Uyku Bilimi: Rüyalarınızı Paylaşmak İlişkilerinizi Geliştirmeye Nasıl Yardımcı Olur

Rüyalarınızı biriyle paylaşmak ilişkinizdeki empati seviyesini artırıyor.

Ali Rıza DURU
Türkçe Yayın
4 min readFeb 10, 2022

--

Editör: Ali Rıza DÜRÜ

Çeviri- Baran Şahin

Yazının orjinalini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

https://theconversation.com/the-science-of-sleep-how-sharing-your-dreams-could-help-to-improve-your-relationships-137193

Garip veya özellikle akılda kalan bir rüyadan uyandığınızda, onu paylaşma olasılığınız nedir? Belki eşinize kahvaltıda gördüklerinizi anlatabilirsiniz veya bir arkadaşınıza ayrıntıları anlatması ve anlamını düşünmesi için mesaj atabilirsiniz.

Araştırmalar, görülen rüyaların %15’inin özellikle romantik partnerler, arkadaşlar ve akrabalarla paylaşıldığını gösteriyor. Ve şu anda rüyalarınızı paylaşmıyorsanız, bunun hakkında düşünmeye başlamak isteyebilirsiniz çünkü araştırmalar rüya paylaşmanın ilişki yakınlığını geliştirmeye yardımcı olabileceğini de gösteriyor.

Swansea Üniversitesi Uyku Laboratuvarı’ndaki son araştırmamız gösteriyor ki rüyalarınızı paylaşmak veya diğer insanların rüyalarını dinlemek empati seviyenizi iyileştirmeye yardımcı olabilir. Gerçekten de, insanlar birbirleriyle rüyalarını paylaştığında, rüyasını tartışan kişinin rüyayı paylaştığı kişiye karşı empatilerini önemli ölçüde artırdığını bulduk.

Uykunun önemli ve duygusal anıların işlenmesine fayda sağladığına dair birçok kanıt var. Ve genellikle uyanıkken yaşadığımız duygusal deneyimlerimizi ve endişelerimizi rüyalarımızda görürüz. Bu nedenle bazı araştırmacılar, rüyalarımızın uykudaki duygusal ve önemli anıların sinirsel işlenmesinde bir rolü olduğunu veya bunu yansıttığını öne sürdüler.

Swansea Üniversitesi Uyku Laboratuvarı, rüyaların hafıza ve duygusal işleme ile ilişkisi üzerine birçok laboratuvar çalışması yapmıştır. Ama aynı zamanda rüya görenin rüya içeriğini tartışmasının ve bunu uyanık yaşamlarıyla ilişkilendirmesinin etkilerine de bakıyoruz.

Eğitimli deneyciler ile yaklaşık bir saat boyunca bir rüyayı tartışmanın, insanlar için “aha” anlarıyla sonuçlanabileceğini bulduk. Bunlar, rüyada görülen nesnelerin günlük yaşamımızın nerelerinden geldiğinin veya uyanık saatlerde kolayca görülemeyen veya anlaşılamayan belirli endişelere, sorunlara veya olaylara mecazi referansların nereden kaynaklandığının farkına varılmasını içerebilir.

Rüya Çizimleri

İnsanların hayallerini paylaşmaktan ne kadar keyif aldıklarını çabucak fark ettik ve DreamsID- Dreams Illustrated and Discussed ( Resmedilen ve Tartışılan Rüyalar) adında bir bilim-sanat işbirliği kurduk. İnsanların hayallerinin tartışıldığı halka açık etkinlikler düzenliyoruz. Her tartışma ile eşzamanlı olarak, sanatçı Dr Julia Lockheart her rüyayı resmeder, böylece rüyayı gören kişi onu kalıcı olarak hatırlar. Rüyayı gören kişi daha sonra bunu evde ailesi ve arkadaşlarıyla tartışabilir.

Rüyalar ve hafıza arasındaki bağlantıların izini ilk kez bulan Sigmund Freud’du, bu nedenle Lockheart, Freud’un Rüyaların Yorumu kitabından (yayıncının izniyle) yırtılmış sayfalara resim yapıyor. COVID-19 pandemi karantinasından bu yana, bunu sağlık hizmetleri ve kilit çalışanlarımızla çevrimiçi yapıyoruz. Bu, insanların dünyanın her yerinden canlı katılabilmesini sağlıyor.

Aşağıda resmedilen bir örnek, bir hemşirenin COVID-19'dan kurtulduğu rüyayı göstermektedir: “Bir partideki insanları dışarıdaki tehlikeli orman konusunda uyarmaya çalıştım ama dinlemediler. Daha sonra yakındaki hastane benzeri bir odada bir ceset ve eski bir vantilatör gördüm ve bir kedi yüzüme atladı ve beni boğdu”.

Birkaç yıl boyunca rüyaları bu şekilde duymak ve tartışmak, rüyalar ve empati araştırmaları için ilham kaynağı oldu. Rüyaları paylaşmanın bizde olduğu kadar, rüya görenin ailesi ve arkadaşları üzerinde de güçlü bir etkisi olduğunu gördük. Ve bizi rüya paylaşımının ve ilişkilerin önemini merak ettiren de buydu.

Daha Yakın Bağlantılar

Halihazırda bir ilişkisi veya arkadaşı olan ve birbirlerine karşı empati düzeyleri test edilecek olan çiftleri işe aldık. Bunun için, katılımcıların hemfikir oldukları veya katılmadıkları ifadeler içeren bir empati anketi kullandık — örneğin:

· Arkadaşımın/partnerimin duyguları gerçek.

· Arkadaşımın/partnerimin bakış açısını görebiliyorum.

· Arkadaşımın/partnerimin neler yaşadığını anlayabilirim.

· Arkadaşımla/partnerimle konuştuğumda, bütün dikkat ve enerjimi onlara veririm.

Her çiftin bir üyesi, iki haftalık bir süre boyunca çiftin diğer üyesiyle bir veya daha fazla rüyasını paylaştı ve tartıştı. Her iki kişi de her rüya tartışmasından sonra empati anketini tekrar doldurdu. Ve rüyasını tartışan kişinin, rüyasını paylaşan kişiye karşı empatiyi önemli ölçüde artırdığını bulduk.

Araştırmalar, filmler ve oyunlar da dahil olmak üzere edebi kurguyla ilgilenmenin kişinin empatisini de artırabileceğini gösteriyor. Bunun nedeni, tasvir edilen dünyayı anlamanız ve karakterlerin bakış açılarını almanızdır. Rüyaların da bir kurgu parçası olarak benzer şekilde hareket ettiğine inanıyoruz. Bu yüzden rüya, rüyayı gören ve onun paylaştığı kişiler tarafından araştırıldığında, rüyayı görenin yaşam koşulları hakkında empati uyandırır.

Rüyalar ve Karantina

Karantinadayken bazı insanlar daha uzun süre uyuyor ve çalar saat veya acil bir program olmadan uyanıyorlar. Birçok insan da daha garip ve ilginç rüyalar gördüğünü bildiriyor. Dolayısıyla burada rüyaların unutulmak yerine hatırlanması ve hafızada tutulması için bir fırsat var.

Ayrıca çiftlerin veya ailelerin hayallerini paylaşmaları ve bununla birlikte empati düzeylerini artırmaları için normalden daha fazla zaman olması muhtemeldir. Sınırlı kişisel alanla ilişkilerin şu anda biraz kırılgan olabileceği düşünüldüğünde, bu yararlı bir araç olabilir.

--

--