‘Seçme ve Yerleştirme’nin ‘Eşleşme’ ye Dönüşümü
Yazılımcı odaklı insan kaynakları süreçlerindeki gelişim noktaları
“Bu İşin Doğası Böyle”
Bir girişimcinin duyabileceği en kısıtlayıcı ve heves kıran cümlelerden biri.
Değiştirmek isteyen biri çıkmamasından ya da değişime direnç gösteren bir ortamdan ötürü yıllardır aynı şekilde süregelmiş, sorgulanmayan bir yöntemi veya eylemi “bu işin doğası böyle” diyerek haklı göstermek, gelişimi engelleyen en karşılıksız bahanelerden biri maalesef.
2019 Ağustos ayında bir manifesto olarak neden TalentGrid’i kurduğumu anlattığım yazıda, sektör ve süreçlerle ilgili gördüğüm bazı problemlerden bahsetmiştim. Karşıma çıkan yeni problemlerden birisi de, “işin doğası”.
Özellikle de IK danışmanlığındaki geleneksel yaklaşım bazı konuların sektörde o kadar yerleşmesine sebep olmuş ki, hem şirketler, hem de yazılımcılar bunları gerçekten işin doğası olarak görmeye başlamış durumda.
Halbuki değişim, önce problemi kabul ederek başlar. Problemi olağan bir durum olarak görmek, tüm gelişimi daha ilk adımda kısıtlar.
Geleneksel İK Danışmanlığındaki Taraflı Yaklaşım
TalentGrid’le sektörün içine girdikçe, süreç ve yaklaşımların ne kadar taraflı olduğunu farkettim. Tüm sistem şirketlere yönelik. Her şey, öncelikli olarak şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş.
Örneğin sektörün tamamını domine eden ‘seçme ve yerleştirme’ kelimesi bile şirket için yapılan yerleştirmeye vurgu yapıyor. Görüşülen kişilerin hepsi birer ‘aday’. Pozisyonu almak için şirketin kapısında sıra sıra bekleyen yazılımcılardan oluşan bir düzen olduğuna inanan, inandırılan bir sistem.
Gerçekten de geleneksel danışmanlık şirketlerinin işleyişini düşündüğümüzde, hepsinde benzer bir yapı var: Pozisyon için şirkete onlarca CV yollayıp, şirketin beğendikleriyle süreci ilerletmek.
Parayı ödeyen tarafın şirketler olduğunu düşündüğümüzde bu mantık bir noktaya kadar işe yarayabilir. Fakat yeni dönemde yazılımcılar ve şirketler arasındaki arz talep dengesinin değişmesi ile beraber -tabiri caizse- kartlar yeniden dağıtılıyor.
Artık iyi yazılımcıya ulaşmak şirketler için bir yarış. Daha önceki yazıda da bahsettiğim gibi, ilan açıp yazılımcıların ilana başvurmasını beklemek tamamen boşa kürek çekmek. Ya da mevcut sistemdeki İK danışmanlarının onlarca yazılımcıdan oluşan listeler atıp, şirketin seçim yapmasını beklemesi, yazılımcılara haksızlık.
Evi Satan Parayı Alır
Tüm bu süregelen yaklaşımlar arasındaki en kötülerden birisi de, şirketlerin aynı pozisyon için birden fazla İK danışmanlığıyla anlaşması.
Bu tam anlamıyla evi birden fazla emlakçıya verip, birbirleriyle yarıştıran ev sahibi mantığı.
İki farklı danışmanlık firmasının, aynı kişiye, aynı pozisyon için ulaşmasının, her iki şirketin repütasyonu için de felaket bi durum yaratması bir yana, sürecin de ne kadar verimsiz olduğunu göremeyerek bunu “işin doğası” olarak normalleştirmek, beni epey şaşırtan bir durum oldu.
TalentGrid ile Biz Nasıl Yapıyoruz?
Daha önce de bir çok kez vurguladığım gibi, biz TalentGrid olarak yazılımcıyı önceliklendiren bir topluluğuz.
Biz ‘seçme ve yerleştirme’ yapmıyoruz, ‘eşleşme’ yapıyoruz.
Yapmaya başladığımız şey, yazılımcıların beklentileri ile teknoloji şirketlerinin ihtiyaçlarını eşleştirmek. Yani şirketlerin ihtiyacını anlamak ve karşılamak kadar, yazılımcıların kriter ve beklentilerini de anlayıp, iki tarafı birbiriyle eşleştirerek bir araya getirmek.
Geliştirdiğimiz ürünümüz ve ekibimizdeki Talent Partner’larımız bu iki tarafı doğru bir şekilde eşleştirmekten sorumlu. Bu sebeple yazılımcıların çalışmak istediği şirkete dair kriterleri, bizim için çok önemli.
Beraber çalıştığımız şirketlere onlarca CV yollamak yerine, kriterleriyle eşleşen yazılımcıları tanıtıyoruz.
Bir şirket, ihtiyacı olan bir yazılımcı pozisyonu için TalentGrid’e ulaştığında, öncelikle şirketle ve pozisyonla ilgili detayları öğreniyor, sonra da komünitemizden bu detaylara uygun filtrelemeler yaparak, yetenek ve kriterleri eşleşebilecek yazılımcıları, uygulamamız üzerinden eşleştiriyoruz.
Yazılımcıyı bilgiye boğmadan, pozisyonun onunla neden eşleştiğini çok kısa belirterek, “Evet” veya “Pas” gibi çok basit ve kolay yanıtlarla düşüncesini iletebileceği bir içerikle pozisyonu ona sunuyoruz.
Diyelim ki yazılımcının ilgisini çekti, ona detaylı bilgiler ilettik, kendisiyle telefonda tanıştık, sorularını cevapladık, beklentilerini daha detaylı anladık. Yazılımcının gerçekten de pozisyona çok uygun olduğunu karşılıklı netleştirdik.
Bu noktadan sonra yazılımcı onay verirse, TalentGrid profilini ve beklentilerini şirketle paylaşıp, tanışmalarını sağlıyoruz.
Yani iki tarafı da iyice tanıyıp, doğru bir eşleşme yakalamayı amaçlıyoruz.
Her şey Değişebilir, Gelişebilir
“Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan… Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan. — Charles R. Darwin
Bu saydıklarım sektörle ilgili değişmesi gereken yalnızca bir kaç şeyden biri. Bunların tümünü çözdüğümüzü iddia etmiyorum elbette ki, daha çok yolumuz var bunun için.
Fakat doğanın kendisi bile değişmeyi başarırken, biz “bu işin doğası böyle” diyerek bazı şeylerin önünü kesmeyi acilen bırakmalıyız.
