. Büyükler olarak biz onların rengarenk dünyalarındaki farklı ve özgün renklere saygı duyduğumuz, onların dünyalarını aynı renge boyamak için özel bir çaba sarf etmediğimiz sürece…
Hepsinin hikayesi farklı. Biz aynılaştırmazsak ve sıradanlaştırmazsak… TUHAF bulmazsak…
Peki, bu iki kardeşin bir günü nasıl tuhaflaşıyor? “Tuhaf bir gün” geçirmelerine kim, nasıl sebep oluyor?
Burada Tolstoy’a atfedilen şu söz geliyor aklıma:
“Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir…”
Bu iki kardeşin muhteşem hikayesi de evlerine gelen bir yabancı ile başlıyor: Zarafet Teyze.
Zarafet Teyze çocuklarla birlikte eğlenmeyi çok iyi biliyor.
Bence her çocuğun hayatında en az bir defa bir Zarafet Teyze ile karşılaşmaya ihtiyacı var.
Hatta hepimizin bir Zarafet Teyze’ye ihtiyacı var.
“YAPILACAKLAR LİSTESİ”ni bir seferliğine de olsun unutmak, listenin biraz dışına çıkmak, kurallarımızı esnetmek… Bir göletin kıyısına gitmek; çamurla oynamak; kirlenmek; üç top dondurma, biraz da şekerleme yemek; heyecanlı ve hareketli oyunlar oynamak; bir öğünde hamburger, pizza ya da sosisli yemek; biraz televizyon seyretmek; geç saatlere kadar uyumamak ve muhabbet etmek…
Biraz esneklik hepimize iyi gelir.
İçimizdeki sesi susturmadan dinlemek, duymak ve ona cevap vermek… Aslında bize neyin iyi geleceğini en iyi o bilir.
Neye ihtiyacımız var? Ne yapmak istiyoruz? Ne kadar yapmak istiyoruz? Bizi ne üzer, ne mutlu eder? O ses söyler bize. Neyi, ne zaman, nasıl yapacağımızı… Yeter ki kulak verelim.
Belki de tuhaflıklar o kadar da korkulacak şeyler değillerdir. Belki de mutluluklar, tuhaflıkların ve tuhaf günlerin içinde gizlidir. Morallerimiz tuhaf günler sayesinde düzelebilir. İki kardeş gibi…
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı paylaşabilir veya eposta gönderebilirsiniz.
Tuhaf bir gün dilerim efendim.
Çok sevgilerimle,
Tuba.
Yazımı beğendiyseniz alkış atarak ve paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.(En fazla 50'ye kadar alkış atılabildiğini biliyor muydunuz?) Yorum yaparak bana geri bildirimlerde bulunmanız ise beni çok mutlu eder.
İletişim için;
tubabelbagi@hotmail.com mail adresimden veya tubabelbagi — instagram hesabımdan bana her zaman ulaşabilirsiniz.
Diğer içeriklerime göz atmak isterseniz:
