Tasarım Yaparken Hiç Genious Loci Mitinden Yola Çıktınız mı?

Nejat Çankaya
Tasarım | Mimarlık
3 min readSep 4, 2019
Balat semti, İstanbul. Yıllar boyunca Balat, insanıyla, mimarisiyle, yaşayış biçimiyle kendine has özellikleri korumuştur.

Eski Roma döneminde ortaya çıkan bu mit; yerin koruyucu ruhu, şimdiki zamanda ise daha çok o yerin bizde oluşturduğu genellikle tam kelime karşılığını veremediğimiz hisleri tanımlıyor.

Son zamanlarda birçok makaleye konu olan genius loci terimi yazarları tarafından çok farklı şekillerde yorumlanmıştır. Biz tasarımcılar ise bu konuya daha çok ilham verici olarak bakıyoruz.

Üniversitede meslek öğrenimimiz sırasında katıldığımız “Beyond Makers” atölyesi. Yaptığımız eskiz, Balat’ın günlük atmosferini yansıtıyor.

“Genious loci” terimiyle okuduğumuz okulun 3.sınıfında tanıştık. Projelerimize başlarken sık sık ürettiğimiz analizler ve mimari problemlere çözüm üretmeye çalışırken bir türlü istediğimiz etkiyi ve tutarlılığı yakalayamıyorduk. Çünkü araziye, yere bütüncül bakamıyorduk.

Bir yeri yer yapan sadece yer düzlemi ve duvar elemanları değildir. Yerin içinde insan faktörünün oluşturduğu eylemler, rutinler, duygular ve etkiler vardır. Tabiki bunları sadece insan faktörü oluşturmaz fakat altını çizdiğimiz kısım bütün bu faktörlerin bir kompozisyon oluşturması.

Bizim için Genious Loci’nin her zaman yer ile bağlantısı olması gerektiği doğru değildir. Bazen bulunduğu yerden çok, mimari; ilham aldığı fikirle, fonksiyonuyla ve formuyla açığa çıkar. Sağda Melbourne Tasarım Okulu’nun Atmosferini (Genious Loci’sini) neyin oluşturduğu hakkında soyut bir diagram görüyorsunuz. 3.sınıf 1.dönem projemizin temelleri bu konu üzerinden atılmıştı.
Form potansiyelini keşfederek Melbourne Tasarım Okulundaki Genious Loci’yi oluşturma çalışmalarımız.
Projemizin Final halini gösteren son görseller.
310 projemizin final maketi.

Bizde kendi projelerimizde etkilendiğimiz yerleri analiz ederek oradaki etkileri bulabilmek için faktörleri parçalara ayırdık. Bir nevi yerin, ters mühendislikle içine baktık. Böylece oradaki faktörleri, ürettiğimiz mimari problemlere çözüm ararken kullanıp, o yerin bir parçası olarak tekrar araziye koyuyoruz. Böylece yerin özüne, kimliğine, etkisine saygı duyarak tasarlamış oluyoruz.

“Mezuniyet projesindeki yaptığım subjektif analizlerle, araziye, fonksiyonlara ve günlük yaşantıya bakıp bağlamını kavradığım, sonrasında ise kendi projemde bana verilen araziye aynı bağlamı aktarıp, eğimli araziyi kotlayıp, iyileştirdiğim önerim.” -Nejat Çankaya
Mezuniyet projesinin ana görseli.

Bunlar tabikide bizim mimarlığa dair naif yorumlarımızdan. Biraz fikirlerle, biraz görsellerle elimizden geldiği kadar beyin fırtınası yaptırmaya çalışıyoruz.

Günümüzde gelişen teknolojiyle, ülkeler, şehirler, ilçeler, mahalleler hatta sokaklar değişiyor. Peki özümüzü oluşturan kimliğimizden ödün vermeden değiştirmek mümkün mü?

--

--

Nejat Çankaya
Tasarım | Mimarlık

I am an architect whose special interests are Architectural Design, Psychology and Self Awareness. Mostly I am publishing architectural articles.