Yetişkin masalı: Autonomous Sensory Meridian Response (ASMR)

Selin K.
Türkçe Yayın
Published in
4 min readJan 13, 2018

Uykunun, tüm canlıların dinlenme biçimi olduğunu sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Uyku; memelilerde, kuşlarda ve balıklarda görülen bir dinlenme biçimi. Başka bir deyişle bitkiler, tek hücreli canlılar, bakterilerin uyuması gibi bir durum söz konusu değil. Bunun sebebini de aslında “Uyku” tanımının içerisinde bulmak mümkün. Uyku bilincin kapanarak sadece kalbin çalıştığı bir evre. Tüm kas sisteminizin birkaç saatliğine olan sendikal grevi.

Sağlam bir uyku çekmek hem psikolojimizi hem de fizyolojimizi yakından ilgilendirmekte. Çeşitli gazetelerin foto galerilerinde 2–3 ayda bir trendy topic olan “ Günde kaç saat uyumalıyız” sorusu araştırmacılar tarafından aşağıda yer alan şekilde kategorize edilmiş:

Yeni doğanlar (1–3ay): 14–17 saat arası

İlkokul çağındaki çocuklar (5–12 yaş): 9–11 saat arası

Ergenlik çağındaki çocuklar (13–17 yaş): 8–10 saat arası

Yetişkinler (18–64 yaş): 7–9 saat arası

65 Yaş üzeri yetişkinler: 7–8 saat arası

Benim özellikle ergenlik çağında uyku sürem gün içerisindeki kaçamaklar ile beraber 15–16 saati buluyordu. Babam bunun sebebini çözmüştü. Ben bir “Çeçe Sineği” tarafından sokulmuştum veya çok fazla haşhaşlı ekmek yiyordum ( o sıralar babama göre Bordeaux Province ‘da yaşıyorduk heralde her gün haşhaşlı ekmekler falan). Çeçe sineği efsanesinin yerle bir olması çok uzun sürmedi. Aşağı kısıma iliştiriyorum kendisini:

Uyku Problemimin baba tarafından bilimsel sebebi “ Çeçe sineği”

Ben ise sadece uykuyu seviyordum. Bu nedenle 13 yaşımdan itibaren “ Cool” bir insan olarak çevrem tarafımdan adlandırılmaya başlandım. Halbuki Cool olmakla ilgim yoktu. Sadece uykum vardı ve gözlerim yarıdaydı. Uykudan başka bir şey düşünemiyordum.

Uykunun belki bir çok insan için yan etkisi ise rüya görmek: Bu kavram, “Loosing my religion” şarkısıyla girmiş olsa da, REM (Rapid Eye Movement Sleep) uykusu çok çok önemli bir hadise. Yaratcılık ve bilinç dışının bilinçli olarak yorumu bu evrede gerçekleşmekte. Freud, Jung ve daha bir çok nerolog ve psikiyatristin bu hususta teoremi olsa da ben an itibariyle o kadar detaya girmeyeceğim. “Rüyalarda buluşalım Jung”.

Yıllar var ki biz seninle
Bakışarak konuşuruz
Sevdalanmış kalbimizle
Rüyalarda buluşuruz
Bu şarkıyla kavuşuruz

Bilen bilir. Yukarıda da bahsettiğim üzere en büyük süper güçlerimden biri zaman ve mekanı bükerek uyukuya dalmaktır. Acayip bir yetenek. Otobüste, markette, ayakta, kısacası her türlü hal ve koşulda uyukuya dalan bu bünye yaklaşık 1.5 aydır kriptonit etkisinde sallanıyor. Günde 2 saat uyuyarak kendi rekorumu kırıyorum. Daha halüsinatif etki yok ama bilim adamlarının dediği gibi “ Çevresel faktörler” söz konusu olabilir. Bu sebepledir ki,uyumak için son zamanlarda denemediğim yöntem kalmadı.

Uykusuzluk problemimden dert yandığım sırada bir arkadaşımın, “ Ben çekiç sesi dinliyorum uyurken iyi geliyor ASMR’yi bir denesene” demesiyle uykusuz gecelerimde bu konuyla ilgili uzun araştırmalar yaptım. İlk başta harflerin yerini AMS, AMRS, SMARA, CLARA gibi karıştırsam da konunun içerisine girdikçe daha da büyülendim.

ASMR yani Autonomous Sensory Meridian Response 2000'li yılların başında tanımlanmış. İsminin ölümcül bir hastalık olarak durduğuna bakmayın. Kısaca “Beynin gıdıklanması” olarak da özetleyebiliriz. Tanım her ne kadar 2000'li yıllara dayansa da aslında bu hissin betimlenmesi Virginia Woolf tarafından 1925 yılında yayınlanan Mrs. Dalloway kitabında bir hemşirenin derinden, yumuşak bir şekilde fısıldamasının beyininde karıncalanmalar yol açması şeklinde tanımlamasına dayanmakta.

ASMR’nin genel olarak, “Yüksek Hassasiyeti olan Kişilerde” (Highly Sensitive Person) etkisinin olduğu biliniyor. Yüksek hassasiyeti olan kişi kavraminin Türkçe çevirisinin “içli olmak, zırlamak” olmasının aksine hayatın normal akışında olağan durumlarda bilgiyi daha derinden işleyen ve duygusal anlamda bu olağan durumları derinden yaşayan ışık, renkler, tatlar ve kokulara aşırı duyarlı olan kişilere verilen bir isim. Yüksek hassasiyeti olan kişiler toplumun %15'ni oluşturmakta ve depresyon, anksiyete gibi bozukluklara eğilimleri de geri kalan %85'e oranla daha fazla.

Genelde söz konusu bu kişiler “ Ya olum kafana taktığın şeye bak” “Çok düşünüyorsun düşünme” gibi laflarla çok karşılaşmıştır. Jean Paul Sartre ve Serdar Ortaç aynı ince hastalıktan durumdan muzdaripmiş olaya bak.

ASMR’ye aslında hiç de yabancı değiliz. Son dönemlerde Instagram, Facebook, Twitter gibi sosyal mecralarda yayinlanan gorsellerde, videolarda yer alan bir nevi oyun hamuru, millenium play dough olarak adlandırılan “Slime” videoları ASMR etkisine bir örnek. Videoları anlamsızca saatler boyu izlediğinizi ve sebebini bilmediğinizi biliyorum. ASMR etkisi arkadaşlar rahat olun.

Böyle bir huzur, bir uyku hali..

ASMR için çeşitli işitsel ve duyusal tetikleyiciler mevcut. Bu tetikleyiciler işitsel ( fısıldama, hışırdatma,kağıt sesi (sayfa çevirme) fısfıs, çekiç sesi, makas sesi vs.) veya görsel olabiliyor ( kumdan yapılan objeleri kesme, oyun hamurları patlatma gibi) . Özellikle Asya’da yemek yeme (kıtırdatma, şıpırdatma) şeklinde versiyonları da mevcut ama benim pek favorim değiller.

ASMR videoaları ve Youtube kanalları arasındaki rekabet gün geçtikçe artıyor. Gözlemlerime göre herkesin bir ASMR tarzı var. Benimkisi gecelerimin sultanı Maria. Kendisinin saç kesme videosuyla uyukuya dalmayı alışkanlık haline getirdim. Duyusal etkileşimde bulunan ASMR’ler için videoyu izlemek yerine kulaklığınızı takıp yatağa boylu boyunca uzanmanız gerekiyor. Etkisi bünyeden bünyeye değişiklik gösterse de ben, 20. dakikadan sonra fezaya doğru yolculuğuma başlamış oluyorum.

Başarılı olak adlandırılabilecek Türkçe ASMR videosuna ise pek denk gelmedim. ASMR için yabancı dil anlamınıza gerek yok. Önemli olan çıkarılan sesler.

Hatta IKEA bile yeni tanıtımını ASMR kullanarak yapmış.

Uyku problemimi çözen ve bir manada bağımlılık yapan bir kaç ASMR kanalını aşağıda paylaşıyorum:

https://www.youtube.com/channel/UCikebqFWoT3QC9axUbXCPYw

Umarım ASMR bir uzaylı komplosu değildir.

İyi uykular.

Blog ailemize sen de katıl! | Podcast| Slack | Facebook | Twitter | Instagram

--

--