Schrödinger’in Kedisi

Yorgahuseyin
TechSheet
Published in
2 min readDec 23, 2022

Lise hayatımızda olsun, internette olsun Schrödinger’in kedisini duymuşsunuzdur. Bu kavram adını Schrödinger’in kedisi deneyinden alıyor. Bu ifadenin ortaya çıktığı deney nedir, deney nasıl işlenmiştir ve bu deneyin felsefi boyutu nedir? Gelin beraber inceleyelim.

Schrödinger’in Kedisi deneyi aslında düşünsel bir deneydir. Bu düşünce deneyi, mikroskobik boyuttaki bir gözlemi akılda canlandırabilmek için makroskobik boyutta canlandırmaya çalışır. Deney şu şekilde:

https://seyler.ekstat.com/img/max/800/w/wjaBLzDdhyQ5gDap-636409848980174082.jpg
Deneyin uygulanması

İçinde kedi olan, dış dünyadan tamamen izole olan bir kutumuz var. Bu kutuya radyoaktif bir madde, bu maddenin radyoaktifliğini ölçen bir sensör ve bir şişe zehir koyuyoruz. Ha bu arada, kutunun içini hiçbir şekilde göremiyoruz. Bu radyoaktif maddenin ışıma ihtimali %50’dir yani madde ışıyabilir de ışımayabilir de. Eğer madde ışıma yaparsa sensörümüz bunu algılar ve zehir dolu şişeyi kırar. Şişe kırıldığı için de kedi ölür ama eğer madde ışıma yapmazsa şişe kırılmaz ve kedi de hayatta kalır. Bu yüzden kedinin bir saat içinde yaşıyor olma ihtimali %50’dir çünkü kutuyu açana kadar maddenin ışıyıp ışımadığını bilmiyoruz. Yani biz kutuyu açtığımız zaman kedi yaşıyor da olabilir ölmüş de olabilir.

Deneyin makroskobik boyutunu öğrendiğinize göre mikroskobik boyutuna geçelim. Örneğin çift yarık deneyinde ışık dalga özelliği, fotoelektrik olayında da parçacık özelliği gösterir. Yani ışık deneyden deneye göre hem parçacık hem de dalga özelliği gösterebiliyor. Bundan dolayı ışığa hangi deney veya olaydan baktığımıza göre gösterdiği özellik değişiyor. Yani aynı anda ışığa hem parçacık hem dalga özelliği addedebiliriz. Bu, kedinin yaşama ihtimaliyle aynı duruma denk geliyor. Kedi biz kutuyu açana kadar hem yaşıyor hem ölmüş durumda bulunabiliyor, ışığın hem parçacık hem dalga biçiminde bulunabildiği gibi.

Bu iki bakış açısı sonucunda tek bir doğrunun olmadığı, aynı anda iki şeyin de doğru olabildiğini görüyoruz. Bu da bize felsefi bir bakış açısı sunuyor. Bu felsefi bakış açısıyla bir sorunun tek cevabı olmadığını, birden fazla doğru cevap verebileceğimizi görebiliriz. Bundan dolayı her zaman tek ve mutlak bir doğrunun olmadığı ve bakış açısına göre bilinen doğruların değişebildiğini görebiliriz.

Bu yazımızda sizinle Schrödinger’in kedisi deneyini ve bu deneyin bize nasıl bir felsefi düşünce sunduğu hakkında konuştuk. Bir dahaki yazılarda görüşmek üzere, hoşça kalın.

- Hüseyin Yorğa

https://seyler.ekstat.com/img/max/800/4/4ySKko9Z89KNuoIO-636409854461051486.jpg
Ekstra

--

--