Sen Hiç Yok Sayıldın Mı?

Hayatta Sindirmesi Zor Bazı Gerçekler Bölüm 2

Başak Gül
Türkçe Yayın
4 min readApr 22, 2024

--

Alev Neto

Herkese merhaba,

Yeni yazı serim “Hayatta Sindirmesi Zor Bazı Gerçekler” çok sevildi. Bende ara ara girip bu seriyi okurken buluyorum kendimi. Malum sindirmesi zor, kabul edemiyor insan bu gerçekleri. O yüzden arada bir kendimize hatırlatmamız gerekiyor. Bu konuda yazdıklarım kendi deneyimlerime dayanıyor, öncelikle bunu belirtmek isterim. İyi bir gözlemci ve dinleyici olarak başkalarının hayat hikayelerini de dinlemeyi çok seviyorum. Benimle paylaşılan tecrübelerden ders çıkarmaya çalışıyorum. Bu da bana yaşamadığım ama bir gün yaşarsam dediğim olay veya durumlarla nasıl başa çıkacağımı öğretiyor. Bu bölümde ikinci sindirilmesi zor gerçeğimiz, yok sayılmaktan bahsedeceğim.

Siz hiç yok sayıldınız mı?

Yeni bölüme başlamadan önce serinin ilk yazısını okumayanlar için paylaşıyorum:

Konuya önce yok saymak nedir ile başlamak istiyorum. Yok saymanın benim için anlamı “bir insanın varlığını değersizleştirmek”. Duygularınızın, düşüncelerinizin, görüşlerinizin, söylediklerinizin ve hatta davranışlarınızın karşı tarafta — olumlu ya da olumsuz — hiçbir etki yaratmaması, yani yok sayılması. Var olmak, kendi varlığının bilincinde olan insanın en büyük kaygısı. Dolayısıyla yok sayılmak bir insanın başına gelebilecek en zor şeylerden biri olabilir. O yüzdendir ki sindirmesi zordur.

Belki çalıştığımız yerlerde, okulda, bazen ailemiz tarafından, sevdiğimiz kişiler tarafından yok sayılabiliyoruz. İnsan bu gibi durumlarda varlığından şüphe edecek noktaya gelebiliyor. Evet çok can acıtan, baş etmesi zor bir durum. Ama bunu sindirmemiz gerekiyor çünkü bu ağır duygu durumu ile başa çıkamazsak öfkelenip istemediğimiz şeyler yapabilir, kendimizi olmaktan korktuğumuz kişi olarak bulabiliriz. Hiç beklemediğiniz bir anda yok sayılabilirsiniz ve bunun için yapabileceğiniz hiç bir şey yok. Bundan çıkarabileceğimiz dersi çıkarıp hayat yolumuza devam etmeliyiz. Ders ne peki? Sizi yok sayan biri size değer vermiyordur. Üzgünüm…

Alev Neto

Yok sayılmak 2 şekilde karşımıza çıkabilir:

  1. Çok samimi olmadığınız, değer atfetmediğiniz insanlar tarafından yok sayılmak. (Bu gibi bir durumu sindirmekte zorlanmayız.)
  2. Değer verdiğiniz, sevdiğiniz insanlar tarafından yok sayılmak. (Asıl acı veren işte budur.)

Çok samimi olmadığınız, değer atfetmediğiniz, size iyi gelmeyen insanlar tarafından yok sayılmak çok da baş etmesi zor bir durum değil. Bu maddeyi hemen hemen hepimiz yapmış olabiliriz. Kimseyi sevmek zorunda değiliz ama herkese saygı duymak zorundayız. Bazen karakterimize o kadar ters insanlarla aynı ortamlarda bulunmak zorunda kalıyoruz ki, işte bu gibi durumlarda yok sayabiliyoruz. Genelde karşı tarafında çok umrunda olmuyor. Bunu çok normal ve doğal buluyorum.

Ancak ikinci madde bir mobingdir, duygusal şiddettir, manipülasyondur. Bunu yapan kişinin bakış açıcı ile de yorumlayacağım ama önce yapılan taraf için konuşalım. Stefan Zweig, Satranç kitabında “…yeryüzünde hiçbir şey , yok sayılmak kadar ağır gelemez insana.” demiş. Ağır bir duygu. Hiç kimse yok sayılmak istemez. İyi bir iş yaptığında takdir edilmeyi ister. Duyulmayı, anlaşılmayı, gözetilmeyi ister. Bunun tam zıttı bir durumla karşılaştığındaysa öfkelenir. Sindiremez. İşte tam bu anlarda olaya geniş açıdan bakmak ve yorumlamak bu durumu sindirmenize yardımcı olabilir. Biliyorum çok zor… En azından denemeniz için ne yapılabiliri anlatmak istiyorum. Freud’un da dediği gibi “bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada kesinlikle ilgilendiği bir şey vardır.” Bu cümle benim yok sayılmaya bakış açımı değiştirmişti. Yok sayıldığımızda görülmediğimizi zannederiz. Oysa gerçek çok net görüldüğünüzdür. Sizi yok sayan kişi bunu bilinçli yapar. Arkadaşınız, aileniz, sevdiğiniz biri, size iyi ki varsın diyen biri şimdi varlığınızı yok saydığında afallamanız, öfkelenmeniz çok normal. Ama kimseyi kontrol edemezsiniz, bunu değiştirmezsiniz. İnsanları değiştirmeyeceğinizi öğrendiğinizde, yok sayılmayı da sindirebiliyorsunuz.

Şimdi bunu yapan tarafın bakış açısından bakmaya çalışalım… Sevdiğim birini yok saymak… Yok mümkün değil yapamam diyenlerden misiniz? Herkes sizin gibi düşünmüyor. Yok sayan kişi, konuşsa da anlaşılmayacağını düşünüyor olabilir, yorulmuş olabilir. Bunu dile getirmesi durumunda ortada bir sorun yok zaten. Asıl sorun bunu karşı taraf ile paylaşmaması. Açık iletişim kurmak, duygu ve düşüncelerimizi uygun ifade ile direk söylemek sağlıklı bir ilişkinin olmazsa olmazlarındandır. Yok sayan kişi bir ilişkinin temelini yıkar. Kişiyi yok saymak, küsmek, görmezden gelmek karşımızdakinin sevgisiz ve değersiz hissetmesine sebep olur. Sürekli tetikte olma ve karşıdakini memnun etme çabasına yöneltir. Buna sürekli maruz kalmak da, karşıdakini memnun etmek için yaşayan bireye dönüşmeye sebep olur. Yani bu bir duygusal istismardır. Şiddet sadece fiziksel olmaz hatırlatmak isterim…

Alev Neto

Sizi yok saymaları, var olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Sizinle konuşacak cesaretlerinin olmaması, sizin var olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Hayatınızda kimin olmasını istediğinize siz karar verin, başkası değil.

Bu bölümü yine çok sevdiğim bir şarkının sözleri ile kapatmak istiyorum: “Aslında bu kadar da kırılgan değildim, kendi yarattığım düşmanlara yenildim. Bir kayboldum sonra tékrar belirdim, masallardaki gibi… Bir varmışım, bir yokmuşum…”

Başak.

--

--

Başak Gül
Türkçe Yayın

Türkçe Yayın Editörü, Yetenek Avcısı 👩🏻‍💻 Yazdıklarım gerçek hikayelere dayanmaktadır.💌