Makineler Düşünebilir Mi?

Doğuşcan Namal
Türkçe Yayın
Published in
4 min readMar 4, 2018

Sene 1954. Bir erkekle cinsel ilişki yaşadığını itiraf eden Alan Turing mahkeme tarafından verilen kastrasyon cezasından sonra içinde siyanür bulunan bir elmadan ısırık alarak intihar etti. Ölümünden dört sene önce “Makineler düşünebilir mi?” sorusunu sorduğu Magnus Opus’unu kaleme almıştı. Kendisinin Taklit Oyunu(orijinal adıyla Imitation Game) olarak adlandırdığı, daha sonralarıysa kendi adıyla anılmaya başlanan Turing Testi’ni de işte bu makalesinde ortaya sürmüştür.

Apple’ın logosunun Turing’in intiharını sembolize ettiği söylentileri dolaşsa da bu güzel bir rastlantıdan başka bir şey değildir. Logonun tasarımcısı kiraz vb. meyvelerle karıştırılmaması için bir ısırık eklediğini söylemiştir.

Maraton koşucusu olan Turing, kimyadan kriptolojiye, biyogenetikten matematiğin temellerine kadar birçok konuya meraklıydı. İngiltere hükümeti tarafından Alman Enigma makinelerinin çözülemez şifrelerini kırmak için görevlendirilen Turing, kendisine verilen görevi yapmaktansa başka bir işle uğraşmayı tercih etmişti. O yalnızca bu problemi çözmek yerine, çözülebilecek her matematik problemini çözebilecek bir makine yapmayı tercih etti. Şu an bana ulaşmakta kullandığınız cihaz olan bilgisayarı.

1948 — Dünya’nın ilk bilgisayarlarından Manchester Mark I

Bugün hâlâ kendisinin yazdığı kodların üzerinde çalıştığı Manchester Mark bilgisayarı, Bebek(Baby) adı verilen başka bir projeden türemiştir. Bebeğiyle yeterli zaman geçirme şansı bulan Turing, acaba bir gün bu bebek düşünebilecek mi diye sorgulamaya da başlamıştı.

“Makineler düşünebilir mi?” diye başladığı makalesinde, bu soruya cevap verebilmek için öncelikle makine ve düşünme terimlerinin ne anlama geldiğinin kararlılaştırılması gerektiğini söyler. “Düşünmek” kavramının açıklanma zorluğundan kaçan Turing, bu soruyu eş değer başka bir soruya çevirmeyi uygun görür ve “Imitation Game” olarak adlandırdığı bir oyun ortaya atar.

Oyun bir erkek(A), bir kadın(B) ve cinsiyeti önemsiz bir sorgucu(C) arasında oynanır. Sorgucu diğerlerinden farklı bir odada durmaktadır. Sorgucunun oyundaki amacı kimin erkek kimin kadın olduğunu bulmaktır.

Sorgucu diğer oyuncuları yalnızca X ve Y olarak bilmektedir. Oyun sonunda ise kararını X bir A’dır ve Y ise bir B’dir veya X bir B’dir ve Y ise bir A’dır şeklinde açıklayacaktır.

Sorgucu diğer kişilere soru sorabilir:
- X, acaba bana saçının ne kadar uzun olduğunu söyleyebilir misin?

Şimdi X’in bir A olduğunu düşünelim. A’nın oyundaki amacı sorgucuyu kandırıp yanlış karar vermesini sağlamaktır. Bu yüzden şu şekilde cevap verebilir:
- Benim saçlarım çok uzun ve belime kadar geliyorlar çünkü ben bir kadınım.

Diğer oyuncunun(B) amacıysa sorgucuya yardım etmektir. Kendisi için en iyi strateji şöyle olabilir:
- Yalan söylüyor. Kadın olan benim! Asıl benim saçlarım uzun.

Aynı şeyleri sorgucuyu kandırmaya çalışan bir erkek de söyleyebileceği için bu strateji sorgucunun pek de işine yaramayacaktır.

Peki bu oyundaki A bir makine olsaydı ne olurdu? Sorgucu erkek ve kadını yanlış tahmin ettiği kadar, makine ve insanı da karıştırır mıydı?

İşte bu soru “Makineler düşünebilir mi?” sorusu yerine kullanılabilir.

Sorgucu olan C, A makinesinden ve B kişisinden gelen cevaplara bakarak hangisinin insan hangisinin makine olduğunu anlamaya çalışıyor

Tabi ki kendisine göre bunu başarabilecek makine, biricik bebeği bilgisayardan başka bir şey değil idi. Makalesine bilgisayarların çalışmasının insanların düşünme davranışlarına ne kadar benzediğini anlatarak devam eder. Daha sonraysa makinelerin düşünemeyeceği yönündeki iddialara cevap vermeye çalışır. Bu iddiaları da şimdilik başka bir yazıya bırakalım.

Böylece “Turing’i yanlış anlamanın bir milyon farklı yolu” na bir yol da ben eklemiş oldum. Turing kendi yazısında olabildiğince açık iken hakkında yazılanlar bugün spekülasyonlara yol açmıştır. Turing kendi yazısında bir testten asla bahsetmez. Onun sunduğu şey sadece bir oyundur.

50 yıl içinde bilgisayaraların depolama kapasitelerinin 10⁹ civarında olacağını düşünüyorum. Bu sayede Taklit Oyunu’nu o kadar iyi oynayacaklar ki, yalnızca 5 dakika inceleme yapmasına izin verilen bir sorgucunun verdiği kararların %30'unun yanlış olacağına inanıyorum.

Alan Turing

Yaklaşık 70 yıl sonra bizler geçtiğimiz yılı yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi terimler hakkında konuşarak geçirdik.

Kendisine karşı oynayarak daha iyi oynamayı “öğrenebilen” AlphaGO isimli bir yapay zekanın, dünya go şampiyonunu mağlup edişini izledik.

İnsanlara fiziksel olarak benzeyen bir robotu, vatandaş olarak kabul ettik.

Bilim adamlarımız tüm bu olanlar karşısında yapay zekanın tehlikelerine karşı ortak bir bildiri yayınlayıp insanlığı uyardılar.

Ne dersiniz. Yoksa makineler çoktan düşünmeye başladılar mı?

--

--