Vakit Mi Öldürüyoruz,

Seda Uzeroğlu
Türkçe Yayın

--

Vakit Mi Bizi Öldürüyor?

Biraz önce bir dostumun babasının vefat haberini aldım. Önce benim babam gidiverdi sonsuzluğa. Şimdi de onun. Çocukluğumuz birlikte geçmişti. O zaman babaların. da öldüğünü bilmezdik. Bu haberle, hem hüzünlere, hem özlemlere dalmış yürürken, bir arkadaşımla karşılaştım. Ayaküstü nasılsın, napıyorsun diye sordum, “Hiiç, vakit öldürüyorum” dedi…

Bugüne kadar defalarca duyduğum hatta kullandığım bu cümle, zihnimde takılı kaldı bu sefer. Vakit öldürmek… Biz mi vakti öldürüyoruz, vakit mi bizi öldürüyor? Bize verilen zaman, kum saatinden dökülen kumlar gibi, geçip gidiyor, ve bir bakıyorsun ki, bitivermiş.

Aslında geçen her dakika, bu hayatta bize verilmiş bir armağan. Nefes aldığımız her an, çok değerli bir hediye. Bu bağlamda, vakit öldürmek, gerçekten de bir cinayet gibi geldi bana. Şimdi diyeceksiniz ki, ne yani, hep birşeyler mi yapmak lazım. Hayır, tabi ki hayır…

Bazen, hiçbirşey yapmamak da çok şey yapmaktır aslında. Sadece o anların içini nasıl doldurduğumuz önemli.

Hiçbirşey yapmamak, bazen kendimizle başbaşa kalmaktır, kendi içimize dönmektir. Bazen hayatı, geleni geçeni seyre dalmak, hayatın tüm renklerini görebilmek, bunun keyfine varmaktır. Bazen, bir yudum çayın tadını, kokusunu sindirmektir. Bazen bir çocuğa gülümsemek, onun muzip ve masum bakışlarıyla buluşmaktır. Bazen sadece nefes almak, bedenin mucizelerini farketmektir.

Vakit öldürmek değil bu… An’ı farketmek, an’da kalmak… Yaşadığını hissetmek… Kendimizle kaldığımız anların tadını çıkarmak.

Zaten vakit, öldürülemeyecek kadar kıymetli değil mi?

Podcast| Youtube | Slack | Facebook | Twitter | Instagram | Kodcular

--

--