Güdülme Rehberiniz

Aysel Hopa
TechSheet
Published in
4 min readApr 15, 2024

Yalnızlık, insanı günden güne dibe çeken ve onu tahammül edilemez fikirlerin pençesine hapseden bir durumdur. Bu sebeple insan kendini gerçekleştirmektense bir grup içinde ortalama kalmayı tercih eder. Gruplar, insana başarı adımlarının birer birer verildiği kronolojik bir yol çizer. Bazı tatminleri yaşayabilmek ve anormal kalmamak isteyen her insanın böyle bir güdülme rehberine ihtiyacı vardır. Sizler için bu rehberi yazmayı isterdim ancak her gün eğitim almak, para kazanmak veya biraz olsun sosyalleşmek adına zaten güdülme rehberlerinize başvuruyorsunuz. Gittiğiniz okullar, çalıştığınız yerler ve telefonlarınız. Evet, bunlar sizin rehberleriniz. Özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra tüm sektörlerin birbirine muhtaç hale getirilmesiyle bu çarkın dişlilerinden biri olmak zorunda kaldınız. İşin garip yanı şudur ki: Bu dişlilerden biri olmazsanız hayatlarınızın sonunun geldiğine inanacağınızdan kendi isteğinizle sistemin içinde kalmaya devam ediyorsunuz, bu döngünün içinden çıkabilme bilgisine sahip olsanız bile. Çünkü sistem kendisine karşı geliştirilmiş fikirleri insana vermekten çekinmeyecek kadar gücünün farkındadır. Bu fikirlere sahip olmanızla onu yenemeyeceğinizi bilir. Sistemin gücünü İnsan adlı şiirimden bir alıntıyla ifade ederek devam etmek isterim:

Şifa bulmak isteriz,
Bu sanayi şehrinden.
O en kuvvetli zehirdir,
Panzehrini besleyen.

Bu döngüden kurtulmak, ilacını kendi mikrobundan yaratmış bir hastalıktan kurtulmak gibidir. İyileşmek için ilaç içtikçe mikrobu da vücudunuza almaya devam edersiniz. Döngünün bir kolundan çıkmak için de başka bir kolunu tutmanız gerekmektedir. Bu yazıyı yazma amacım ne size yeni bir rehber oluşturmak ne de döngüden çıkış anahtarını vermektir. Sizlere bu yazımda sisteme farklı bir yolla başkaldırmayı tercih etmiş birini anlatacağım.

NightCafe Gözünden Ted Kaczynski

Kendisi üniversite yıllarında öğretmeni tarafından çeşitli deneylere sokularak delirtilmiş bir dahi. Topluma gerçek bir eleştirmen olarak bakabilecek kadar zeki biri olsa da fikirlerini topluma yaymak söz konusu olduğunda bir seri katil olabilecek kadar da cani. Amerikalı bir matematikçi ve eli k*nlı bir eleştirmen olan Ted Kaczynski’den bahsediyorum. Üç kişinin ölümüne ve onlarca kişinin yaralanmasına sebep olan Kaczynski posta yoluyla üniversitelere, havaalanlarına ve bilgisayar şirketlerine el yapımı bombalar gönderiyordu. 1979 yılında FBI, University and Airline Bombings’ten adını alan “UNABOM” isimli bu davayı araştırmaya başladı. On yedi yıl boyunca arkasında hiçbir iz bırakmayan bu katile Unabomber lakabı takılmıştı. Kaczynski ise kendisine FC yani Freedom Club demeyi tercih ediyor olmalı ki yaptığı her bombanın en parçalanmaz kısmına FC harflerini kazıyordu. Yıllar boyunca FBI tarafından edinilen bilgiler zaten Ted’in edinilmesine izin verdiği bilgilerdi. Ted aynı zamanda fikirlerini yazdığı mektuplar yollamaktan da çekinmiyordu.

“İnsanları korkunç derecede mutsuz edecek koşullara maruz bırakan, sonra da bu mutsuzluklarını gidermek için onlara uyuşturucu veren bir toplum düşünün. Bu bir bilim kurgu mu?”

İşte duyurmak istedikleri bu ve bunun gibi aslında bize hiç de yabancı gelmeyen, hepimizin içinde zaman zaman rutinlerimiz tarafından susturulmasını beklediğimiz cümlelerdi. Bu fikirleri hatırlatmak veya anlatmak için seçtiği yol ise oldukça can yakıcıydı.

Bir gün tüm bu düşüncelerini kaleme aldığı uzun bir manifesto yazıp bunun gazetelerde basılması halinde Freedom Club’ın saldırılarına son vereceğini haber verdi. Bu olay insanların fikir ayrılığı yaşamasına sebep oldu. Çünkü bilirsiniz ki hükümet t*röristle pazarlık yapmazdı. Ancak bir ihtimal daha vardı ki bunun yayımlanması halinde onun fikirlerini, üslubunu, yazı stilini tanıyacak birileri çıkabilir ve katil yakalanabilirdi.

Ted Kaczynski Tutuklanırken

İnsanlar bu fikir ayrılıklarıyla uğraşırken yetişkin içerikli bir dergi, eserini yayımlamak üzere Ted’e bir çağrıda bulundu. Ancak Ted, bu tarz dergilere karşı olmasa da fikirlerinin itibarlı bir yerden duyulmasını istediğini iletti. Onun için fikirlerinin insanlara ulaşması kadar hangi kanallar aracılığıyla ulaşacağı da önemliydi. En sonunda onun istediği oldu ve manifestosu gazetelerde basıldı. Okuyucuya seslenmek için şu cümlelerle başlamayı tercih etmişti: “Endüstri Devrimi ve sonuçları insan ırkı için bir felaket olmuştur. Teknolojinin bizi özgürleştirmesi gerekiyordu ama öyle olmadı.

Bu ve bunun gibi cümlelerle devam eden manifesto okuyuculardan birine oldukça tanıdık gelmişti. Ted Kaczynski’nin kardeşi onun yazısını tanımış ve FBI ile irtibata geçmişti. Onlara kardeşinin şehirden uzak bir ormanda, küçük bir yerde yaşadığını ve manifestoda bahsettiği gibi bir hayat sürdüğünü anlatmıştı. Onlara kanıt olarak ise kardeşinin kendisine ve annesine gönderdiği mektupları vermişti. Mektupların da katkısıyla Ted Kaczynski uzun yıllar süren bu davanın ardından yakalandı ve 10 Haziran 2023 yılında ise kaldığı hücrede yaşamına son verdi.

Kaczynski’nin Yaşadığı Kulübe

Ted Kaczynski’nin hikayesi bu kadardı. Ancak biliyorum ki bazı ölüler yaşayanlardan daha çok ses çıkarmaya devam ederler. Bunun için yazımı Ted’in fiziken ölmesiyle sonlandırmak istemiyorum. Onun hayatına kendimden birkaç şey daha eklemek isterim.

Ted’in fikirlerini duyurmak için seçtiği yol aklı başında pek çok insanın karşı çıkacağı bir yoldur ve bence öyle de olmalıdır. Ancak Kaczynski bizi biraz olsun toplumun girdiği bu çıkmazdan uyandırmaya çalışmıştır. Yine çoğumuza uymayacak özgür bir hayat sürdükten sonra bu hayatı sonlandırmayı tercih etmiştir. FC aslında onun tek başına olduğu bir özgürlük grubudur. Çarkın dişlilerinden biri olup kalabalıklar arasında bir hayat sürmektense kontrolün gerçekten onda olduğu bir yaşam sürmeyi tercih etmiştir. Eylemleriyle özgürlük niyetine gölge düşürse de fikirlerinin insanlara ışık tuttuğuna inanıyorum. Ayrıca hepinizin aşina olduğu farklı bir FC’de Ted’in izlerini görüyorum: Tyler Durden’ın FC’sinde. Bence güzel bir sistem eleştirisi olan Fight Club’ta Kaczynski’nin fikirleri yaşamaya ve insanlara farklı bir bakış açısı kazandırmaya devam ediyor.

Fight Club

Son olarak hatırlatmak isterim ki bir teknoloji dergisinde teknoloji karşıtı biri hakkında yazıyor oluşum sizleri kontrolün bende olduğu yanılgısına düşürmesin. Unutmayın ki sistem kendi panzehrini beslemekten çekinmeyen güçlü bir zehir gibidir. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

--

--