Yakup Kadri Ne Dedi

Yaban

Halil Osman Deniz
Türkçe Yayın
Oct 16, 2020

--

Yakup Kadri ile tanışmam yazarın Yaban romanına dayanır. Zamanında aldığım, küçük kütüphanemin bir köşesinde okunmayı bekleyen bu kitaba bir göz atayım dedim. Başladım okumaya. Başlayış o başlayış…. O zamana kadar okuduğum Agatha Christie, Sherlock Holmes ve türlü dedektiflik, polisiye-macera ve diğer tür kitaplardan sonra Yakup Kadri okumak edebiyata olan ilgimi bir kat daha arttırmış, okuma arzumu daha da canlandırmıştı.

Okumayanlar için biraz bahsedeyim. Kurtuluş Savaşı sıralarında İstanbullu bir subay olan Ahmet Celal’in kolunu kaybedip emrindeki askerin teklifiyle Anadolu da bir köyde geçirdiği günler ve karakterin özelinde o devrin bir portresini çizer bize Yakup Kadri. Romanı çok sevdiğimden galiba iki kez okumuşumdur.

Kiralık Konak

Romanlarda kendimle özdeşleştirdiğim bir karakter olunca daha bir bağlanıyorum. Yaban’ dan sonra bu kez elime Kiralık Konak’ı aldım. Bu kez fena çarpıldım. Romanda ki Hakkı Celis beni birebir temsil ediyordu sanki. Hakkı Celis’ in Seniha’ya duyduğu aşk ve karşılıksız sevgisi sayfalar boyunca azalırken içimi de derin bir boşluk kaplamıştı. Aklıma geldikçe yüzümde buruk bir tebessüm belirmesine engel olamam.

Her iki kitabın üzerimde etkisi büyüktür. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun edebiyat dünyama kattığı zenginlik ve derinlik beni okuma, yazma uğraşına daha derinden bağlanmamı sağladı. Yaban romanında ki bir cümle eminim benim gibi birçok kişiyi de anlatır niteliktedir.

Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir.

--

--