Unutma Gitsin

Buket
Türkçe Yayın
Published in
2 min readMay 29, 2021
https://unsplash.com/photos/6fbX_qHQCP8

Ne çok şarkı var, ne çok şiir uğruna. Ne çok gözyaşı akıtılıyor adını andıkça… Herkes tatmıştır , aşkı da nefreti de. Korkmayın itiraf edin hadi.

Unutmak, terk edilenlere mi bahşedilmiştir sadece? “Hayır.” değil mi? Ben duyabiliyorum unutmaya mahkum edilmişlerin sesini. Gidenin, olanın ama ruhu çok uzaklarda yaşayanın ve gelmeyenin uğruna hangimiz gözyaşı akıtmadık ki? Güneşin bir türlü doğmak bilmediği sabahlarımız olmadı mı?

Zordur unutması peki neden mecbur insanoğlu buna? Değil miyiz yoksa? Her yaşanmışlık beraberinde hüznü getirir. Mühim olan bu hüznün bize neler getirdiği değil, bizden neler götürdüğüdür belki? Güvenebilme yetini aldıysa bu hüzün , fedakârlıklarına karşı kalbine bencilliği hatırlattıysa, işin özü umuda ve iyiye dair tüm inancını çaldıysa, unutmak tek seçeneğin olmuştur artık. Ama o paramparça olmuş aynanın kırılış anlarını değil, o parçaların battığı yerlerdeki acıları unutmak farz olmuştur.

Düşün, neler öğretti o adını dahi anmadığın, o kayıp sandığın, hangi dallarda umut yeşertti bir düşün. Bazı yaşanmışlıkların ise getirdikleri çoktur götürdüklerinden. İşte en çok da bunlara sahip çıkmayı bilmek gerek. Değil unutmayı istemek ; belki de sürekli hatırlamak gerek.

Bitmiş bir hikaye bile olsa aşkı, her haliyle sevebilmeli. Tabi önce saygı ile anımsamayı başarabilmeli. Hatırlamak , değildir ki o günleri tekrar yaşamak istemek. Sadece , zamanın o an sunduğu güzellikleri özümseyebilmek. Belki 6 ay , belki 6 yıl birlikte uğurladığınız zamanı bir buse ile anabilmek. Kimi zaman tek ihtiyaç duyduğun kişi, yollar ayrılınca tek nefretin mi olmalı sahi?

Hatırlamak ve özlemek, özünde artık yeni başlangıçlara adım atabileceğinin ispatı demek. Bırakalım tüm inkârları ve kabul edelim : “En büyük pişmanlığım!” dediğin kişilerin, hayatın bazı anlarında özlemle zihnin kuytu köşelerinde dolaştığına. Ama kim bilir belki bir şahıs , belki sadece bir ‘an’ özlemi…

Unutmak değil , unutmadığını haykırabilmek cesaret ister. Zaten cesaret ancak benliğine bir kalbi daha sığdırabilecek kadar sevmeyi bilenlerde gezer.

--

--