Dur, Nefes Al, İyileş
Sıçrayış, Pema Chödrön
Açıklama: Kitap okurken cümlelerin altlarını çizer, küçük notlar alırım. Aradan zaman geçer. O kitabı okuduğumu bile hatırlamam bazen. Bunu önlemek için aldığım notları yazmaya başladım. Bu yazıda Sıçrayış kitabından notlarımı bulacaksınız.
- Gün içinde karşılaştığınız öfke, korku, kızgınlık gibi durumlara göre tepki veriyorsanız bunun nedeni, bu alışkanlığınızı uzun süre sürdürmüş olmanızdır. Ancak bundan kurtulmak tam şu anda burada mümkün.
- Anda ‘boşluk’ yaratmalısınız. Yaptığınız her neyse sadece durup, orada bir boşluk yaratmalısınız.
- Vietnamlı Zen ustası Thich Nhat Hanh bunu bir farkındalık uygulaması olarak öğretir. Manastırda ve inziva merkezlerinde, birisi belirli aralıklarla bir çana vurur ve bu sesi duyan herkes kısa bir süreliğine yaptığı işi bırakıp içine derin ve farkındalıklı bir nefes alır.
- Hayatın tam ortasında bazen sadece durun.
- Bunu sık hale getirmek için kendinize hatırlatıcılar koyun. Size durmayı hatırlatan bir sözcük, yüz, imge ya da sembol kullanabilirsiniz. “Telefon her çaldığında önce duraklayacağım. Derin bir nefes alacağım”, “Bilgisayarımı her açtığımda duraklayacağım,” veya “Buzdolabını her açtığımda, bir kuyrukta beklerken, ya da dişlerimi fırçalarken duraklayacağım.” gibi kurallarınız olsun. Bu anlarda birkaç saniyeliğine duraklayın ve üç kez bilinçli nefes alıp verin. Otomatikten çıkın bu anlarda. Şimdiki anda olun, duraklayın ve üç derin nefes alın.
- Ya da durakladığınızda, bir dakika boyunca size en yakın gelen sesleri dinleyin. Bir dakika boyunca da uzaktan gelen sesleri dinleyin. Sadece dikkatinizi vererek dinleyin. Duyduklarınız iyi ya da kötü sesler değildir. Sadece sestir. Bunu fark edin.
- Budist öğretilerine göre memnuniyetsizliğimizin kökeninde sadece kendimizle ilgilenme isteği ve şimdiki anda olma korkusu yatar.
- Budizme göre huzursuzluk hissetmemizin nedeni, her zaman ayaklarımızı yere sağlam basmaya çalışmamız ve bunun asla tam olarak işe yaramamasıdır. Doğru işi, doğru partneri, herhangi doğru bir şeyi bulursak hayatımızın pürüzsüzce ilerleyeceğini düşününürüz. Her zaman sabit bir referans noktası ararız ama böyle bir şey yoktur. Doğru bir sabit yoktur. Her şey geçicidir. Her şey her zaman değişim halindedir. Hiçbir şey tam anlamıyla olmasını istediğimiz gibi değildir. Ve hepimiz bunu reddetmeye programlanmışızdır. Belirsizliğe karşı toleransımız yoktur.
- Şimdiki andan kaçma refleksimize odaklanan bir öğreti vardır. Buna shenpa öğretisi denir. Shenpa, ‘kapılmak’ demektir. Bir şeye kapılmanın ve saplanıp kalmanın yarattığı histir.
- Shenpa günlük deneyimlerimizde şöyle karşımıza çıkar, birisi sert sözler söyler ve içinizde bir şeyler gerilir. Bir anda buna kapılırsınız. İçinizdeki gerilim hızla o kişiyi suçlamaya ya da kendinizi kötülemeye dönüşür. Konuşmanın veya eyleme geçmenin ya da takıntı yapmanın yarattığı zincirleme tepki hızla gerçekleşir. Belki de güçlü bağımlılıklarınız varsa huzursuzluk verici duyguları örtbas etmek için doğrudan bağımlılığınıza başvurursunuz. Son derece kişisel bir şeydir bu. Size söylenen şey sizi etkiler, sizi tetikler.
- En temel shenpa egonun kendisidir. Kimliğimize, olduğumuzu düşündüğümüz kişiye olan bağlılığımızdır. Düşüncelerimize, görüşlerimize, sahip olduğumuzu düşündüklerimize olan bağlılığımızdır. Örneğin birisi politik görüşlerinizi, görünüşünüzü ya da en yakın arkadaşınızı eleştirir. İşte shenpa oradadır şimdi. Dikkatimizi verirsek gelişini hissederiz, her zaman tanıdık bir tadı vardır. Kokusu da tanıdıktır.
- Shenpa’yı tepetaklak etmek, sertçe sarsmak için kullanılan kelime ise shenluk’tur. Başka bir deyişle ‘kancadan kurtulmak’ demektir.
- Genel olarak Budizm bizi sorun yaratan şeylere aşina olmamız ve bunları reddetmememiz için teşvik eder. Dolayısıyla mesaj şudur, shenpa’mızı açıkça görmemiz ve tam anlamıyla kabul etmemiz ve onu deneyimlememiz için cesaretlendiriliriz.
- Buradaki öğreti, huzursuzlukla, o gerginlik hissiyle, shenpa’nın kaşınma dürtüsüyle kalmayı, durmayı öğrenmektir.
- Durakladığımızda, bir boşluk oluşmasına izin verdiğimizde ve derin derin nefes aldığımızda sakinleştiğimizi fark ederiz. Birden yavaşlar, dışarı bakar ve dünyayı görürüz. Kasırganın ortasında ya da dönen bir tekerliğin sabit bir noktasında durmak gibidir bu his. Ruh halimiz sıkıntılı ya da neşeli olabilir. Dünya karmaşık gelebilir. Ya da karşımızdaki manzara okyanus, dağlar ya da masmavi bir gökyüzünde uçan kuşlar olabilir. Her durumda zihnimiz bir an için durgunlaşır ve deneyimlediğimiz bu duraklama ile ne bir şeye kapılırız ne de bir şeyden uzaklaşırız. Sadece dururuz.
- Bizi huzursuz eden duyguların enerjisiyle kalmayı öğrenmek ciddi bir pratik ister, bu olumsuz duyguların zehrini bilgeliğe dönüştürmekle ilgili bir pratiktir ve simyacılığa benzer. Altına dönüştürmek istediğiniz metal yok olmaz, aksine o orada olduğundan altın oluşur. Bu durumu en iyi anlatan Tibetliler tarafından sık sık kullanılan bir benzetme, kuyruğundaki tüylerin canlı ve parlak olması için zehir yiyen tavus kuşudur.
- Bu dönüşüm pratiği, bir şeyler sizi tetiklediğinde, bunun farkında olmak ve bunu kabul etmek ile başlar. Üç adımdan oluşur;
- Birinci adım: Bir şeye saplanıp kaldığınızı kabullenmek.
- İkinci adım: Duraklamak, bilinçli olarak üç nefes almak ve buna odaklanmak. Enerjiyle kalmak. Bunu tam anlamıyla deneyimlemek. Tadını duyumsamak. Dokunmak. Kokusunu hissetmek. Bu konuda merak duymak. Bedeninizde hangi hissi uyandırıyor? Hangi düşünceleri doğuruyor? Kaşıntı hissiyle Shenpa’nın uyandırdığı yoğun arzuyla mümkün olduğunca yaklaşın ve nefes alıp vermeye devam edin. Shenpa’nın kuvvetiyle baştan çıkmayın. Konuşmayın ya da eyleme geçmeyin, sadece enerjiyi hissedin. Kendi enerjinizle hayatın gelgitiyle bütünleşin. Enerjiyi reddetmek yerine onu kabul edin.
- Üçüncü adım: Sonrasında rahatlayın ve hayatınıza devam edin. Bu olay, bir dayanıklılık sınavıdır, kazanacağınız ya da kaybedeceğiniz bir yarış değildir.
- Howard Cutler, Mutluluk Sanatı adlı kitabında Dalai Lama’ya hayatında hiç kötü hissettiği, sonradan pişmanlık duyduğu bir şey yaptı mı diye sorar. Dalai Lama ‘Evet’ der. Bir gün, ileri seviye Budist uygulaması hakkında soru soran bir keşiş gelmiştir. Dalai Lama kendisine bu uygulamanın zor olacağını, daha genç birisi tarafından yapılmasının daha uygun olacağını anlatır. Sonradan keşişin bu uygulamayı daha iyi yapabilmek amacıyla daha genç bir bedende yeniden doğmak için kendisini öldürdüğünü duyar.
- Cutler hayretler içinde kalır. Dalai Lama’ya bu pişmanlıkla nasıl başa çıktığını sorar. Ayrıca bu histen nasıl kurtulduğunu da merak eder. Dalai Lama uzun süre düşünür cevabı. “Bu histen kurtulmam söz konusu değil. Hala orada” der. “Pişmanlık hissi hala orada olmasına rağmen beni aşağı çekmiyor, bana bir ağırlık vermiyor.”
- Dalai Lama hayatı üzüntü ya da pişmanlık yaşamadan geçirmiyor. O, bu duyguları bizim ‘suçluluk’ dediğimiz şeye ya da bizi aşağı çeken ve güçsüz bırakan utanca dönüştürmüyor.
- Bir şeye saplanıp kaldığımızda öykümüze kendimizi o kadar kaptırırız ki bakış açımızı kaybederiz. Evimizde, iş yerimizde, herhangi bir yerde yaşanan acı ve zorlayıcı bir olayda, bakış açımız genellikle çok dar hatta mikroskobik olur. Otomatik olarak içimize dönme alışkanlığına sahibizdir. Gökyüzüne bakmak ya da hayatın akıcı enerjisine uymak için birkaç saniye ayırmak, bize daha geniş bir bakış açısı kazandırabilir. Evrenin uçsuz bucaksız olduğunu, uzayda minicik bir nokta kadar yer kapladığımızı, sonsuzluğu anlarız. İçinde bulunduğumuz kötü durumun zaman içinde sadece bir an olduğunu ve alışkanlık haline gelmiş eski tepkilerimizi güçlendirmek ve özgür olmak arasında bir seçim hakkımız olduğunu anlayabiliriz. Olan biteni olduğu gibi kabullenmek, gezegene daha fazla saldırganlık ve atmosfere daha fazla kirlilik katmaktan daha önemlidir.
Leo Tolstoy’un Anna Karenina’sının ilk cümlesi şöyledir; “Mutlu aileler birbirlerine benzer. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”
Ama bizim öykülerimiz ve nedenlerimiz farklı olsa da, deneyimimiz hep aynıdır. Her birimiz için üzüntünün tadı aynıdır, her birimiz için öfkenin ve kıskançlığın tadı aynıdır. Minnet ve iyiliğin de öyle.
Doğru olanı yapmak elimizde.
Namaste.
*Detaylı okuma için, Pema Chödrön-Sıçrayış.