HÜRREM HASEKİ SULTAN

Tepetaklak Dergisi Editör
Tepetaklak Dergisi
Published in
3 min readJun 1, 2018

Doğum adı Aleksandra Lisowska olan, ancak Avrupa’da Roxelana olarak bilinen Osmanlı İmparatorluğu’nun 10. padişahı ve 89. İslam Halifesi I. Süleyman’ın nikâhlı eşi, sonraki padişah II. Selim ile Şehzade Mehmet, Mihrimah Sultan, Şehzade Abdullah, Şehzade Bayezid ve Şehzade Cihangir’in annesidir. Bir Osmanlı padişahıyla nikahla evlenmiş tek kadın olma ayrıcalığını taşır. Divan şiiri kültürüne sahip olan Hürrem Sultan ayrıca şairdir. Şiirleri daha ziyade Kanuni’ye yazdığı mektuplarda görülür.

Tarihçiler, Hürrem Sultan’ın Rus asıllı olduğunu, Ukrayna’da, 1506 yılında doğduğunu ifade etmektedirler. Saçının kızıla çalan rengi nedeniyle adının Roza, Rossa veya Roxialene olduğu belirtilmektedir. O dönemin Avrupa elçileri tarafından kızıl saçlı, yeşil gözlü ve beyaz tenli olduğu vurgulanmıştır. Eşi Kanuni Sultan Süleyman’ın da kendisine yazdığı gazel ve şiirlerden de bu anlaşılmaktadır. Kendisi adına çizilen portreler tamamen ressamların hayal ürünü olup, gerçeği yansıtmamaktadır. Bunun yanında Osmanlı İmparatorluğu’nda adına en çok portre yapılmış sultandır.

Renkli hayatı ile efsaneleşmiş; entrikaları, zekası, cesareti ve ihtiraslarıyla ün salmış bir Hanım Sultan’dır. Hayatı romanlara, tiyatro oyunlarına, opera eserlerine konu olmuştur. Siyasette ve devlet işlerinde aktif rol oynayarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda “Kadınlar saltanatı” denilen devri başlattığı rivayet edilir. Bunun yanında, Osmanlı Tarihinin en güçlü ve en etkili kadın sultanlarından birisi olarak kabul edilmektedir.

Tahminen 9 yaşındayken Kırım Türkleri tarafından esir edilip Kırım Sarayı’nda birkaç yıl tahsil ve terbiye gördükten sonra Kırım Hanı tarafından, Saray-ı Hümayun’a hediye edildiği belirtilmektedir. Hürrem Sultan’ın saraya gelişi ve Kanuni ile tanışması hakkında kesin bilgiler yoktur. Şehzadeliği sırasında veya padişahlığının ilk senesinde Harem’e girdiği düşünülür.

Hürrem Sultan saraya getirildiğinde I. Süleyman’nin Manisa valisi iken birlikte olduğu Mahidevran Sultan’dan Mustafa isimli bir oğlu vardı. Sarayın en nüfuzlu kadını padişahın annesi Ayşe Hafsa Sultan, ikinci derece nüfuzlu kadın Mahidevran Sultan idi. Hürrem, saraya girdikten sonra Kanuni ile ilişkisinden 1521’de Şehzade Mehmed dünyaya geldi ve böylece Hürrem Sultan saraydaki en nüfuzlu üçüncü kadın durumuna geldi. İki haseki arasındaki rekabet bir gün kavgaya dönüşmüştür. Hürrem Sultan bu kavgayı çeşitli entrikalarla lehine çevirmiştir. Pek çok yazara göre bu olaydan sonra gözden düşen Mahidevran Sultan, 1533’te Manisa Valiliği’ne atanan oğlu veliaht Şehzade Mustafa’nın yanına gönderildi ve Hürrem Sultan, onun yerini aldı.

Hürrem Sultan, Osmanlı tarihinde ilk kez meşru eş durumuna gelmesiyle birlikte kraliçe anlamına gelen Şah unvanını kullanmaya başlar. Çoğu raporlarda imzasının Hürrem Şah olarak geçtiği görülür. Haseki Hastanesinin kayıtlarında ve Kudüs’teki imaretin ve darüşşifanın kitabesinde bu ifade görülür. “Devletlu İsmetlu Hurrem Şah Sultan Aliyyetü’ş-şân Hazretleri”. Bu ifadeler ise bu olayın kanıtı olarak gösterilmektedir.

Oğullarını tahta varis yapmayı başaran Hürrem Sultan, 17 Nisan 1558’de İstanbul’da hayatını kaybetti. Hürrem Sultan’ın zehirlenerek ya da kadın hastalığı sonucu öldüğü rivayet edilir. Kayıtlarda eceliyle öldüğü yazılır. Büyük bir cenaze töreninin ardından Süleymaniye Camii avlusuna gömüldü. Mezarı üzerine türbesi eşi Süleyman tarafından yaptırıldı.

Yazar: Salih Doğan

--

--