Tut ki Yazdım!

Başlarken başlıklı olmak başı bağlıyormuş, bitirirken öğrendim! Bitirince başlık bulmak başa bağlıymış, bitince öğrendim.

Mansur Yüksel
Türkçe Yayın
4 min readJun 8, 2024

--

Ne yazacağını bulmaktan ziyade nasıl bir girizgâh yapmalıyım onu bilemenin ve bu bilemeyişin neticesinde yine bir müddet yazmamaklı bekleyişim…

Sonrası ise malumunuz şu an okunmuş olan cümleler ile başlamış buldum kendimi.

İyinin düşmanı:Mükemmellik!

Yazmak istediğim de buydu aslında, mükemmellik marazının nasıl iyiyi yok ettiği. İyisi için adım atmaktan geri durmakla bir yere varılamayacağı.

En uygun zamanda en iyi ruh haliyle en mükemmel zeminde yazmalı diye diye hiç yazmaz olmayı...

Hani insanın bazan, kitap okudukça okuyası gelir ayda değil haftada 3–4 kitap bitirebilirken; bazan 1 ay geçer, 2 ay geçer de eline bir kitap bile alamaz, alsa okuyamaz, okusa yarılayamaz, yarılasa bile tez elden sonuna erdiremez ya, hah işte yazmak böyle bir şey değil buna benzer bir şey ama tam olarak öyle değil. Daha basit yazmayınca yazmamış olursun yazınca da muhakkak nihayete erer. Lakin her zaman kolayengiz olmaz.(Tıpki bu yazıda olacağı gibi)

Mesala geçen yine bir müddet daha yazmayışlık manasız direncimi sürdürürken şimdinin aksine iddialı sayılabilecek bir girizgâh cümlesi atıp üç-beş satır karalayıp karanlığa terk etmişim. Onlar da şimdi gün yüzü görsünler…

Gayet iyi, anlaşamıyoruz!

Yazmak istiyorum fakat zihnim sanki bir cenk meydanı! Bundan önce de ha deyince yazamıyordum, kelimelerle kavga ediyor lutfedip gelirse yazma hissi o nazende kelimeler sıralanırsa bende ciziktiriyordum bir şeyler.

Yalnız şimdi de bu cümlemi görünce sanki benden neşet bulmaşılcasına dile gelen cümlelerim söylediklerimi darp edercesine tekfire kalkışıyor.

-Yyo yo birader senin zihnin değil günlerin vaktü zamanını harcayışın bir cenk meydanında mesai sarf eder gibi değil de seyfü sefa sürer gibi, bol keseden keyfe keder harcayıp har vurup harman savurur gibi.

Zira zihnin o kadar darmadağın olsa kılıcı kuşanır kağıda çalarsın, vaka-i hayriye arifesinde ki yeni çeriler gibi avare geçiyor gibi günlerin gidişatını daha da değiştirmezsen kılıç kınında pas tutmakla kalmayacak -se’li -sa’lı -meli -malı kiplerden örülü yağlı urgan boynuna geçecek.

Daha hançer gibi kelamlar dizecek gibi lakin bu kadarı ile iktifa etmek en iyisi. Ki malum hançer yarası geçer de dil yarası geçmez.

Katledilememişçesine

Elbette evvela katliamlamam gereken düşüncelerim var zira daha hala kendimle didişmekten yazmaya! muvaffak olamadım. Ve galiba şu sözün tezahür edişinden mütevellit bir muvaffakiyetsizlik içindeyim…

Sürekli ertelenen sonraya, bir kez varınca, yaşanmamış şimdiki zamanların yığıldığı bir geçmiş kalır arkada.

Madem vardık sonraya, yaşanmayan yığılmışlıktaki, yılgın düşüncelerden çıkacak yıkık cümleleri, yitik fikirleri, yıpranmış sayfalarda terk etmeli ve şayet bir şey de tehir edilecekse o, ertelemenin kendisi olup mümkünse yıllanmaya terk etmeli. Ki iyiden de mahrum kalmamalı.

Karanlığı aç!

Yapmışken iyisi olsun elbette en iyisini yapalım ama hedefe giderken istiyoruz ki hedeflenildiği gibi olsun o da şimdi olsun. Öyle olmuyor çıkılan seferin de meşakkati var binaenaleyh bir şeyde iyi olmak için, bir müddet o şeyde kötü olmayı göze alabilmek lazım.

Bazan ışığı kapatmak yerine karanlığı açmalı.

Bitti!(Şiir severler, şair okuyanlar ve Aydın Abası sevenler için yazı burada bitmiştir.)

Tut ki başlığı, Karanlıktan Bir Sayfa! diye attım.

Işığı kapatırken(yazılacak cümleleri güzel durmazlar diye yazmazken) karanlığı açıp(yazılanların güzelliği veya çirkinliği görülmez rahatlığında) yazmak lazım!

Diyerekten alegori sayılabilecek şu güzelim cümlemi, espirisini izaha kalkışan bedbaht edasıyla açıldığıma göre demek ki artık bu balık yan gider.

Bitti!(Mensur*(düz yazı)severler, yazar okuyanlar ve Aydınlar için yazı burada bitmiştir.)

… Bitirmek, bitiş, bitince kelimesi de biraz iticiymiş kulanınca öğrendim, diye de yazasım geldi ilk başta ama tadı da kaçar gibi bu kadar dip dibe bitiştirince. Tutan da olmadı ki yazmayayım. O yüzden ben de bitmeden sonuna iliştirdim.

Karanlığı çok mu kaçırdım ne!(Yazar burda aşırı rahatlıkta hiç iyi değil demek istiyor. Yoksa revamıydı kendi çapında afili hatta birazda abartarak şairene sayılabilecek bir cümle ile bitirmek varken böylesine laf kalabalığına)

*Paranteze fuzuli parantez açacağım aklıma gelse kendimi paralardım ama başa geldi. İsmin Mansur olunca acaba -a yerine -e ye mi bastı zannı oluşmasındı deyu tutamadım kendimi!

Bitti!(Okumayı severler, meraktan gidemeyenler ve Aydın Havası sevenler için bitmiştir.)

Her daim, okurken günün yaşadığınız stres, yorgunluk ve halsizliklerin yerini huzur, keyif ve ferahlıkla dolduran sayfalarınız olsun!

Bitmese miydi acep diyenlere bitirilesi sayfalar…

--

--

Mansur Yüksel
Türkçe Yayın

“-Herkes okusun diye mi yazıyorsun? -Hayır, kimse okuyamadım demesin diye yazıyorum.”