Kader İçin Bir Gen Yoktur

Zeynep Lâl Kaşıkçı
TechSheet
Published in
3 min readNov 13, 2023

Bugün, çoğu insan tarafından bilinmeyen, TDK’de bile adı geçmeyen ancak geleceğin mihenk taşlarından biri olacak, kısmen yeni, belki biraz distopik ve birçok bilim dalını içinde barındıran bilimsel bir disiplini size tanıtacağım.

Doğduğunuz andan itibaren ölüm gününüzün ve ölüm sebebinizin bilinebileceğini düşünün. Sahip olabileceğiniz bütün hastalıklara çözüm bulabileceğinizi fakat aynı zamanda insanlar arasındaki eşitsizliği daha da artırabileceğinizi hayal edin.

Gattaca filmini izleyenlerin aşina olabileceği bu bilim dalını bazıları biyobilişim, bazıları biyoinformatik, bazılarıysa biyoenformatik olarak biliyor.

Gattaca (1997)

Biyoinformatik, en basit tanımıyla komplike ve gelişmiş biyolojik verilerin derlenmesini ve analiz edilmesini sağlayan disiplinler arası araştırma alanıdır. Gelecekte adını daha da sık duyacağımız bu bilim dalı, hayatımızdaki biyolojik problemlere teknolojik çözümler bulmamızı sağlar.

Bu kaotik disiplini daha kolay bir şekilde anlamak için biyoinformatiği, milyonlarca kitaba sahip olan kütüphanede çalışmakta olan süper hızlı bir kütüphane görevlisi olarak düşünebiliriz. Bu milyonlarca kitap içinde neden bazı insanların renkli gözlü olduğunu veya neden bazı insanların diğerlerinden daha zeki olduğunu bulabileceğimizi düşünelim. Burada süper hızlı kütüphane görevlisi, kitaplara kolay bir şekilde ulaşmamızda bize yardımcı olmayı sağlarken aynı zamanda biyoinformatiğin ne işe yaradığını temsil ediyor.

Biyoinformatikle ilgili bazı kavramlar.

Peki biyoinformatiğe neden ihtiyacımız var?

Biyoinformatiğin hayatımıza girmesinin temel sebebi, İnsan Genom Projesi sayesinde keşfettiğimiz yeni verileri saklayacak, onları analiz edecek ve bu verilerin baş döndürücü hızdaki gelişimine ayak uydurabilecek bir veri tabanına ihtiyacımız olmasıdır. Bu baş döndürücü hızı daha iyi kavrayabilmemiz için 1986'da veri bankalarında bulunan mevcut genetik verilerin 3939'dan günümüzde 300.000'e çıkmasını örnek verebiliriz. İşte bu kompleks bilgileri bir araya getirerek onları hem güvenilir hem fonksiyonel hem de insan hatasından olabildiğince uzak bir hâle getirmek zor bir uğraş olduğundan biyoinformatiğe ihtiyacımız vardır.

Genetik ve yazılım arasında köprü görevi gören biyoinformatikle pek de uzak olmayan gelecekte neler yapılabilir?

  1. Kişiye özel ilaçlar: Her insanın genetiği birbirine çok benzese de bir noktada da çok farklıdır. Birinin derdine deva olabilecek bir ilaç başka birine çok büyük yan etkiler yaratabilir. Biyoinformatik sayesinde kişinin genetik kodu incelenerek ona özel ilaç üretilebilirken aynı zamanda kişiselleştirilmiş tıpa geçme sürecimiz daha da hızlandırılabilir.
  2. Veri analizi: Sağlıklı bireyin genetik datasıyla hasta bireyin genetik datasını karşılaştırıp onları analiz edebilir, gelecekte sahip olabileceğimiz tüm sağlıksal sorunları daha önceden belirleyebiliriz. Böylece “hastalık” kelimesini lügatımızdan çıkarabilir, genetiği değiştirilmiş organizmaların ta kendisi olabiliriz. Bir türe ait spesifik özelliğin genini bulabilir, bu geni çoğaltıp başka yerlerde kullanabiliriz. Bu sayede istediğimiz özellikteki canlıları tasarlayabiliriz. Örneğin daha verimli hayvanlar üretebilir, hiç tahmin edemeyeceğimiz bir ortamda (mesela Mars!) bitki yetiştirebiliriz. Yaşam kalitemizi artırabilir, -eğer böyle bir isteğimiz varsa- daha uzun yıllar yaşayabiliriz.
  3. Telesağlık: Türkiye’de oturduğunuz yerden Norveç’teki kalifiye bir doktorun sizin hastalığınıza çözüm bulduğunu hayal edin. Telesağlık ile dünyanın herhangi bir yerinde bulunan bir hasta isterse dünyanın diğer ucunda bulunan doktorla temasa geçebilecek, bu hastanın ihtiyaçları karşılanıp sorunları çözülebilecek. İki farklı ülke arasında uzaktan erişimli cerrahi operasyon yapılması mümkün hale gelebilecektir.
  4. Veri depolama: Veri depolama sayesinde belki de nesli tükenmiş herhangi bir canlının verileriyle farklı biyomoleküller arasındaki benzerlikleri keşfedebiliriz. Böylece türlerin ataları hakkında daha iyi bilgi sahibi olabiliriz. Basit organizmalardan yola çıkarak kompleks organizmaları yorumlayabilir, bunun tam tersini de hayata geçirebiliriz. Bunu bilgisayar ortamında yaptığımız için çok yüksek maliyetlerle karşılaşma ihtimalimiz de azalır.
İnsanın X kromozomunun haritası

Özetle, biyoinformatiğin hem muhteşem hem de dehşet verici yanlarının olduğunun su götürmez bir gerçek olduğunu söyleyebiliriz. Bu tarz çok genç bilimsel disiplinlerin geleceğini tahmin etmek pek kolay olmasa da biyoinformatiğin bu disiplinler arasında farklı bir yeri olacağı açıktır.

Peki, sizce biyoinformatik kusurlu türümüzün sonu mu olacak yoksa yepyeni bir dünyanın başlangıcı mı?

--

--