Yavaş Çalışma Hareketi Nedir? Nasıl Uygulanır?
Meşgul olmanın olumlu bir ayrıcalık olduğunu düşünürdük. Aslında bu, asla durmayan koşuşturma kültürünün ana rolüydü. Çok çalışırsan, sadece işleri halletmekle kalmaz, aynı zamanda zengin de olursun! (zihniyeti)
Ancak bu zihniyetin bir dezavantajı var. Sağlığınız, aileniz ve sevdiklerinizle olan ilişkiniz dahil olmak üzere hayatınızın diğer tüm yönleri zarar gördüğünde, gerçekten başarılı mısınız?
Bazı insanlar günde 18 saat tam kapasite ile yıllarca çalışabilse de bu çoğumuz için sürdürülebilir bir durum değil. Okuduğum bir makalede bu durumla ilgili şöyle bir cümle vardı; “Artan çalışma saatlerinin kümülatif etkisi, çok sayıda insanın yaşam tarzı üzerinde önemli bir etkiye sahip ve bu, onların akıl sağlıklarına zarar vermesi için muhtemel bir durum.”
Akıl sağlığınızdan veya iş kalitenizden ödün vermeden bütünsel olarak başarıya ulaşmanın başka bir yolu olsaydı nasıl hissederdiniz? “Yavaş çalışma” hareketinin devreye girdiği yer burasıdır.
Farkındalık, yaratıcılık ve dengeli bir çalışma ortamına odaklanan yavaş çalışma hareketi, dengeli bir çalışma biçimini destekler. Ancak ne yazık ki bu, başarı konusunda bize öğretilenlerin tam tersi. Bununla birlikte, bu ilkeleri izlerseniz ve yeniden şarj olmak için zaman ayırırsanız, işinizin ve yaşam kalitenizin artması mümkün olabilir.
Neden Yavaşlamayı Kucaklamalısınız?
Son yıllarda “yavaş çalışma” kavramı araştırma, tıp, seyahat, moda ve yemek alanlarında ilgi gördü. Yavaş çalışma, her zaman bildiğimiz şeyi kabul eder. İş, nihayetinde bizi tatmin edici bir hayata götüren şey değildir, birçok çalışan bitkin düşer ve herhangi bir iş-yaşam sınırı yoktur. Üstelik yavaşlık bizi sürekli bir telaştan kurtarır ve daha mutlu olmamızı sağlar.
Yemek dünyasında yavaş harekete öncülük eden mutfak yazarı Carlo Petrini idi. McDonald’s, 1980'lerin sonunda Roma’daki İspanyol Merdivenleri yakınlarında bir franchise açmaya çalışırken, Petrini yavaş yemek hareketini başlattı. Endüstriyel gıda üretiminin aksine, yavaş gıda yerel malzemeleri, sürdürülebilir uygulamaları ve nihayetinde zevk için yemeyi vurgular. Slow food manifestosuna göre, “hızlı yaşamın” evrensel deliliğine “sakin maddi zevk” karşı çıkıyor.
Yavaş hareket işimizi nasıl etkiler?
Bazıları için işe yavaş bir yaklaşım, işe öncelik vermeye daha az vurgu ve ‘derin çalışma’ için daha fazla zaman anlamına gelir. Diğer durumlarda, özellikle Avrupa ve Akdeniz çevresinde, mola vermek ve masanızdan uzaklaşmak anlamına gelir.
İş görevlerinin, ev içi sorumlulukların ve halledilmesi gereken iletişimin sürekli akışı, yavaş çalışmayı verimsizmiş gibi gösterir. “Four Thousand Weeks: Time Management for Mortals” kitabının yazarı Oliver Burkeman’a göre yapılacaklar listemizi asla tamamlamayacağız. Burkeman buna, çalışmanın daha fazla iş doğurduğu “verimlilik tuzağı” diyor. Sorun şu ki, yapılacaklar listemizi fethetsek bile bu tuzağa düşeceğiz.
İş yerinde yavaşlamanın faydaları, kişinin zamanını geri kazanmanın ötesine geçer. Aynı zamanda daha kaliteli işlere de yol açar. Ek olarak, yavaş çalışmanın da yaratıcılığınızı artırması muhtemeldir.
Daha da iyisi, yavaş çalışma, tepkiselliği azaltarak, daha yüksek yanıt verme ve katılımı kolaylaştırarak, içsel sakinlik ve istikrar oluşturur. Ayrıca tükenmişliği de önler.
Boş zamanın mutlulukla doğrudan ilişkisi olduğunu tekrarlamak gerekir. Başka bir deyişle, hayatta işten daha fazlası var. Daha fazla boş zamanı olanların, daha fazla para için uzun saatler çalışanlara göre daha mutlu, daha sağlıklı ve daha üretken oldukları bulundu.
Ayrıca, bir çalışma, haftada bir kez en az 20 dakika fiziksel boş zaman aktivitelerine katılanların yorgunluğa daha az eğilimli olduğunu bulmuştur.
Çalışmalar ayrıca eğlenceli boş zaman etkinliklerinin daha düşük kan basıncı, toplam kortizol, bel çevresiyle daha iyi fiziksel uygunluk algısı ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca, daha yüksek düzeyde olumlu psikososyal durumlar ve daha düşük düzeyde depresyon ve olumsuz etkiler de bu tür faaliyetlerle ilişkilendirilmiştir.
Yavaş Verimlilik Nasıl Uygulanır?
Yavaşlamak için kendinize izin verin.
Görevler arasında sadece beş dakika olsa bile kendinize bir mola verin, faaliyetlerinizi sınırlayın, iş yükünüzü azaltın ve zaman zaman ara verin. Bunu yaptığınızda, daha az bunalmış hissedeceksiniz ve kendiniz hakkında bazı şeyler öğrenme fırsatına sahip olacaksınız. Yavaşlamak aynı zamanda yolculuktan keyif almanızı da sağlar.
Başka bir öneri, başkalarının yardımını alarak sonuçlarınızı daha işbirlikçi hale getirin. Buna karşılık, bu daha hızlı gitmeden hızınızı artıracaktır.
İşe ek olarak, bu hayatın diğer yönleri için de geçerlidir. Pek çok durumda, sadece devam etmeye, yardım istememeye karar veririz ve çoğu zaman sağlığımızı ve işimizi riske atarız.
Eddie Cantor’un sözleriyle, “Yavaşla ve hayatın tadını çıkar. Çok hızlı giderek sadece manzarayı kaçırmıyorsunuz, aynı zamanda nereye ve neden gittiğinizi de anlamıyorsunuz.”
En önemli öncelikleriniz konusunda net olun.
Yapabileceğinize inansanız bile, her şeyi yapamazsınız. Bununla birlikte, yalnızca birkaç hayati şeyi taahhüt ederek, birçok şeyde başarılı olabilir veya vasat bir iş yapabilirsiniz.
Greg McKeown’un söylediği gibi, “Ne kadar istesek de, her şeye sahip olamayız. Bu nedenle, bizim için en önemli olan şeyleri seçmeliyiz.”
Biraz kasıtlı olarak, sadece bir veya iki şeye odaklanamayacağımız hissine karşı koyabiliriz. Bu nedenle, örneğin, zaten bir şey üzerinde çalışırken başka bir görev üstlenmeyi talep ettiğinizde, yeni bir projeye başlamadan önce mevcut projenizi tamamlamanız gerektiğini karşı tarafa bildirin.
Kademeli ve emin adımlarla planlayın.
Programların ne kadar önemli olduğunu anlamak zor. Ancak, programınızı nasıl daha verimli hale getirebilirsiniz? Günlük aktivitelerinizi, başarının üç temel bileşenini hizalayacak şekilde düzenlemenizi tavsiye ederim. Bunlar:
- Gerçekleştirmek istediğiniz görevler.
- Performans sırası.
- İşin tamamlanması için ayrılan süre.
Programları doğru oluşturarak, kendinizi fazla zorlamadan hedeflerinize ulaşmak için bir yol haritası oluşturabilirsiniz.
Yavaş çalışma modunda programlama yapmak için aşağıdaki adımlar izlenebilir:
- İlk olarak, planladığınız görev sayısını sınırlayın. Günlük aktivite listelerinin uzunluğu değişebilirken, artan görevler zihinsel yorgunluğa neden olabilir.
- Ayarlamak için kendinize yer açın. Başka bir deyişle, öngörülemeyen durumlar için zaman ayırın.
- Dünün bugününü programlayın. Önceden planlama yaparak, bunalmış hissetmekten kaçınacak, toplantıları ve görevleri gerektiği gibi optimize edebileceksiniz.
- Karmaşıklığın netliğin önüne geçmesine izin vermeyin. Çalışma zaman çizelgenizi kontrol ederek bunu doğrulayabilirsiniz.
- Planlanmış molalar verin ve zaman ayırın.
Ayrıca, çalışma programı şablonları, her gün planlama yükünü ortadan kaldırarak planlamayı kolaylaştırır.
Kendini başarılı olacak bir konuma koy.
Hala dikkat dağıtıcı şeylere kapılıyorsan, yavaşlamanın ne anlamı var? Başkalarının “derin çalışma” modunda olduğunuzu bilmesini sağlamak için gereksiz bildirimleri kapatın veya kendinizi müsait değil olarak ayarlayın.
Ayrıca, müsait olduğunuzda onlara haber vermek için takviminizi başkalarıyla paylaşmanızı tavsiye ederim.
Çoklu görevi durdurun.
Aynı anda birden fazla görev yaparken, özellikle de görevler karmaşıksa, üretken olmak zordur. Sorunun boyutu, araba sürerken cep telefonuyla konuşan veya telefonda e-postasını kontrol eden herkes için sürpriz olabilir. Psikologlar, çoklu görev sırasındaki bilişsel süreçler (zihinsel süreçler) üzerine yapılan çalışmalarda, zihnin ve beynin çoklu görev için tasarlanmadığını keşfettiler.
Ayrıca araştırmalar, görevler arasında geçiş yapmanın neden olduğu kısa süreli zihinsel blokajların bile bir kişinin verimli zamanının yüzde 40'ına mal olabileceğini göstermiştir.
Çoklu görev, çok fazla görevimiz olduğunda veya en önemli önceliğimiz açıkça tanımlanmadığında gerçekleşir, bu nedenle netlik çok önemlidir. Buna karşı koymak için, her seferinde tek bir göreve odaklanın.
Koşu bandı etkisine hazır olun.
Hızlı hareket eden bir koşu bandından çıkmak size zamanın uçup gittiğini hissettirebilir. Yavaş üretkenlikte böyle hissedecek.
Bunu fark etmek, hissetmek ve onun hakkında yazmak için bir dakikanızı ayırın. İlk başta garip hissetmenize rağmen, vücudunuz etrafınızdaki dünyanın daha fazla farkına varıyor.
Sınırları belirle.
Çalışma saatlerinizin ne olduğu konusunda net olmanız, yalnızca çalışma saatleriniz konusunda daha bilinçli olmanıza yardımcı olmaz. Ancak çalışma saatleriniz konusunda net olmanız, başkalarının da zamanınıza saygı duymasına yardımcı olacaktır.
İsteyerek mola verin.
Alışkanlıklar, dış kaynak kullanımı doğasının bir versiyonudur. İsteyerek mola verme sanatında ustalaşmanın bir sonucu olarak, çalışma alışkanlıklarımız da olumlu değişikliklere uğrayacaktır. Örneğin, uygun bir mola vermek, zihinsel aşırı yüklenmeyi azaltmaya ve yavaş çalışmayı etkili bir şekilde uygulamaya yardımcı olabilir.
- Büyük bir görevi veya projeyi tamamladığınızda, kendinizi ödüllendirin ve başarılarınızı takdir edin. Bunu yapmak motivasyonunuzu artıracaktır.
- Doğada ilham ve neşe bulun.
- Kendinizi topraklamak için duyularınızı harekete geçirmeyi deneyin. Bir şeylere hayran olun, sevdiğiniz müzikleri dinleyin ve hoşunuza giden yemekleri yiyin.
- Mola zamanında, tükettiğiniz bilgiler konusunda seçici olun. Aşırı bilgi yüklemesinden kaçınmak için kendinizi fişten çekin ve tüketmiş olduklarınızı işleyin. Bilgi alıyorsanız, kitap okumak gibi verimli bir şey yapmalısınız.
- Tüm tatil günlerinizi kullanın. Akıl almaz gibi görünüyor, değil mi? Yine de birçok kişi, hak kazandığında ücretli izin almayı zor buluyor.
Stres yönetimi ve detaylara dikkat, yavaş çalışmanın ana bileşenleridir. Mola verirken fişten çekmek, bilgileri işlemek ve güç kazanmak için kendinize zaman ayırdığınızdan emin olun.
E-BÜLTENİME ÜYE OLUN!
Her hafta iş hayatı, üretkenlik ve başarı üzerine yazdığım yazılarımın düzenli olarak mail adresinize gelmesi için bir “e-bülten” oluşturdum. Bundan sonra yayına alacağım her yazı ve bildirinin mail yoluyla size ulaşması için aşağıdaki linke mail adresinizi bırakmanız, böylelikle bültenime ücretsiz üye olmanız yeterli olacaktır. İlginize şimdiden teşekkür ederim.
Daha önceki yazılarımdan bazılarına göz atmak için; 👇
