Bilimle Yönetilmek
Tanımadığımız insanlar tarafından seçilen tanımadığımız insanlar tarafından yönetilmekten sıkılmadınız mı? Peki bilim, bilim insanları ve Bilimsel Metod tarafından yönetilmeye ne dersiniz?
Bu yazıda sizlere oldukça realist ve hatta en doğru yönetim biçimi olduğunu düşündüğüm teknokrasiden bahsedeceğim:
Teknokrasi, bütün kararların ve karar verme sürecinin teknik uzmanlar tarafından yapıldığı bir yönetim şeklidir. Yönetim kademelerinde sadece bilgi, deneyim ve yetenek sahibi bilim insanları, mühendisler ve teknolojistler yer alır. Kısacası işin bir bilene verildiği yönetim biçimidir.
Teknokrasinin başlıca özellikleri şöyledir:
· Siyasi kurumların yönetimi, teknokratlardan oluşan “uzmanlar kurulu” ile yürütülür.
· Siyasi ve ekonomik süreçler bilime ve rasyonalizme dayandırılır.
Teknokrasininin özellikleri ve avantajlarından bahsetmeden önce sizlere demokrasinin dezavantajlarından söz edeceğim:
Öncelikle seçilenlerin ve bu seçilen kişilerin görevlendirdiği insanların yetkinliğini kontrol eden bir mekanizma yok.Bu eksiklik, örneğin: Eğitim alanında hiçbir deneyimi olmayan birinin Milli Eğitim Bakanı olabilmesine, ekonomi alanında hiçbir geçmişi olmayan birinin Ekonomi Bakanı olabilmesine imkan tanır. Demokraside her yurttaşın oy kullanma hakkı vardır lakin her yurttaş kendisinin nasıl yönetileceği ve nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda yeterince bilgi ve bilinç sahibi değildir. Çoğu zaman söylediğim gibi “Çoğunluk çoğunlukla yanlıştır.”
Toplulukların doğru manipülasyon yöntemleri ile yanlış kararlar aldıklarını gösteren birçok örnek mevcuttur yani toplulukların kararları çok kolay manipüle edilebilir. Bunun belki de en bariz örneği Adolf Hitler’in seçimle başa gelmesi ve koca bir halkın kendisini üstün ırk sanmasıdır.
Teknokraside ise yurttaşın söz hakkı yoktur ki buna ihtiyaç da yoktur. Bu yönetim biçiminde “halk için halka rağmen” mentalitesi hakimdir; her alanda neyin yapılması gerektiği realist bir çizgide, alanında yetkin olan uzmanların üreteceği politikalar doğrulusunda belirlenecektir. Ekonomi alanında alınacak kararların ekonomistler tarafından, eğitim alanındaki kararların eğitmenler tarafından verildiği bir yönetim biçimidir. Bu uzmanlar da; hiçbir nüfuz, para ya da herhangi bir ayrıcalığın kriter olmadığı bir değerlendirme sonucunda görevlerine gelirler. Kendilerinden istenen en öncelikli kriter, alanlarında ciddi bir donanıma sahip olmalarıdır. Bundan hareketle teknokrasinin yürütme gücü yetkin bilim insanlarıdır.
Son olarak tartıştığımız yönetim kalıplarına baktığımızda akılcı ve bilimsel düşünce önemsenerek yönetilen sürecin başarı şansının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü toplumun romantik yönleri ve bu noktalardaki zaafları, yönetenler tarafından manipülasyona açıktır. Bu tür bir zaaftan yararlanılarak uygulanacak olan propaganda, başarılı bir yönetim ortaya koyacak kadrolardansa halkı daha iyi manipüle edebilen kitlelerin yönetimde söz sahibi olmasını sağlayacaktır. Daha önceki yazımda belirtiğim gibi insan zayıftır, bu zayıflık onun kandırılmasına olanak sağlar ancak duyguları olmayan bilim ve bilimsel metodu kandırmak olanaksızdır.
Gelecek yazılarda görüşmek üzere, hoşça kalın.
