Yakın Zamanda Bitirdiğimiz Projemiz: AS EVİ
İşverenim ve ailesi ile birebir iletişim kurduğum, kendi adıma yaptığım ilk sağlıklı, verimli mimari projem.
Öncelikle, bu yazı mimarlar, mimarlık öğrencileri ve mimarlığa ilgi duyan herkes için yazılmıştır.
Evet. Boş vakitlerimde Medium’da Kişisel Gelişim ve Psikoloji konu başlıkları altında yazılar yazmam dışında, benim mesleğim mimarlık. Bu pratiği de neredeyse her gün belirli vakitlerde severek sürdürüyorum. Bu yazımda sizlere çok güzel bir göl manzarasına sahip bir yapının tadilat projesi sürecinden, pandemi döneminde işverenim ve ailesi ile kurduğum iletişim şekillerinden, yapının bulunduğu araziden, projenin çizimlerinden ve 3 boyutlu görselleştirmelerinden bahsedeceğim.
Yapı Ziyareti : Rölöve & Saha Analizi
Yapının konumuna ilk ziyaretimiz bu yazının yayınlanışından neredeyse 2 ay öncesine dayanıyor. İşverenin mahremiyetine saygı duymak açısından yer bildirmeyeceğim, fakat analizleri aşağıya eklediğimde bazı arkadaşlarımız neresi olduğunu anlarlarsa bunun aramızda bir sır olarak kalmasını rica ediyorum. :)
Meslektaşım Furkan’la beraber yaptığımız 4–5 saatlik yolculukta ilgili alana gelmeden önce sizlere bahsettiğim göl manzarası ve yemyeşil sık ağaçların olduğu yollardan geçtik.
Alana vardığımızda yapının bulunduğu konum gerçekten muhteşemdi. Hafta sonları gelip şehir detoksu yapabileceğiniz, doğayla ve kendinizle kaliteli zaman geçirebileceğiniz, pandemi dönemindeki eve kapanma ihtiyacını en iyi şekilde karşılayabileceğiniz bir yer gibi görünüyordu. Biz de bu konumu hem sevmiş, hem de imrenmiştik.
Daha önce sadece telefondan görüşme şansı bulduğumuz işverenimiz ve ailesi ile ilgili alanda tanıştık. Bir yandan çevre ile ilgili bilgi edinirken, genel istekleri de konuştuk. Daha sonrasında rölöve almak için izin istedik ve işe koyulduk. Sonrasında detaylı olarak ne istediklerini daha iyi kavrayabilmek için akşam yemeğinde bir araya gelecektik.
Ve evet, bu iş Furkan’ın da benim de işverenin yapının sahibi olduğu, uzun soluklu yapacağımız ilk işimizdi. O yüzden çok heyecanlıydık. Elimizden gelenin en iyisini yapmayı çok istiyorduk. En önemlisi de atacağımız her çizgi, bir anlam taşıyıp gerçeğe dönüşecek. O yüzden o mekanlardaki yaşayış biçimini en konforlu şekilde ve çalışır halde tasarlamak, proje gelişimi esnasında taşıdığımız niyetlerden en önemlisiydi. Çünkü en nihayetinde lüks, pahalı eşyalar ve kullandığımız malzemeler bizi kısa süreli mutlu etse de insanı asıl mutluluğa mekanın içerisindeki boşlukta yaşanan paylaşımlar, sohbetler, akşam yemekleri ve daha bunun gibi bir sürü aktivite ulaştırabilir. Bizim de öncelikli olarak dert edindiğimiz konu bu gibi pozitif aktivitelerin oluşmasını doğru mekan organizasyonu ile sağlamak olacaktı. Mimarlık, mekan sadece bu insani paylaşımların bir aracısı olabilir. Amacı değil.
Mevcut Yapı
2 Katlı, düşey taşıyıcıları tarihsel bir önem taşımayan malzemeli duvarlardan oluşan, bahçeli bu yığma kargir yapı, ahşap kirişlerden ve ahşap strüktürlü bir kiremit çatıdan oluşuyordu. Eğimli bir araziye oturan yapı sağlamlık açısından bize bir garanti vermiyordu, fakat yıkıp yerine yenisini yapmak hem ekonomik hem sürdürülebilir olmadığı için yapıyı güçlendirmenin en uygun karar olacağını ön gördük. Böylece hayal etmeye başladık. Ama ilk olarak bizim hayallerimizden önce, işverenimiz ve ailesinin isteklerini dinlemek için akşam yemeği kısmına geçelim.
Akşam Yemeği: Anket
Mimarlık, meslek tatminini dolaylı yoldan yaşadığımız mesleklerden biridir. Müşteri kendimiz olmadığımız ve sonsuz özgürlüğümüz olmadığı sürece kendimiz için tasarlamayız. Bu meslekte bencilliğe yer yok. Her zaman karşımızdakini düşünüp, yardımcı bir düşünce yapısı ile tasarlamamız ve hareket etmemiz gerekiyor. Bu yüzden, işverenimizin birden bire tam anlamıyla isteklerini harika bir şekilde anlatmasını veya gerçekte ne istediğini açıklamasını bekleyemezdik, ziyarette bulunmadan önce kendileri isteklerini güzel bir şekilde toplamış ve göndermişti, fakat aradığımız daha çok mekan tasarımı istekleri ile ilgiliydi. Aşağıda belirttiğim bazı soruları bütün bir aileye sorduk, hepsinden cevaplar istedik. İlk Soru:
- Şuan oturduğunuz evde sevdiğiniz yerler nereleridir?
(Örnek: Mutfak, balkon, salon veya belki küçük bir çalışma nişi bölümü de olabilir.)
Bu soruların cevabı herkes için farklıdır, tasarım hizmeti vereceğimiz insanları tanımak için bize fırsat sağlar. Örneğin, ben de günün belirli saatlerinde evimin içerisinde farklı yerlerde zaman geçirmeyi severim. Sabah erken kalktığımda bir bardak su alıp balkona çıkmak, havanın geceden kalma serinliğini hissetmek hoşuma gider. Akşam üzeri güneybatıya bakan salon pencerelerinden kızıl güneşi seyretmek, kitap okumak, dizi izlemek sevdiğim aktivitelerden birkaçı. Bunlar gibi günlük yaşantıyı düşündürtecek sorular, doğru tasarıma bizi yaklaştırır.
Evet, bu arada evlerini tasarlayacağımız bireylerin cevapları da, mutfakta zaman geçirmeyi sevdiklerini, küçük tatlı çalışma nişlerinin hoşlarına gittiğini ve doğal malzemeleri ve doğa ile zaman geçirmeyi çok sevdiklerini belirttiler.
2. Şuanki evinizde eksikliğini hissettiğiniz veya değiştirmek istediğiniz şeyler nelerdir?
Yine aynı şekilde, “eksiklik” ve “değiştirmek” kavramlarını kullandığımızda, kişi evdeki anlarını düşünecek ve istediği, eksikliğini hissettiği veya değiştirmek istediği şeyler yavaş yavaş zihninde yer etmeye başlayacak.
Bizim bu kısımda aldığımız cevap ise, şehirlerde insanlar pandemi dolayısı ile evlere çekildiğinde evlerindeki alanın doğa ile hiç birleşmemesi, bunun eksikliğinin yaşandığını ve evin içerisinde şehir stresinin devam ettiğini ve bunu değiştirebilmek istediklerini belirttiler. Zaten tasarlayacağımız yapının konumu da tam bu istekleri yerine getirebilmek için çok yeterli. Diğer cevaplar ise, metrekarenin verimsiz kullanılması ve oda sayısının azlığı, kiler eksikliği, bazı mekanlarda doğal ışığın azlığı gibi çözülmesi gereken konulardı. Bu sorunların tasarlayacağımız yapıda sorun olmamasını istediler.
3. İnternette, televizyonda veya sosyal medyada karşılaştığınız yapılar arasında en beğendiklerinizin ortak özellikleri nelerdir?
4. Ev içerisinde ailece ve bireysel olarak gerçekleştirdiğiniz hobiler nelerdir?
5. Bulunduğunuz lokasyonda(köyde) günlük hayatınızı nasıl geçirmeyi planlıyorsunuz?
gibi, düşündürücü hayal etmeye teşvik ettiren soruları akşam yemeğinde işverenimiz ve ailesine sorduk. Güzel cevaplar aldık.
Sonrasında ise işe koyulmaya başladık.
Rölöve çıktıkdan sonra, dış kabuğun değişmemesini istedikleri için, içerde çalışmaya başladık. Plan organizasyonları, pencerelerin konumu, istenilen alanların dağılımı, güneş yönü, rüzgar yönü gibi konulara dikkat ettik.
Bu projedeki zorluğumuz (challenge’ımız) sınırlı bir metrekare içerisinde koridor alanını azaltıp işverenlerimizin isteğine göre olabildiğince geniş, konforlu ve sayıca birden fazla oda tasarlamaktı. Tabii ki bunları yaparken mekanın kalitesinden ödün vermeyecektik.
Böylece 2–3 revizeden sonra final planımızı oluşturduk.
Zemin Kat Planında Dikkate Değer Mekanlar #1: Yaşam Alanı
Bütün bir planı incelemektense, üzerinde durduğum birkaç güzel noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Göründüğü üzere bazı mekanlar küçük. Sağ alttaki “Yaşam Alanı” gibi. İşverenlerimizle konuştuğumuzda, zemin katta bir “Salon” kavramından çok mutfağın yanında küçük bir “Sohbet Alanı” istediklerini anladık. Fakat yine de bu alan etrafı duvarla çevrildiğinde insana klostrofobi etkisi yaratabileceğini düşünerek, önüne bahçeye açılan geniş kayar pencere yerleştirdik. Pencerenin dışında ise yaşama alanı ile aynı malzemeden bir dek alanı oluşturduk. Böylece yaşam alanı bahçeye doğru taşmış olup mekanı daha da geniş hissettiriyor.
Zemin Kat Planında Dikkate Değer Mekanlar #2: MUTFAK
- Sosyalleşme alanı.
- Ailenin günün belirli aralıklarında bir araya geldiği, (sabah — öğle — akşam yemekleri— çay saatleri — kışa hazırlık işleri — kahve saatleri…vb.) sohbet ettiği, paylaşımlar yaptığı bir mekan. Evin merkezi.
Evet. Mutfak farkında olmadan ailemizle yakınlaştığımız, paylaşım yaptığımız, günümüzü, belki de hayallerimizi paylaştığımız bir yer. O yüzden, plan organizasyonunda mutfağın dolaşım alanıyla birleşip, ev içerisindeki bütün mekanlarla bağlantılı olmasının sebebi bu. Eski Türk evlerindeki “sofa” gibi. Kapılar mutfak alanına tam anlamıyla açılmasa da, her zaman mutfağı görüyor. Böylece belirli zamanlarda aile bireyleri arasındaki sosyal etkileşimin en yüksek düzeyde olması sağlanıyor.
Ve evet, çok da sosyalleşmek istemezsek, kapıyı kapatmamız yeterli. :)
Üstte gördüğünüz görselde mutfağın sağır bir duvara yapıştırıldığını görüyoruz. Böyle olduğunda gündüzleri gün ışığını alabilmek mutfak mekanında zorlaşabiliyor. Bunu en aza indirgemek için, kiler alanını zeytin saklama alanı ile birleştirip, araya küçük bir niş yaptık.(bknz. zemin kat planı) Böylece biraz da olsa dikey pencereden dolaylı olarak gün ışığı alacağız. Bu sayede sirkülasyon ve mutfak mekanı gün ışığı açısından yaşam alanı ile biraz da olsa dengelenmiş oluyor.
Evin zemin katında hoşumuza giden, tasarım düşüncelerimizi aktardığımız en önemli kısımlar bunlar. Zemin kattaki diğer mekanları buraya tek tek yazıp sizi sıkmak istemem. Yine de projenin diğer görsellerini en son kısımda yayınlayacağım.
Zemin Kat Planında Dikkate Değer Mekanlar #3: BAHÇE
Zemin katta dikkate değer bir diğer mekan ise bahçe. İlk fotoğraflarda göründüğü üzere eğimli bir araziye oturan yapıda, zemin kat ile neredeyse 30cmlik bir yükselti farkı olacak şekilde bahçeyi düzleştirdik, yeni bir kot ortaya çıkardık. Kışın çok elverişli olmasa da, diğer 3 mevsimde de güzel bir atmosfer yaratacak olan bahçe için özel bir şey düşünmedik. Yaşam alanının Dek alanına bağlanması ile beraber bahçe de kendini bu mekana dahil ediyor ve bahçe de evin bir elemanı olmaya kendiliğinden başlıyor.
1. Kat Planında Dikkate Değer Mekanlar #1: GİRİŞ ALANI
Plandan baktığımızda kapıdan girdiğimiz ilk anda bizi odalar ve geniş bir portmanto alanı karşılıyor. Şuanda inşaatı devam eden projemizin iç duvarları yapılırken görmeye henüz gidemedik ama, işverenimiz inşaata yaptığı son ziyaretinde kapıdan girerken karşılama alanının ferah hissettirdiği geribildirimini yaptı bize. Bunu duyunca işimizi doğru yapmış olmanın verdiği mutluluk gerçekten çok ayrı bir his.
1. Kat Planında Dikkate Değer Mekanlar #2: SALON
Üstte gördüğümüz kemervari açıklıktan geçtiğimizde, karşımıza salon mekanı çıkıyor. Bu kısımda hoşumuza giden birkaç konudan bahsetmek istiyorum.
Evin mevcut durumunda çatı formu kırma çatıydı ve bir hayli bakım istiyordu. Yani çatı her halükarda yenilenecekti. Çatı strüktürleri ve diğer malzemeleri çıkarılıp yenilenecekti. Bizde bunu fırsat bilip, acaba yükseklikten nasıl yararlanabiliriz diye düşünmeye başlamıştık. Evin çatısı tekrar kırma çatı olsaydı, çatı formu evin 4 kenarında da aşağıya doğru eğilecekti. Salona yüksek bir tavan hissiyatı vermek için, beşik çatı yapma önerisinde bulunduk. Böylece çatı formu sadece 2 kenara doğru eğilecekti ve bize daha ferah bir alan sağlayacaktı. Bilmeyenlerimiz için, evlerde tavan yüksekliği mekanın hissiyatı açısından çok önemlidir. 2.60m altı tavan yükseklikleri basık hissettirmeye başlarken, 2.70m’den fazla tavan yükseklikleri mekanı daha ferah kılar. 2.60–2.70m tavan yükseklikleri genellikle bu hissiyatın eşiğidir.
Ek olarak, beşik çatının formunu iç mekanın her yerinde göstermek, hem maliyet açısından, hem de kış aylarında ısınma açısından problemli olabilirdi. Bu yüzden beşik çatı formunu sadece salon ve çalışma odası kısımlarında devam ettirmek daha dengeli olacaktı. Öyle de yaptık.
Şimdi ise, binanın dışına gelelim, inşaat başlamadan önce, mevcut yapı içerisinde görmezden gelinmeyecek kadar tuğla bulunuyordu. Bu malzemeleri de evin girişinde kullanmak gibi bir fikir geldi aklımıza.
Evet. Güzel bir proje sürecini de böyle geçirmiş olduk. Zoom üzerinden müşterilerimizle her hafta toplantı yaparak proje gelişiminin olabildiğince şeffaf ve işbirliği içerisinde ilerlemesini sağladık. Pandemi döneminde yaşanan aksaklıklara rağmen dijital araçlar aracılığı ile böylesine verimli ve hızlı bir proje süreci de bizi gelecek karşısında umutlandırdı.
Okuyan herkese teşekkür ederim. 👋👋