4 Yıllık Bir Mimarın Mimar Adaylarına Anlatacakları

Nejat Çankaya
Tasarım | Mimarlık
4 min readJan 24, 2023

Evet. Yeni mezun olduğum 2019 yılı dün gibi aklımda. Üniversitenin nihayet bittiği o yıl. Önümde beni nelerin beklediğinden habersiz, kendi yolunu çizmeye çalışan, henüz mimar olduğuna tam olarak inanamayan bir bireyim. Sevdiğim bir hocamın bitirme projesini tamamladıktan sonra elimi sıkıp aramıza hoş geldin demesi kulaklarımda hala. Evet, artık yeni maceralara hazırım. Özgürüm.

17 yıllık eğitim hayatımdan sonra ilk defa, birileri benim için bir yol çizmeyecek. Bu sefer, bütün gidişatlarımı ben belirleyeceğim. Bütün planları ben yapacağım. Tabii, özgürlüğün de büyük sorumlulukları var.

Eğer ailenizden gelen bir varlığınız yoksa, yani yolunuz sizin için kolaylaştırılmadıysa, tam olarak özgür sayılmazsınız, yine de bir maceraya atılacağınız kesin. Artık hayatta kalmanız için çalışmanız gerekiyor. İşte gerçek hayat şimdi başlıyor. Dünyanın dönen çarklarını eğitim hayatınız boyunca uzaktan izliyordunuz. Şimdi ise o çarklardan biri olacaksınız. Gerçek hayatın düzenini öğreneceksiniz. Bakalım mutlu bir hayatınız, düzeniniz olacak mı? Hedeflerinize ulaşabilecek misiniz?

Benim babam bir müteahhit değildi, miras kalan herhangi bir malımız veya birikimimiz yoktu. Mimar bir yakınımız, veya inşaatla uğraşan akrabalarımız yoktu. Yani hayatım tamamen benim ellerimdeydi. Çok çalışmam gerektiğini anlamam uzun sürmedi bu yüzden. Şimdi ise, henüz 4 yıllık bir mimar olmama rağmen, henüz hedeflerime ulaştığımı düşünmememe rağmen, doğru bir yolda olduğumu düşünüyorum. Bakalım neler yapmışım.

Öncelikle ilk yaptığım, bir mimarlık ofisinde işe girmek oldu. Bu ofiste hem teknik çizimlerle ilgileniyordum, hem de gerektiğinde 3 boyutlu modelleme, tasarım ve görselleştirme işlerini yapıyordum. İş bulabilmemdeki en büyük avantajım üniversitedeyken çok çalışıp birçok programı öğrenmiş olmamdan kaynaklıydı. Çünkü ilk senelerde siz başkasına iş yaptırmayacaksınız, işi siz yapacaksınız. O yüzden program bilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum ve eğer disiplinli ve sorumluluk sahibi iseniz, işverenleriniz sizi kolay kolay bırakmaz. Maaş konusuna gelirsek, maalesef çok düşük ücretlerle başlıyorsunuz. Her ilde üniversitenin olması ve üniversiteye girmenin kolaylığından dolayı mesleklerin değerinin azalması sorunundan mimarlık fakültesi ve mimarlık mezunları da nasibini aldı diyebilirim. İşverenin verdiği maaşı beğenmezseniz onun da çok umrunda olmuyor, sırada bekleyen yeni mezun mimarları kolaylıkla işe alabiliyor. Siz de o beğenmediğiniz maaşı reddedip bir süre işsizliğinizle kalakalıyorsunuz. O yüzden rekabetin fazlaca olduğu bir sektör mimarlık. Mesleğinizde iyi olmak zorundasınız.

Bir süre aynı yerde çalıştıktan sonra, pandeminin gelmesiyle uzaktan çalışmaya başladım. Pandemi başladıktan sonra da bir daha ofise geri dönüş yapmadım. Uzaktan çalışmaya devam ettim. Sonrasında farkettim ki evden çalıştığımda baya bir boş zamanım oluyor. Benim için mimarlığın avantajlarından biri, belirli mesai saatlerinin olmaması, işverene işi belirlenen zamanda teslim ettiğim sürece, ister sabah ister gece çalışayım farketmiyordu. Daha sonra bu boş zamanlarımı değerlendirmenin yollarını aradım. Hayalim ileride kendi ofisimi açmak olduğu için, kısa sürelerde olabildiğince çok tecrübe kazanmaya odaklandım. Yaşadığım çevrede hangi mimarlar var, hangi tür işleri yapıyorlar öğrenmek istedim ve çevremdeki bütün mimarlarla tanıştım. Hepsiyle ayrı ayrı tanıştıktan sonra işlerinde yardımcı olabileceğimi söyledim. Hepsine de belirli ücretlerde projeler yaptım. Kimi düşük ücretler söylüyordu, kimisi ise orta halli. Kimisi yaptığı işin kalitesine önem veriyordu, kimisi de projenin tasarım kaygısı olmadan olabildiğince hızlı bitmesine. Bu arada işin tanımı mimarların yeni mezun mimarlara proje çizdirmesi. Çoğu belirli bir yaşı geçtiği için bilgisayardan çizim yapamıyor. Dolayısıyla ya teknikerlere ya da yeni mezun mimarlara outsourcing dediğimiz dışarıdan iş yaptırma ile projelerini tamamlıyorlardı. İmzayı onlar atıyordu.

Birçok mimarla çalıştıktan sonra, hepsinin nasıl işlerini yürüttüğünü görüyorsunuz ve ileride ofis açacaksanız neleri yapmanız ve neleri yapmamanız gerektiğini anlıyorsunuz. Böylece ofisinizi açtığınızda yeni maceranıza en az 3–0 ileride başlıyorsunuz. Ayrıca mimarlardan oluşan bir çevreniz de olmuş oluyor. Emin olun ki ofisiniz olduğunda bile önceden çalıştığınız mimarlara olumlu bir etki bırakmış iseniz size iş paslayacak, müşterilerle tanıştıracak kişiler yine onlar olacak. Ofis açmadan önce bu şekilde birçok mimar tanımak ve onlara işlerinde belirli ücretler karşılığında yardımcı olmak, size düzenli gelir sağlayacaktır. En azından benim için öyle oldu.

Mimarlık okuyanlara ve daha yeni mezun olmuş mimarlara tavsiyem ise teknik çizim yapmanın yanında 3 boyutlu modelleme ve görselleştirme programlarını kesinlikle öğrenmeleri yönünde. Şu anki gelirimin en az yüzde 40'ı 3 boyutlu modelleme ve görselleştirme işlerinden oluşuyor. Neredeyse her projede de bu tarz işlere ihtiyaç oluyor. Kısa sürede ek gelir sağlaması yönünde çok önemli bir kabiliyet olduğunu düşünüyorum. Ayrıca çevremdeki mimarlık ofisleride 3 boyutlu görseller ve 3 boyutlu yazıcıdan ölçekli maketler genellikle yapılmadığı için, işverenlerim için bunları yaptığımda müşterilerin sizinle ve projeyle olan deneyimleri ciddi derecede pozitif oluyor. Hem size iş paslayan mimarların, hem de o mimarların müşterilerinin gözünde de farklı bir mimar oluyorsunuz.

Son 1 senedir ise, düzenli olarak 3 adet işverenle çalışıyorum. 3'e düşürmemin sebebi ise 3 işverenimin de işlerinde kaliteyi öncelemesi, ücretleri zamanında ödemeleri ve yaptığım işlere saygı duymaları. Zaten daha fazla iş yapmak için de zamanım kalmıyor. Aslında kalıyor ama, o zamanı da düzenli spora ve hobilerime harcamayı tercih ediyorum. Denge çok önemli.

Yani demem o ki, tek bir yerde takılı kalırsanız, sizi kimse tanıyamaz. Çevre yapamazsınız. Seçilen değil, seçen olun. Tek bir yere bağlı kalırsanız, geliriniz de tek bir yere bağlı olur. Bu da hayatımızı güvenli bir şekilde devam ettirmemiz için tercih ettiğimiz bir durum değil.

Bazı arkadaşlarım mezun olur olmaz ofislerini açtı. Bunu çok cesur bir hamle olarak görüyorum. Ben biraz daha kendimi garantiye alıp yeterli bilgi birikimine ve tecrübeye ulaştıktan sonra ofis açmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü 4 yıl boyunca işlerini yaptığım birçok mimardan sayısız tecrübeler edindim. Onlar sizin yürüyeceğiniz yolu uzun bir süre önce yürümüşler zaten, bundan dolayı proje süreçlerini hem daha az stresli hem de daha kolay bir şekilde onlardan öğreniyorsunuz. Hem hara kazanıp hem de mesleğiniz için bir sürü meslektaşınızdan danışmanlık almak gibi. Daha ne olsun. Ofisinizi açtığınızda da zaten yabancı olmadığınız süreçlerden geçeceğiniz için, her şey daha hızlı ve sağlam ilerleyecek.

Mesleğinizi seviyorsanız, kurtuluşu başka yönlerde aramayın. Mesleğinizde, mimarlıkta gelişmeye bakın. Çünkü mimarlıkta kazanacağınız astronomik sayılar olmasa da, büyük bir zenginlik peşinde değilseniz, size fazlasıyla yetecektir. İşinizi iyi yaptığınızda geliriniz de iyi oluyor. Ayrıca her projede bir eser ortaya koyduğunuzu da unutmayın. Bunun tadını her meslekte alamazsınız. Değerini, kıymetini bilin. :)

--

--

Tasarım | Mimarlık
Tasarım | Mimarlık

Published in Tasarım | Mimarlık

Mimarlık & Tasarım & Üretim & Verimli ve Sürdürülebilir Çalışma Yöntemleri

Nejat Çankaya
Nejat Çankaya

Written by Nejat Çankaya

I am an architect whose special interests are Architectural Design, Psychology and Self Awareness. Mostly I am publishing architectural articles.