93 Harbi ve Nene Hatun

Tepetaklak Dergisi Editör
Tepetaklak Dergisi
Published in
3 min readNov 11, 2017

1877–1878 arası olan Rus-Türk savaşı Rus zaferi ile sonuçlanan bir mağlubiyettir.Savaşta Plevne ve Erzurum-Kars Hattı savunması gibi önemli noktalarda düşmanı yıpratsak da bu durumlar zaferi getirmemiştir.Balkanlarda Rus-Bulgar-Romen birlikleri İstanbul eteklerine kadar yürümüş.Kafkas cephesinde ise Erzurum’da zor durdurulmuştur.İşte bu yazımda size kahraman Nene Hatun ve 93 Harbi’ni anlatacağım.

Antlaşmanın yapıldığı ev

Savaşın sebepleri

İki taraf için de önemli olan 93 Harbi’nin iki önemli nedeni vardı;

1-Balkanlardaki azınlık isyanları ile gelişen Panslavizm ideolojisi

2-Batı basınının Osmanlı topraklarındaki Hristiyanlara zulüm yapılıyor iddiası

Bu sebepleri bahane eden Çarlık Rusya Londra Buluşmasında Osmanlı’ya ağır antlaşma şartları sundu.Antlaşma imzalanmadığı için Rus,Sırp,Romen,Bulgar kuvvetleri Balkanlara girdi.

Balkanlardaki Durum

Savaş Balkanlarda hiç iyi gitmedi.Teçhizat ve asker sıkıntısı çeken Osmanlı Plevne harici hiçbir yerde başarı gösteremedi.Rus kuvvetleri ise İstanbul eteklerine kadar ilerledi.Başkentin elden çıkma tehlikesi ile Rusya ile Ayastefanos Antlaşmasını imzaladı.Bu antlaşma ile Osmanlı’nın Balkan topraklarının çoğu elden gitmişti.

Kafkas cephesi

Ruslar Kafkas cephesinde aynı başarıyı gösteremediler. Doğubeyazıt ve Ardahan’ı almaları ile teçhizat eksikliği olan Osmanlı ordusu avantajlı durumdan dezavantajlı duruma geçti. Alacadağ muharebesi ile arkadan çevrilen Osmanlı ordusu imha edilme korkusu ile Erzurum’dan geri çekildi.Boş bırakılan Erzurum şehrini şehirdeki Nene Hatun ve diğer sivil halk kahramanca savundu.Nene Hatun “Bebem anasız büyür ama vatansız büyümez” gibi bir söz ile tarihe geçti. Ruslar Ayastefanos antlaşması ile Erzurum’u almış olsalar da yerel halkın öfkesinden korkarak kısa bir süre sonra şehirden geri çekildiler.

Doğubeyazıtı savunan Osmanlı askerleri

Nene Hatun

Nene Hatun 93 Harbi’nde gencecik bir anneydi. Düşmanın vatan topraklarına girdiğini öğrenince hiç tereddüt etmeden üç aylık çocuğunu geride bırakarak, ‘’evladım anasız yaşayabilir, ama vatansız yaşayamaz’’ düşüncesiyle direnişe katıldı.

Bütün halk kazma, kürek, sopa, taş, tüfek, kılıç, nacak eline ne geçirdiyse kapıp Aziziye Tabyasına koşmuştu. Kalan askerlerle birlikte halk Rus kuvvetlerine karşı saldırıya geçtiler. Göğüs göğüse geçen bir muharebe sonunda Ruslar, Aziziye Tabyasından uzaklaştırıldı.

Nene Hatun’un 4 erkek, 2 tane de kız çocuğu olmuştu. 93 Harbi sonrasında Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı derken oğullarından ikisini de cephede şehit verdi.

Nene Hatun II.Dünya Savaşı sırasında da birçok zorluklar, geçim sıkıntıları çekmişti. 1952 yılında kendisine ‘3. Ordunun Nenesi’ unvanı tevcih edildi. 1955 yılında hayata veda ettikten sonra da cenazesi, direnişinin sembolü olan yere yani Aziziye Şehitliğine defnedildi.

Aynı zamanda Nene Hatun’a 1955 yılında’Yılın Annesi’ unvanı da verildi. Nene Hatun, ‘vatan sağ olsun’ deyip gözünü kırpmayan kahraman kadınlarımızdan birisiydi.

Yazar: Ahmet Yusuf AKIN

--

--