UX Alive 2017’den “UX Ne ki?” Diyenleri de İlgilendiren Notlarım ve Konferans Günü Özeti

Numan Çebi
Tasarım

--

Ön bilgi: Bu yazının “okumayı daha da kolaylaştıracağı” aşikar olan, fotoğraflarla desteklenmiş geniş sürümünü blogumdan okuyabilirsiniz. (Medium, görselleri buraya çekmeyi başaramadığı için böyle bir zaruret doğduğunun altını çizmek isterim.)

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen, benim de DH adına ikinci kez katıldığım kullanıcı deneyimi konferansı UX Alive, alanında Orta Doğu ve Avrupa’nın en büyüğü (kendi deyimleriyle). Öncelikle Userspots‘ın geçen yıl Wyndham Grand’de gerçekleştirdiği konferans üzerine notlarımı görmediyseniz şayet, bu bağlantıdan okuyabilir, neler konuşulmuş görebilirsiniz.

Hilton İstanbul Bomonti‘de düzenlenen, bu yılki etkinlik temelde şu konular üzerine yoğunlaşmış:

Kullanıcı Deneyimi Tasarımı, Hikaye Anlatımı, Bilgi Mimarisi, Kullanılabilirlik, Kullanıcı Arayüzü Tasarımı, Etkileşim Tasarımı, İçerik Stratejisi, Web Psikolojisi, Optimizasyon, Deneyim Tasarımı, Servis Tasarımı, Deneyim ve Ürün Pazarlama.

Gün boyu süren konferanslarda ilgimi çeken ve konferansa katılmayanların da hoşuna gidebilecek (en azından haberdar olunması gereken) bazı konulara aşağıda değineceğim.

Userspots, geçtiğimiz yıl Dubai’de de bir etkinlik düzenleyeceğinin sözünü vermişti ancak “küçük başlayalım, sonra büyütürüz” demişler, tam istedikleri gibi gelişmediği için o iş olmamış fakat daha ayakları yere basan bir etkinliğin müjdesi verildi. UX Alive Eylül’de Berlin‘de boy gösterecekmiş. Onun da detayları web sitelerinde yayınlanır yakında sanırım.

İlk konuşmacı Will Evans sahneye çıkmadan önce, sunucu Mindy Harrell‘in ardından Userspots’ın kurucusu Mustafa Dalcı açılış konuşmasını yaparken, küçük bir eleştiri yaparak başlamak istiyorum çünkü konumuz UX iken, şikayetim de konferans deneyimi ile alakalı bir şeyken esgeçemeyeceğim.

Çok elzem bir şey olmasa da geçtiğimiz yıl etkinlik kitapçıklarında her konuşmacının yanında o konuşmacı için ayrılmış bir not alanı bulunuyordu ve konuşmadaki “not etmek istediğimiz” şeyleri oraya yazabiliyorduk. Bu yıl, muhtemelen benim kadar çok kullanan olmadığını düşündükleri için bu uygulamaya son vermişler.

Buna üzüldüğümü belirteyim. Halbuki anlat anlat bitirememiştim geçen yılki kitapçığı, çok hoşuma gitmişti. Bilgisayarımı yanımda getirmemiş olsam muhtemelen aşağıdaki satırları yazmayacaktım. 👨🏻‍💻 (“O kitapçığa gerek yok diyen” her kimse umarım ona ulaşır bu yazdığım.)

Will Evans‘ın (Semantic Factory) Juicero adlı yeni meyve sıkma ürünü örneği ilgimi çekti, alet hakkında detaylı bilgiyi burada bulabilirsiniz. Bu oyuncağı daha önce Casey Neistat‘ın bir videosunda görmüştüm geçtiğimiz günlerde. (Başlığını hatırlayamadığım için videoya doğrudan bağlantı veremedim, kusura bakmayın artık. Özet geçelim: Kullanması çok eğlenceli diyor, övüyor epey, Casey’nin arkadaşının girişimiymiş.)

“Müşteriye, size nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davranın.”

Jaime Levy, (UX Strategy kitabının yazarı) hayatımda gördüğüm en rahat insan. Bunu abartmadan söylüyorum. “UX Stratejisi”nin dünyayı nasıl değiştirebileceğini çok güzel bir şekilde anlattı. Beğendiği, örnek aldığı bazı insanlara da atıfta bulundu. Andy Warhol, Steve Jobs, Elon Musk vs.

“Hiçbir şeyin %10’u hiçbir şeydir.”

“Kariyerinizin neresinde olursanız olun (ne kadar iyi olduğunuzu düşünüyorsanız düşünün), mentörleriniz ve ilham aldığınız kahramanlarınız olmalı.”

Alberta Soranzo, sonsuz (ölüm sonrası) çevrimiçi hayatımız hakkında etkileyici bir konuşma gerçekleştirdi. Arkadaşı Charles‘ın vefat etmesine rağmen LinkedIn’de “tanıyor olabileceğiniz kişiler” bölümünde sürekli karşısına çıkması bir nebze üstesinden gelebileceğimiz bir anısıydı ancak Facebook’ta Charles’ın profiline her yıl -hala- “doğum günün kutlu olsun” yazan Charles’ın arkadaş listesindeki bir kişinin tebrik mesajları yazması biraz gözlere toz kaçırdı. (Hala yaşıyorken LinkedIn ağınıza dahil etmek isterseniz, profilim burada.)

Google’ın, Yahoo’nun ve üçüncü parti aracı bazı servislerin, öldükten sonra hesaplarınızı silmeye yarayan servislerinden söz etti -ki bence de önemli bir konu. 100 yıl sonra internette nasıl bir yansımanız kalacak, hiç düşündünüz mü?

“Ürününüze kaydolan insanlar, sizin zombi kullanıcılarınız olmak istemiyor olabilirler. Hesabımı Sil özelliğini ayarlar sayfasında bir yerlere koymayı değerlendirin.”

Bu arada Just Delete Me ile birçok web sitesinden üyeliğinizi nasıl sileceğinizi öğrenebilir, hangilerinden silemediğinizi de yine aynı servis üzerinden görebilirsiniz.

Mikael Gummerus, UX’in geleceği ve kazanmaya hazır mıyız temalı bir konuşma gerçekleştirdi. Türkiye’den de müşterileri olan firması Frosmo‘ya gözatmak isteyebilirsiniz.

Mikael sahneye çıkmadan önce Mindy, “Evinde aynı anda X’ten fazla ekran kullanan var mı?” diye sorduğunda koca salonda elini kaldıran bir ben vardım, kötü hissettim. Dijitaliz ne yapalım? X’in kaç olduğunu söylemeyeceğim. Instagram hikayelerimi takip edenler görmüştür daha önce muhtemelen. 😂

Hannes Robier, inovasyon, olağanüstü deneyim ve sürdürülebilir başarı üzerine örneklerle güzel bir sunum gerçekleştirdi.

Celal Gündoğdu, BKM CEO’su Soner Canko gelemediği için yerine gelen yardımcısıymış (burada tanıdım). Çok alçakgönüllü, lazer seven bir abimiz. 😊 BKM’nin nakitsiz ödeme ile ilgili hamlelerini ve Avrupa-Dünya genelindeki başarılarını referans göstererek bu konuya güzelce parmak bastı. Türkiye’nin bu alanda ne kadar iyi bir örnek olduğunu gösterdi. “2023 hedeflerinin tamamen nakitsize geçiş yapmış olmak” olduğunu belirtti, hadi bakalım. Epeydir nakit kullanmayan biri olarak, merakla bekliyorum.

“Geçtiğimiz yıl, Türkiye’de temassız ödeme ile 7 milyon kez alışveriş yapıldı.”

“11 Mayıs’ta Türkiye’nin ödeme sistemi Troy‘un reklamları dönmeye başlayacak.”

Troy’a çok güveniyorlar. Bu kadar detayıyla, ilk duyanlardan olduk sanırım.

Hakan Göl, etkinliğin ana sponsoru Deloitte adlı ürünün yöneticisi.

“UX’i uçuracak (boost) şey: Kişiselleştirme.”

“2020’de djital evrenin boyutu 44 zettabyte olacak. (Günümüzde 4,4 ZB)”

Stitch Fix diye bir uygulama var, stil profilinizi tamamlıyorsunuz, o da -bir tüketici olan size- önerilerde (5 öneri) bulunuyor ve ürünler kapınıza geliyor, beğendiklerinizi alıyorsunuz, beğenmediklerinizi geri gönderiyorsunuz. Kargosu da ücretsiz.”

Bu sonuncusu çok ilginç bir pazarmış aslında, Türkiye’de böyle bir şey yok galiba. İlk yapan köşeyi döner, benden söylemesi.

Andrea Picchi, (Sony’de Lead Experience Designer) tasarım-odaklı bir şirketin, değerini nasıl katlayacağını “anneye anlatır gibi” anlattı sağolsun. Yarın öbür gün premium bir ürün tasarlayacak olursak, “benzerlerinden ne kadar fazla değer biçeceğimizi” çok iyi biliyoruz artık. 💸

“Tasarım, insan-merkezli bir düşünce biçimidir.”

“Hiçbir şey hata değildir. Kazanma veya kaybetme (fail) diye bir şey yoktur. Sadece yapmak vardır. -John Cage”

Altuğ Yılmaz ve Akar Şümşet, ardarda “en iyi oyunlaştırma, görünmez oyunlaştırmadır” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdiler.

Kişisel olarak, Yemeksepeti‘nin yeni “mahalle temsilcisi” temalı oyunlaştırma projesini aşırı abartılı ve esas meselenin bile (yemek siparişi verme) önüne geçecek şekilde göze sokulan bir atılım olarak gördüğüm için Yemeksepeti’nden birilerinin burada olmasını çok istedim. (Canlı destekten, yazılım departmanına, bu oyunlaştırma meselesinin komple -benim hesabım için- deaktif hale getirilmesi talebi göndermiş biri olarak yazıyorum bunu.)

“Oyunun tersi depresyondur.”

“Oyunlaştırmanın %75’inden fazlası psikoloji, %25 kadarı teknoloji.”

“Oyunlaştırmadın aşamaları olması gerek. Üye olduğu gün ile 3 ay sonra kullanıcıdan puan kasması için aynı şeyleri beklemek yanlış.”

Görsel TheVerge’den…

“Google Maps’in 1 Nisan’daki Pac-Man oyunlaştırması örneğini başarısız buluyorum. Sanıldığı kadar iyi değil.” diyerek gerekçelerini anlattı. Ben ikna oldum. Kaza yapmaya yöneltiyor insanı. 🚘

Aşağıdakiler Akar‘ın konuşmasından notlar:

“Arkadaşın arkadaşı davet edip zincir oluşturduğu oyunlaştırma örneklerini (Dropbox, Inbox, Airbnb vs.) daha başarılı buluyorum.”

“Davet, davetin kabulü ve sonraki davet arasındaki süre mümkün olduğunca kısa olmalı.”

Quora, belli bir konuda uzman olan kişileri ön planda tutarak, kullanıcıları birbirine daha hızlı bağlayacak bir mekanik elde etmiş oluyor.”

Akar ayrıca Yemeksepeti’nin oyunlaştırmasının da çok kısa üstünde durdu, keşke bu konuda herkesin duyabileceği bir soru-cevap seansı olsaydı. 😈

Bir UX Alive etkinliğinin “öğle yemeği” arasının nasıl geçtiğini görmek isteyenler için şunları da buraya bırakıyorum. (The Globe Restaurant ile ilgili incelememi ayrıca Zomato’da yazacağım.)

(Fotoğraflar burada.)

Bu arada konu dışı ama söylemeden geçmeyeyim. Konferans günü, ödülü “4 kişiye Sketch lisansı” olan bir soru soruldu. Userspots’ın sorusu ve yanıtım aşağıda. Tweet göndererek yarışmaya katıldım, kazanan 4 kişiden biri de ben olmuşum.

(Ekran görüntüleri burada.)

Öğleden sonraki ilk konuşmacı, geçen yıl da favorilerimden olan biri.

Hazjier Pourkhalkhali, Optimizely’nin kurucusu ve yöneticisi. UX ile alakası olan çoğu kişi tanıyordur kendisini. Yine çok güzel bir konuşma yaptı, beklediğim gibi.

Konu, dünya-standartlarında optimizasyondu. Doğal olarak en çok Optimizely’nin bunu nasıl yaptığı üzerinde duruldu. Henüz Optimizely‘den haberdar değilseniz, şuradan başlayabilirsiniz.

Gabor Toth, kişiselleştirme ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Kuralına uygun oynamayı ya da unutulmayı kabullenmeyi öneriyor.

“Kullanıcının ismi, konumu veya elinizdeki diğer bilgilerini kişiselleştirme için kullanın ama bu yeterli değil.”

“Müşteriler, özelleştirilmiş bir deneyim istiyor ve bekliyor. Araştırmalar gösteriyor ki müşterilerin %20’si özelleştirilmiş bir deneyim için daha fazla ödemeyi göze alıyor.”

“Dijital, fiziksel dünyayı da etkiledi. Özelleştirilmiş deneyimler artık yalnız e-ticaret ile sınırlı kalmıyor, fiziksel mağazalarda da özelleştirilmiş deneyim e-ticaret’tekine çok yakın bir şekilde uygulanıyor.”

Özgür Mutlu Öz (Arçelik), evlerimize giren yeni VUX (Görselleştirilmiş Kullanıcı Deneyimi) yöntemleri üzerine konuştu. Arçelik’te kullanıcı deneyimi tasarımı süreçleri ve Arçelik’in Ar-Ge’ye yaptığı yatırımın geçmişi üzerine doyurucu bir sunumdu.

“Dil ile söylenmeyen, konuşulmayan ihtiyaçlara önem ve öncelik veriyoruz.”

Önce gözlemle, sonra tasarla. İnsan düşündüğünü söylemeyebilir, söylediğini yapmayabilir, yaptığını söylemeyebilir ve söylediğine inanmayabilir.”

“Kullanıcıya sordum demek (ya da sormak) yeterli değil. Gözlemlemek ve yaratıcılığımızı (tasarımcılar olarak) konuşturmak gerek.”

Barış Mert Gezer (Yandex Evangelist), gerçek hayattan örneklerle, kullanıcı deneyimi örnekleri gösterdi. Rus “divan” satış sitesi divan.ru bir sene boyunca geliştirdikleri sitenin bounce rate’inin (hemen çıkma oranı) hala yüzde 40’larda gezdiğini görüp geri dönüşlerin hiç fark etmediğini görerek şaşırmış ve bir takım arayışlara gitmişler.

Önce reklam içeriğini değiştirmeyi denemişler. Faydası olmuş ama beklenen kadar değil. Ardından web sitesinde bazı iyileştirmelere gitmeyi denemişler. Yandex Metrica ile sepete ürün ekleyip ödeme ekranına gittikten sonra ödemeyi tamamlamayıp sayfayı terk eden kullanıcılar olduğunu görmüşler. Buna sebep olabilecek arayüz geliştirmelerini yapmışlar ve nihayetinde, bir ayda çok daha iyi bir sonuç aldıklarını görmüşler. (Dönüşler 2.6, siparişler 2.8 katına çıkmış.)

“Bir musibet, bin nasihatten iyidir.”

Khalid Saleh (Invesp CEO), dönüşüm optimizasyonu üzerine konuştu. Özetle A/B testi önemli. 🤓

“Kullanıcılarınızın birincil önceliği sitenize geldiğinde bir şeyler satın almak ise, o adımları kendiniz deneyip yaşadığınız deneyimi analiz edin.”

“Kullanıcı testleri için 5 kişi yeterlidir. 5 kişi ile karşılaşılan zorlukların %90’ını deneyimlemiş olursunuz.”

Sıradaki konuşmacılar Rafaela Rein ve Ramy Nassar, etkinliğe katılamadıkları için sonraki konuşmacıya geçildi.

Serhat Atayeter, yeni mobil sayfa inşa etmek üzerine AMP örnekleriyle destekleyerek güzel bir sunum gerçekleştirdi. Bizim de kullandığımız AMP teknolojisi hakkında detaylı bilgi için Google’ın ilgili sayfasına gözatınız.

“Her bir saniye bekletmek, dönüşümde %7 azalmaya sebep oluyor. Bu nedenle hızlı mobil web siteleri inşa etmek çok önemli.”

Progressive Web Apps (PWA) de web sayfalarını, kullanıcıların cihazlarının ön belleklerine aktarıp sonraki gelişlerde hızlı bir yükleme sağlıyor.”

“Mobil dönüşümleri, masaüstünden %66 daha az.”

Skali Skalska, uluslararası pazarlar için kullanıcı deneyimi tasarlamak, yerelleştirme ( dil, kültürel altyapı vb.) konularda şu sıralar yakından ilgili olduğum bir konuda şahane donelerle, enfes bir sunum yaptı. Şahsi olarak bana çok şey kattı diyebilirim. Uluslararası bir ürününüz varsa, kesinlikle göz ardı edemeyeceğiniz bir unsur.

Yury Vetrov, yapay zeka tasarımcıların yerini alır mı, almalı mı, bu bizi endişelendirmeli mi temalı bir konuşma gerçekleştirdi. Yukarıda da tweet ile değindiğim UX’in geleceği AI (artificial intelligence) odaklı olacağını düşünsem de bu yakın gelecekte olursa UX tasarımcıları nasıl etkiler, kestirmek şimdiden zor doğrusu. Avantaja çeviremeyeceğimiz bir durum değil elbette.

Filmlerdeki gibi yarattığın canavar robotlarla savaştığın bir senaryo fazla zorlama olur bu vaka için.

Keyifliydi, internette sıkça karşımıza çıkan Wix‘e de değinmeden geçilmedi. Wix’i -pek mümkün olmasa da- hala görmediyseniz şöyle buyrun.

Canay Atalay, öğrenim ve inovasyon üzerine şahane bir sunum gerçekleşti.

Why We Work adlı bir araştırmanın sonucuna göre, şu anda dünya üzerinde çalışan insanların %90’ı çalıştıkları şirkete nefret duyuyor.”

“Dünya’da kanser ortalaması 30 yaşına altına düştü.”

“İnsanı, ekosistemi önemsemedik. Anlamamız gerekiyor. Kendimizi keşfetmeliyiz önce.”

Engin Ayaz, temelde “hangi mimari ve kullanıcı deneyimi birbirinden öğrenir” çerçevesinde gelişen konuşmasında, fiziksel dünya ile dijital dünya arasındaki deneyim farklarından ve hibrid yapıdan bahsetti.

“Mimari ve Mühendislik = Etkileşim Tasarımı”

“Web ve dijital tasarım, mimari tasarıma ‘basılı (grafik) tasarımdan’ daha yakın.”

“Dijitalde prototipleme ve test etme, mimariden daha kolay.”

Derken UX Alive 2017 konferans gününün sonuna geldik. Emeği geçenlere teşekkürler.

Geçen yılki UX Alive yazımı okumadıysanız tekrar hatırlatmış olayım.

Tasarım ile ilgili diğer yazılarım içinse sizi böyle alalım.

Daha önce tanışmadıysak, şöyle buyrun.

Originally published at blog.numancebi.com.

--

--