Zor Zamanlar Bize Neler Öğretiyor?
İnsanın kıymetini meydana çıkaran uğradığı zorluklardır. A. Thiers
Şu an yaşadığınız hayattan ne kadar memnunsunuz? Memnun olmadığınız şeyler acaba bir başkasının hayali olabilir mi? Değiştirmek istediğiniz şeyleri değiştirebilecek motivasyonunuz var mı yoksa sadece temenni ederek zorlukların geçmesini mi bekliyorsunuz? Ve en önemlisi, her zorluğun neden kapınızı çaldığını gerçekten biliyor musunuz?
Bu yazımda “zorluk” temasını ele almak istedim çünkü gün geçtikçe etrafımdaki çoğu kişiden hayatın zorluğu ile ilgili sitem dolu cümleler duymaya başladım ve bu durum maalesef giderek artmaya devam ediyor. Yani genel olarak memnuniyet duygumuzu kaybetmiş ve ne aradığını bilmeyen başı boş varlıklara doğru dönüşmeye başladık. Tüm bu olumsuz dönüşümlerin ardında ise “ zorluklara” karşı direncimizin artık eskisi gibi sağlam bir noktada olmaması var.
Hayatı ne kadar çok kolaylaştırmaya çalışsak da aslında daha da zorlaştırıyoruz farkında olmadan. Teknolojik gelişmeler ışığında artık birçok şeyi daha kolay bir şekilde elde ediyor, çok çabuk tüketiyor, çok çabuk sıkılıyoruz ve çok hızlı bir şekilde değişim peşine düşüyoruz. Bize olumlu gelen gelişmelerin çoğu maalesef bünyemize ve yaradılışımıza uymayan bir yapıda ilerliyor. Hazır gıdalardan tutun da hayatımızı kontrol altına alan ekranlara kadar birçok şey aslında bize fayda sağlamaktan çok zarar veriyor. Ancak artık bu gelişmelerle o kadar çok iç içe yaşar olduk ki bunlardan kopmamız veya hayatımızdan tümüyle atmamız mümkün değil.
Diğer yandan bu gidişatın psikolojik ve sosyolojik boyutuna baktığımda maalesef geçmişe olan özlemim kat kat artıyor. Çünkü eskiden insanların her türlü zorluğa rağmen hayattan nasıl keyif aldıklarını dinlediğimde, şu an onca imkana ve kolaylığa rağmen neden mutlu ve huzurlu olamadığımızı daha çok sorguluyorum.
Bu sorgulamalar beni unuttuğum ama kendime sık sık hatırlatmam gereken bir gerçekle tekrardan yüzleştirmiş oldu: “Hayat dediğimiz yolculuk, bize sonsuz bir mutluluğu ve zahmetsiz bir yol vadetmedi.” Bizler öyle bir illüzyona kapıldık ki, istediğimiz her şeyi elde edebileceğimizi, mutsuzluk gibi bir deneyimi asla yaşamamamız gerektiğini, her şeye kolay yoldan erişebileceğimizi ve zahmetsizce hayatımızı yaşayıp gideceğimizi düşünecek kadar ileri gittik. O yüzdendir ki depresyon, stres, yalnızlık ve tükenmişlik gibi konularda psikolojik destek ihtiyacı dramatik bir şekilde arttı.
Ancak önce şunu kabul etmemiz lazım; hayat bir imtihan ve zorlu bir yolculuk serüvenidir. Aksini beklemek, boş bir beklentiden öteye gitmeyecek ama bakış açımızı geliştirebilirsek her zorluğun bize öğreteceği önemli şeyler de var.
O zaman gelin birlikte zor zamanlar bize neler öğretebilir, o zorluklardan nasıl daha güçlü çıkabiliriz bir bakalım…
1. Hiçbir zorluk boşuna kapımızı çalmaz
Tesadüflere inanır mısınız bilmiyorum ama şahsen her şeyin bir plan dahilinde olduğuna inandığım için her sonucun da bir sebebe bağlandığını ve o sebebin de boş yere bizi bulmadığını düşünürüm.
Eğer kapımız boş yere çalınmıyorsa, o zaman “neden” çalındığına biraz kulak vermek lazım.
Bazen zorluklar gücümüzü sınamak için kapımızı çalar, bazen özümüzü keşfetmemiz için çalar, bazen hakikatı daha net görmemiz için, bazen iyi ve kötüyü ayırt etmemiz için, bazen bir sonraki fırsata hazırlanabilmemiz için, bazen de şükretmeyi ve bu dünyayı başıboş savrulmak için gönderilmediğimizi hatırlamak için kapımızı çalar.
Zorluklar karşısında isyan edip şikayet etmek yerine neden böylesi bir zorlukla sınandığımızı anlamaya çalışmamız lazım.
Unutmayın ki, çok zenginseniz bir gün fakirlikle; çok dürüstseniz bir gün yalancılıkla, çok mütevazıysanız bir gün gururunuzla, çok sadıksanız eğer bir gün sadakatsizlikle sınanırsınız. Her neye sahipseniz bir gün tam zıttıyla sınırsınız ki hakiki duruşunuz ortaya çıkabilsin.
O yüzden zorluktan bir an önce kurtulmak yerine ayağınıza kadar gelen bu tür öğretileri anlamaya ve daha da güçlenerek yola devam etmek için özümsemeye çalışın.
2. Zor zamanlar bizi olgunlaştır
Sürekli mutlu ve rahatlık içinde olsaydık acaba kendimizi geliştirme ve öğrenme çabası içinde olur muyduk? Büyük ihtimalle “hayır.”
Hayatta rahatsız olduğumuz ölçüde, çözüme katkı sağlamak ve çözüme kavuşmak isteriz.
Düşünsenize, yattığınız rahat çok rahatsız olsa ve canınızı acıtsa onun üzerinde bir ömür yatar mıydınız? O rahatsızlığı gidermek için aklınıza direkt çözüm yolları gelmeye başlar. Veya mutsuz olduğunuz bir işte kalmak için mi hayal kurardınız yoksa kendinizi değerli ve huzurlu hissedeceğiniz bir işin mi hayalini kurardınız?
Unutmamak lazım ki tüm mücadelerin ve başarıların ardında bir zorluk vardır çünkü insanoğlu olarak her zaman rahat ve kolay olanı arar ve onu bulmaya çalışırız. Yaşadığımız evden tutun da devletlerin var olma çabalarına kadar birçok alanda zorluklar bizi bir şeyler yapmaya iter. İtildiğimiz yolda ise öğrenmeye ve gelişmeye başlarız.
Zor zamanlar, hayatın bize eşlik eden değerli birer öğretmeni gibidir. Evet, zorluklar karşısında canımız acıyabilir, kalbimiz kırılabilir, pes etme noktasına gelebiliriz ama o sürecin sonunda güçleneceğimize de inanmamız lazım.
O yüzden, gelişim ve daha ileri atılabilmek için zor zamanların bize sunduğu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım.
3. Her zorluğun ardında bir kolaylık vardır
Zor zamanlarda güçlü durabilmek ve sarsılsak da ayakta durabilmek gerçekten bazen zor olabiliyor, hatta çoğu zaman epey zor olabiliyor.
İnsan ancak umudu olduğunda yaşamaya devam eder ve ayakta durmak için kendini motive eder, umut yoksa mücadele de yoktur.
Zor zamanalarda kendimize hatırlatmamız gereken en önemli şey “ hiçbir zorluğun ve hiçbir üzüntünün sonsuza kadar sürmeyeceğidir.” Her zorluk bir gün geçer ve ardından hiç ummadığımız kolaylıklar ve güzellikler kapımızı çalar.
Evet, o anlarda buna inanmak epey güç oluyor çünkü zihnimiz kapkara bir kutu gibi tünelin sonundaki ışığı görmemizi engelliyor. Ancak her yolun bir başlangıcı olduğu gibi bir sonu da var. O sona yaklaşıp, yeni başlangıçlara kucak açabilmek için zorlukların gelip geçici olduğuna da inanmamız lazım.
O yüzden, zorluk varsa ardında bir kolaylık da vardır. Her mücadele bir gün meyvesini verecektir.
4. Zor zamanlar iyi birer filtredir.
Güzel ve iyi günlerimizde etrafımızın kalabalık olmasına alışık olabiliriz çünkü her şey iyi ve güzelken insanların gerçek kişiliklerini görmemiz pek mümkün değildir.
Hayat bir yolculuk ise bu yolculuğun bize sunduğu duraklar vardır. Bu duraklarda bazen yolculuğumuza eşlik etmek yeni yolcular dahil, bazense görevini tamamlamış yolcular duraklarda inerek ardımızda kalırlar.
İşte bu duraklarda kimin ineceğine, kimin bizimle devam edeceğine genelde zor zamanlar karar verir. Yollar düzgün olduğu sürece herkes yolculuğundan memnun bir şekilde bizimle yol alabilir ama ne zaman ki yollardaki engebeler artar ve konfor azalır işte o zaman şöförlüğünü sizin yaptığınız bu yolcukta eksilmeler artmaya başlar.
Zor zamanlarımızda yanımızda birilerini görmek, o zorlukları birlikte aşmak artık gün geçtikçe ender bulunan bir erdeme dönüşmeye başladı. Ama yine de zorluklar ve zor zamanlar sayesinde gerçek dostlarımızı keşfetmeye ve tabularımızı yıkmaya başlarız. Çünkü en çok gitmez dediğiniz insanlar sizi en zor anlarınızda bırakıp gider. Böylelikle büyük konuşmamayı ve tabularınızın yıkılabileceğini de öğrenmiş olursunuz.
O yüzden, zor zamanlarınızı hayatınızdaki insanların karakterlerini anlamak ve yola kimlerle devam edeceğinizi anlamak için birer filtre gibi kullanmaya çalışın.
Yazardan son notlar…
- Hayat bir imtihandır, imtihandaki zor sorulara verdiğiniz cevaplar oranında başarılısınızdır.
- Zahmet olmadan rahmeti beklemek, boş bir beklentiden öteye gitmeyecektir.
- Şikayet etmek, sızlanmak ve isyan etmek yerine zorlukların üstünden gelebilecek güçte olduğumuzu anlayıp, çözüme doğru adım atmamız lazım.
- Hiçbir zorluk boşuna kapımızı çalmaz çünkü Allah gerçekten dağına göre kar verir. İçimizdeki gücü keşfetmek gerek.
- Ve en önemlisi zorluklar en büyük öğretmenlerdir, onları iyi dinlemeli ve bizi daha öteye götürecek dersler çıkarmalıyız.
Sağlıcakla kalın,
Fatih Saruhan
