Yahya Kemal’in Sonbahar Şiirinin İç ve Dış İncelemesi: “Ev” Sembolü Olarak “Ölüm” Teması

Hümeyra Üzel
Türkçe Yayın
Published in
6 min readJan 21, 2021

--

Yahya Kemal Beyatlı

Yazı: Hümeyra Üzel

  1. Yahya Kemal’in Sonbahar Şiirinin Dış yapısal Çözümlemesi:

Not: Şiirin dış incelemesine dair detaylar her mısranın altında verilmiştir ve iki beyit arası “***” ile gösterilmiştir.

SONBAHÂR

Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur; (a)

  • _ _ . _ . _ . . _ _ . _ . _
  • (Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün)
  • Açık istiare mevcut: sonbahar (kendisine benzetilen), ölümü ifade etmiştir bu mısrada.

Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur… (a)

  • _ _ . _ . _ . . _ _ . _ . _
  • İlk iki mısrada â, r tam uyak; “olur” ise rediftir.

Mevsim boyunca kendini hissetdirir vedâ, (b)

  • _ _ . _ . _ . . _ _ . _ . _
  • Bu mısrada teşhis vardır. “Veda”ya hissettirme kabiliyeti verilmiştir.

Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ… (b)

  • _ _ . _ . _ . . _ _ . _ . _
  • Kişileştirme vardır. Deniz ve dağa uğuldama kabiliyeti verilmiştir.

Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir ( c )

  • _ _ . _ . _ . . _ _ ._ . _

Günler hazînleşir, geceler uhrevîleşir… ( c )

  • Yazdan ve günler kelimeleri ile başlayan mısralarda zengin uyak vardır.
  • Teşhis vardır: Güne ve geceye manevi değişim kabiliyeti verilmiştir.

Teşrînlerin bu hüznü geçer tâ iliklere, (d)

  • Kişileştirme, teşrinlere hüzünlenme kabiliyetini vermiş.
  • Bu mısrada mecaz-ı mürsel vardır: “teşrinler” kelimesi “sonbahar” kelimesi yerine kullanılmıştır.

Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere… (d)

  • Bu beyitte tunç uyak vardır.

Dünyânın ufku gözlere gitdikçe târ olur, (e)

  • Telmih vardır: Şair “Ufuklar” şiirine gönderme yapmaktadır.
  • Tevriye vardır. “Göz” hem gördüğümüz organ hem de “uç” anlamında kullanılmıştır.

Her gün sürüklenip yaşamak rûha bâr olur. (e)

  • a, r tam uyaktır; o”olur” rediftir.

İnsan duyar yerin dile gelmiş sükûtunu, (f)

  • Sükut dile gelmiş diyor. Burada tezatlık var.

Bir başka mûsikîye geçiş farz eder bunu. (f)

  • İnsan ve bir kelimeleri ile başlayan mısralar arasındaki ilişki: yarım uyak vardır ve n, u harfleri rediftir.

Teslîm olunca va’desi gelmiş zevâline, (g)

Benzer, cihâna gelmeden evvelki hâline… (g)

  • Yok oluyor yani.
  • â, l tam kafiye; i, n, e ise rediftir.
  • Zeval ve evvel kelimeleri tezatlık oluşturmaktadır.

***

Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya, (h)

Rûh öyle yollanır, uyanılmaz bir uykuya… (h)

  • u yarım uyak; y (kaynaştırma), a ise rediftir.
  • İkinci mısradaki olay birinci mısrada verilen olaya benzetilmiştir.

Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı, (i)

  • Teşbih vardır: kalp (benzeyen) + taş (kendisine benzetilen).

Fark etmez anne — toprak ölüm mâcerâmızı!.. (i) (Beyatlı, 85)

  • Bu beyitte zengin uyak vardır.

(Yahya Kemal Beyatlı)

Yabancı Sözcükler:

  • Fânî: ölümlü
  • Târümâr: dağınık, perişan
  • Vedâ: ayrılık
  • Dağdağa: gürültü, telaş
  • Hazînleşmek: dokunaklı üzücü hâle gelmek
  • Uhrevîleşmek: ahiretle ilişkili hâle gelmek
  • Teşrîn: yılın onuncu ve onbirinci aylarına verilen ad
  • Târ: karanlık
  • Bâr: yük
  • Sükût: susma, sessizlik
  • Mûsikî: Müzik
  • Zevâl: sona erme, öğle
  • Cihân: dünya
Üsküp, Şardağ. (Fotoğraf bana ait değildir.)

2. Yahya Kemal’in Sonbahar Şiirinin İç ve Dış İncelemesi: “Ev” Sembolü Olarak “Ölüm” Teması…

Yahya Kemal Beyatlı’nın ölümünden sonra ilk baskısı 1961 yılında yapılan “Kendi Gök Kubbemiz” adlı şiir kitabında yayımlanan Sonbahar şiiri, bentlerden oluşmuştur: İlk bent on dört mısra olup ikinci bent de dört mısradır ve şiir mesnevi tipi uyakla yazılmıştır. Şiir, divan şiiri geleneğindedir ve “Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün” kalıbıyla yazılmıştır. Derun-i ahenk de diyebileceğimiz iç ahenk unsurları Yahya Kemal’in şiirlerini döneminden ayıran en önemli özelliklerden biridir. Bu da onun şiirinde bir mûsiki havası oluşturur: Ressam bir arkadaşının ona “Şiir kelimelerle yazılır, fikirlerle değil.” demesi ona bu hususta yol gösterici olmuştur (Ankara Üniversitesi). Sonbahar şiiri bir saf şiir örneğidir.

Şiirde ölüm teması, mevsimsel değişimin, yazdan sonbahara geçişin, unsurları ile karşılaştırmalı olarak işlenmiş; hayat vadesi dolmuş bir kişinin ruhsal durumu sonbahar mevsiminin Beytalı’ya verdiği hissiyatla ilişkilendirilerek anlatılmıştır. Şiire adını veren sonbahar da ölüm ve sonrasını temsil eden bir unsur olmuştur:

Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur;

Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur…

Bu yönüyle lirik bir eser olup tamamıyla pastoral bir şiir denemezse de şiirde birçok doğa betimlemesi yapılmıştır. Bunun bir sebebi Yahya Kemal’in çocukluk ve gençlik yıllarını Üsküp’te Şardağ’ın eteklerinde (Karabulut, 29) geçirmiş olması olabilir. Doğa ile iç içe bir çocukluğunun olması onun kişiliğini etkilemiştir.

Şiirde asıl, görünür tema ölüm olsa da bu eser Beyatlı’nın yaşlılığa olan bakış açısıyla büyük oranda şekillenir. Bunun yanı sıra anne ve tasavvuf kavramları da şiirde etkilidir.

Şairin yaşlılığa olan hoşnutsuzluğunu “Her gün sürüklenip yaşamak rûha bâr olur.” mısrasından anlarız. Ölmeyip de hastalık, göreceli yorgunluk gibi yaşlılığın getirdiği sıkıntılarla yaşamaya devam etmek kişiye yük olacaktır. Yahya Kemal’in yaşlılığa olan isyanını ölümünden sonra, hastane odasındaki yastığının altında bulunan şu mısralardan da anlayabiliriz:

Ölmek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin

Bir çâre yok mudur buna yâ Rabbü’l-âlemin (Tural, 22).”

Yahya Kemal Beyatlı’nın ölüme bakış açısını etkileyen en önemli etkenlerden biri annesidir. Annesini daha on üç yaşındayken kaybetmesi onun üzerinde bir travma yaratmış (Karabulut, 31), böylelikle ister istemez ölüm kavramını annesiyle ilişkilendirmiş olabilir. Başta annesi olmak üzere çevresinden iyi bir dinî eğitim almış ve bu süreçte tasavvuf üzerine de bilgi edinmiştir (Tural, 23).

Tasavvufun etkisi de bu şiirinin “Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere…” dizesinde ölecek kişinin “serviliklere” gideceğini yazdığında görülür. Servilik, şekil itibariyle Arap alfabesinin ilk harfi olan elife benzemekle birlikte, Arapçadaki yazılışıyla Allah kelimesinin de ilk harfine denk gelir ve vahdaniyet simgesi olarak da kullanılır. Ayrıca dünyadan el etek çekmek anlamında da kullanılır (Kankal). Beyatlı’nın tasavvuf ve İslamla ilişkisini göz önünde bulundurduğumuzda bu dizede kişinin öleceği vurgusu vahdaniyete döneceği şeklinde yapılır. “Geri dönmek” vurgusu da “Teslîm olunca va’desi gelmiş zevâline,/ Benzer, cihâna gelmeden evvelki hâline…” dizeleri ile yapılır.

Tasavvufun şiirdeki bir diğer etkisi de Beyatlı’nın ölüme bakış açısıdır. Ona göre ölüm düşünüldüğü gibi korkunç bir şey değil ama bârdan kurtuluş, geldiğin yere, asıl evine, yani Allah’a dönüştür. Bu durumda, Sonbahar şiirinin temasının ölümden de öte eve, içe, hakikate dönüş olduğu da söylenebilir: “Bir başka mûsikîye geçiş farz eder bunu.” Mûsikinin Beyatlı’nın şiirindeki inkar edilemez olumlu anlamını da düşünürsek bu mısrada, ölüm kendi içinde kesinlikle güzel bir şeydir vurgusu yapılır.

Son dize olan “Fark etmez anne — toprak ölüm mâcerâmızı!..” bu şiirin Beyatlı’nın annesiyle ilişkisi üzerine düşündürse de “Dünyânın ufku gözlere gitdikçe târ olur,” mısrası annesinden bahsettiği asıl mısradır. Bu dizede Beyatlı, annesi üzerine yazdığı şiiri, “Ufuklar”ı, telmih eder. Beyatlı ruhunun lezzetlerini bulduğu yerleri saydıktan sonra şöyle devam eder:

Yalnız onlarda bulur ruh ezeli lezzetini.

Bu ufuklar avutur ruhu saatlerce, fakat

Bir zaman sonra derinden duyulur yalnızlık.

Ruh arar kendine bir ruh ufku.

Annemin na’şını gördümdü;

Bakıyorken bana sabit ve donuk gözlerle,

Acıdan çıldıracaktım.

Aradan elli dokuz yıl geçti.

Ah o sabit bakış el’an yaradır kalbimde,

O yaşarken o semavi, o gülümser gözler

Ne kadar engin ufuklardı bana;

Teneşir tahtası üstünde o gün,

Bakmaz olmuşlardı artık bu bizim dünyaya (Beyatlı, 94)

Yahya Kemal, bu şiirde devamlı olarak annesinin gözlerini, onların kendisine nasıl ufuk olduğundan bahseder. Hayatı boyunca ona ufuk, “canan ufku” olmuş annesini hatırlar ama ufuk artık küçülüyordur, ucu görünmeye başlıyordur ve karanlıklaşıyordur çünkü ölüm yaklaşıyordur.

Kaynakça:

Beyatlı, Yahya Kemal. “Kendi Gök Kubbemiz.” İstanbul: Yahya Kemal Enstitüsü, 1974.

Kankal, Recep. “Türk Kültüründe Servi Ağacı.” Yunus Emre Enstitüsü: http://trdergisi.com/turk-kulturunde-servi-agaci/

Karabulut, Mustafa. “Yahya Kemal’in Hatıralarında ve Şiirlerinde ‘Anne’ İmajı.” Hikmet-Akademik Edebiyat Dergisi. Yıl 4, Sayı 8, BAHAR 2018, ss. 28–36.

Tural, Sadık. “Yahya Kemal’in Şiirinde Duygular: Yaşlılık ve Ölüm.” Türk Edebiyatı dergisi, Ocak 1985, 21–25.

Türk Dil Kurumu Sözlüğü

Bana sosyal medya hesaplarımdan ya da humeyra.uzell@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Yazıyı beğendiyseniz alkış atarak, yorum yaparak ve paylaşarak destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler. :)

--

--

Hümeyra Üzel
Türkçe Yayın

Düşünmek, sorgulamak ve fikir alışverişinde bulunarak öğrenmek adına yazmaya başladım. #KitapRaporları @Gaia Dergi | @Tedev Genç Sanat Dergisi