Vücudunuzda Yakıt Tasarrufu Nasıl Yapılır?

Saien Manabu (Kyoujyu)
Türkçe Yayın
5 min readJun 13, 2020

--

Araçlarda yakıt tasarrufu, çok önemli ekonomik bir detaydır. Peki ya vücudumuzda?

Günümüzde hepimiz bir yerlerde çalışıyoruz veya okula gitmek zorundayız. Günlerimiz ise bir yandan çalışırken-okurken bir yandan da ya hafta sonu tatilini düşünerek ya da yıllık izne gideceğimiz günleri ve o günlerde yapacaklarımızı planlarken geçer.

En sonunda ise o hayalini kurduğumuz günler gelir ve çabucak biter. Artık işe ya da okula dönme vaktidir. Uzun bir tatilden sonra işe/okula gitmek herkese zor gelir. Yataktan kalkmak için vinç çağırsanız yeridir. Çünkü o güzel hafta sonu ya da yıllık tatiliniz bitmiş artık çalışmak zorundasınızdır. Ama bir sebep var ki, o ilk günler ayaklarımız geri geri gider.O ilk sabah yerimizden kalkmak dahi istemeyiz. O kadar fazla insanda görülür ki bu sıkıntı, buna bir isim dahi verilmiş “pazartesi sendromu”.

Mevzu günün pazartesi olması değil de ilk iş/ okul günü olması hasebiyledir, pazartesiye sitemimiz.

Bazı günler ise bir işe kalkmak isteriz. Yapılacak bir sürü iş vardır evde, okulda, işte…Ama nedense bir türlü başlayamaz oturduğumuz yerde kalırız. O iş gözümüzde bir an büyüyüverir. Aşması zor koca bir dağ olur.

Ya da bir yerden taşınmak insanın en sevmediği şeylerden biridir. Ya da mevcut işini değiştirip farklı bir işe başlamak zorunda kalmak istemeyiz çoğu zaman. İşimizden, yaşadığımız şehirden memnun olmasak da bir şekilde kurduğumuz düzeni bozmak zor gelir.

Aslında bütün bunların sebebi, biraz fizik kurallarını deştiğimiz de bize gösteriyor.

İnsan da diğer bütün canlı ve cansız varlıklar gibi bir cisim. Belirli bir hacim ve kütleye sahip. Fizik kurallarından birisi bize şunu söyler.

“Her cisim bulunduğu konumu korumak ister.”

İşte, buna “eylemsizlik yasası” denir.

Gördüğünüz gibi bir kedinin tembel tembel yatmasının da bir taşın konumunu korumak istemesi de sizin sabah işe kalkamayıp pazartesiye suç atmanız da aynı sebepten dolayı. Eylemsizlik kanunu.

Eylemsizlik kanununa bağlı bir diğer faktör ise bütün bu duyguların asıl sebebi, -her ne kadar günlerden pazartesi olsun ya da olmasın- oluşan bu isteksizliğin kaynağı fizik bilimince “Atalet momenti”dir.

Photo by Milada Vigerova on Unsplash

Peki, nedir bu “atalet momenti”?

Atalet, sözlükte;

Tembellik, işsizlik hali, eylemsizlik

Olarak geçer.

“Moment” ise;

Bir cismin kütlesini harekete geçirebilecek minimum kuvvet diyebiliriz.

Yani eylemsizlik yasasına göre cisimler konumlarını korumak ister.

Atalet momenti ise bu koruma isteğini kıracak minimum kuvvettir. Tabiri caizse ilk kıvılcım, ilk hareket, domino taşlarının ilk devrileni.

Yani harekete geçmek için sahip olmamız gereken minimum kuvvet.

Photo by Jamie Street on Unsplash

Araç sahibi olanlar bilir, olmayanlarda duymuştur. Araçlar şehir içinde daha çok yakıt tüketimine sahiptir. Bunun sebebi olarak da araçların şehir içi trafiğinde çok fazla dur-kalk yapması gösterilir.

Peki, araçlar, neden dur-kalk yaptıklarında daha fazla yakıt tüketirler?

Bunun sebebi de atalet momentidir.

Atalet” tembellik, işsizlik, iş yapmama durumuna denir.

“Moment” ise, kütle ile cismin hızının çarpımıdır. Yani silahtan çıkan bir kurşun, 1 birim kütle ile 1000 birim hızla hareket ediyorsa, 1000 birim kütleli dev bir kayanın 1 birim hızda gitmesi aslında moment olarak aynıdır. Aynı enerjiye sahiptir.

Atalet momenti ise bir cismin kütlesini kaldırabilecek onu harekete geçirebilecek minimum kuvvet diyebiliriz.

Yani bir kurşunu yüksek hızlara ulaştırabilmek için büyük bir basınca ve patlamaya ihtiyaç duyarız.

Büyük bir kayayı yerinden kaldırmak da bir o kadar zordur. Ancak her ikisi de harekete geçtikten sonra hareketliliğinin devamlılığını sağlamak onu hareket ettirmekten kolaydır .

Tam tersini de düşünebiliriz. Bir kurşunu hareketliliğinden durdurmaya kalkarsak da büyük bir ters kuvvet uygulamak gerekir. Ya da bir kayayı durdurmak bir o kadar zordur.

Aynı sebepledir ki, bir aracın hareket etmesi için tonlarca büyüklükteki bir cismi hareket ettirmek gerekmekte ve atalet momentini yenmek için had safhada bir güç kullanmak gerekmektedir.

Aynı zamanda böyle büyük bir aracı durdurmak için ise yine büyük bir kuvvet uygulayarak durdurmak gerekir.

İşte bu yüzdendir ki araç bu hareket kuvvetini daha fazla yakıt harcayarak yapmaktadır.

Photo by Nabeel Syed on Unsplash

Peki, ya “vücut” denen aracımız ?

İnsanoğlu yaratılış itibariyle hareket etmek, bir iş ve meşgale altında bulunması gerekmektedir.

Uzun süre hareket kısıtlamasında olan bir insan bir iş yapmaya kalktığı zaman, kasları alışık olmadığı için işi yaparken daha çabuk yorulur ve daha çok enerji sarf eder.

Aynı zamanda eğer vücut beyin yapısı olarak hiç yapmadığı bir işi yapıyorsa kaslarda ve kemik sisteminde daha fazla güç harcayacak, kas ve eklem sıkıntılarına mahal verebilecektir. Yine aynı sebepten motor becerileri gelişmediği için bir işi öğrenirken — refleks olarak yerleşmediği için- her hareketinde beyin daha fazla çalışacak ve tabiri caizse enerjinizi silip süpürecektir.

Tam tersi bir vücutta ise, alıştığımız bir işi yapmak bizi daha az yoracaktır. Aynı zamanda kas sistemi sürekli çalışan bir kişi alışık olmadığı bir işle karşılaştığında vücudu o işi daha çabuk anlayacak ve reflekse daha çabuk dönüştürerek vücudun daha az yakıt harcamasını sağlayacaktır.

Beyin, vücudumuzun en çok enerji harcadığı organlarından biridir. Beyin antrenmanı yapan birisi ya da beynini sürekli kullanarak iş yapan birisi, hayatında daha pratik bir zekâya sahip olacak ve yeni bir şey öğreneceği zaman beyni daha az yorulacaktır.

Öyleyse “vücut” denen aracımızda yakıt tasarrufu sağlamak için sürekli bir hareket halinde olmak bir iş peşinde koşmak gerekiyor.

Nasıl ki arabalar garajda yatmak için tasarlanmadıysa ve yattıkça arabaların parçaları bozuluyorsa aynı şekilde insanoğlu da böyledir.

Kullanılmayan vücut, bozulur. Çok yakar.😊🚗

Daha sağlıklı ve daha az yakan bir vücut için üzerimizdeki ataleti, tembelliği atmak lazım. Farklı hobiler edinip vücudumuz aksamlarının sağlıklı olması için hareket etmek lazım değil elzem .

Hareketli yaşam, sağlıklı yaşam…

Ee büyüklerimiz ne demiş?

Nerede hareket,

Orada bereket.

Hayırlı sıhhatli ve hareketli günler dilerim.

--

--